Eğitim Sen Şube Başkanı Engin NUR

Ancak gerek yetkililerin gerekse Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın yaptığı açıklamalardan, yeni sistemde Bakanlığın ısrarcı olduğunu, uyarılarımızın ve itirazlarımızın gerektiği biçimde ele alınmadığını görüyoruz. Üstelik her fırsatta, TEOG yerine getirilen sistemin, üniversiteye giriş sınavı gibi olmadığını, dolayısıyla öğrencilerimizin ikinci bir şansının bulunmadığını, bu nedenle de öğrencilerimizin telafisinin mümkün olmayan bir sisteme mahkum edildiğini belirtiyoruz. Bu mahkumiyeti özetlememiz gerekirse;

* MEB tarafından birkaç gün önceden yapılan açıklamaya göre, sınava girecek 1 milyon 200 bin öğrencinin sadece %10’u, yani 126 bin 536 öğrenci, Bakan Yılmaz’ın nitelikli olarak tarif ettiği 1367 okula yerleşecek. Bu okulların yarısından fazlası imam hatip ve meslek liselerinden oluşacak.

* Bugüne kadar işaret ettiğimiz sorunu doğrulayan bu açıklamaya daha yakından bakıldığında, 1367 okuldan 747 okulun imam hatip ve meslek liselerinden oluştuğu görülmektedir. Dolayısıyla AKP, 4+4+4 sisteminden bu yana eğitimde izlediği dinselleştirme ve ticarileştirme politikasındaki ısrarını sürdürmekte, sınavda başarılı olmuş çocuklarımızı ve öğrencilerimizi, imam hatip ve meslek liselerine yönlendirerek “ödüllendirmektedir”!

Bu nedenle 1 Milyon 200 bin Öğrencinin İradesine Kısıtlayan Çember Sistemini Yargıya Taşıdık!

Siyasi İktidarın Değil, Çocuklarımızın ve Öğrencilerimizin Haklarının Korunmasını İstiyoruz!

Yargıyı Adil ve Hakkaniyetli Olmaya Çağırıyoruz!

Her Çocuk İçin Mücadele Etmeye Değer!

Her güne yeni sorunlarla uyanmak, acaba yarın ne olacak demek, çocuklarımızın ve öğrencilerimizin geleceğinden artık kaygı duymak istemiyoruz. Ancak hükümet ve MEB, bizlere bu cümleleri söyleten politikalarda ısrar ediyor, dayatmacı tavrından vazgeçmiyor!

TEOG’un kaldırılarak yerine getirilen çember sistemiyle, sayıları 1 milyonu aşan öğrencilerimizin geleceği karartılmak isteniyor, istemedikleri okullara gitmeleri sağlanıyor. Öğrencilerimize, çocuklarımıza 9 liseden 5’ini tercih etmek zorundasınız deniyor. 5 tercih dayatmasıyla öğrencilerimiz, gitmek istemese de farklı okul türlerini tercih etmeye zorlanıyor.

MEB’in merkezi sınav sonuçlarında %10’luk başarı dilimine giren öğrencilere dayattığı gibi adrese dayalı yerleştirmede de öğrencilerimiz, çocuklarımız fiilen mesleki ve imam hatip liselerine yönlendiriliyor. Neden adrese dayalı yerleştirmede tek çember değil de üç çember oluşturdunuz sorusunun yanıtı, bu dayatmada karşımıza çıkıyor. Öğrencilerin 2. ve 3. tercihleri fiilen ağırlığını yitiriyor.

Kısacası AKP ve MEB, imam hatip liselerinden ve meslek liselerinden yetişmiş bir gençlik yaratmak istiyor. Çünkü istiyorlar ki, yoksulların çocuğu okumakla uğraşmasın, meslek edinsin, işçi olsun. Çünkü istiyorlar ki, her türlü sömürüye, tacize, iş cinayetine “kader” diyen nesiller yetişsin.

Çocuğunu bu sistemden kurtarmak isteyenlere ise özel liseleri adres gösteriyorlar! Kamusal ve parasız eğitim hakkının üzerine ticarileştirme, dinselleştirme politikalarıyla beton dökmek istiyorlar. Üstelik tüm bunları, çocuklarımızın ve öğrencilerimizin bir tercih şansına dahi sahip olmayacakları bir dönemde, daha 14 yaşında, yani 8. sınıfta geri dönülmesi mümkün olmayan bir yolda bu dayatmayı yapıyorlar.

Yıllardır bu gerçekleri söylüyoruz ve ne yazık ki her defasında haklı çıkıyoruz. Ancak bizlerin haklılığı çocuklarımızın ve öğrencilerimizin maruz kaldığı bu politikaları engellemeye yetmiyor. Yasamanın, yargının, yürütmenin, sivil toplum örgütlerinin, medyanın sadece siyasi iktidarın makbul gördüğünü tekrarladığı, onayladığı bir dönemde, bizler de sabırla, inatla, inançla mücadelemizi yürütüyoruz.

Bu kapsamda Trabzon ilimizde İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan sınava tabi olacak “nitelikli okul” belirtilmesinde yıllardır başarılarıyla övündüğümüz ilimiz Kanuni Anadolu Lisesi ve Tevfik Serdar Anadolu Lisesi sınavla girilecek nitelikli okul kapsamına alınmamış olması tam bir skandaldır. Bu durum da göstermektedir ki ilimiz başta olmak üzere tüm ülkemizde 81 İlde çocuklarımız tercih etmek istemedikleri halde İmam Hatip Liselerinde ve Meslek Liselerinde okumaya mecbur bırakılmaktadırlar .

Bu siyasal iktidarın ve MEB’nın bilinçli ve kasıtlı bir tercihidir. Bu nedenle tüm velilerimize çağrı yapıyoruz. Bugün ortaya koyduğumuz mücadele, açtığımız dava sadece 1 milyon öğrencinin değil, tüm toplumun, tüm çocukların davasıdır, mücadelesidir! Hiç bir çocuklarımızın, öğrencilerimizin bu dayatmaları hak etmemektedir. Hayalleri çalınan, geleceği karartılan, siyasi hesapların parçası kılınan çocukların, öğrencilerin yaşadığı bir ülke haline geleceğimizi düşünmek dahi istemiyoruz !

Eğitim Sen olarak, çocuklarımızın ve öğrencilerimizin bu haksızlığın, hukuksuzluğun nesnesi olmaması için Bakanlığın ortaöğretimde adrese dayalı yerleştirme sistemine karşı çıkıyoruz.

Bir kez daha, tüm velilerimize, kamusal, bilimsel eğitimden yana tüm yurttaşlara çağrı yapıyoruz, çocuklarımızın geleceğini karartacak bu yasayı birlikte durdurabiliriz. Herkesi yarın çok geç olmadan, çocuklarımız için, bu ülkenin geleceği için harekete geçmeye çağırıyoruz. Çünkü çocuklarımızın, öğrencilerimizin kaybetmesini değil, kazanmalarını, yarına güvenle bakabilmelerini istiyoruz.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber