banner240
banner237
banner238

AK PARTİ TRABZON BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BAŞKAN ADAY ADAYI MUSTAFA YAYLALI

Konuşmama gündemdeki bir konu ile başlayacağım.

İsmini anmayacağım bir zâtın biz Trabzon’lular hakkındaki sözlerine Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün sözlerini hatırlatarak cevap vermek istiyorum.

"Efendiler...

Trabzon ve yüce Trabzonluları ziyaret etmek, yıllardan beri içimde beslediğim derin bir arzu ve özlem idi. Ancak bugüne kadar beni bu mutluluktan yoksun bırakan koşulların neler olduğunu hepiniz biliyorsunuz.

Bugün çok mutluyum. Çünkü bu zamana kadar sevenlerimi görmeme engel olan kötü koşullar ortadan kaldırılmıştır.

Arkadaşlar...
Beş sene önce ilk kez Samsun'a ayak bastığım zaman bana kalp gücü veren vatandaşlarımın ilk sırasında Trabzonluların bulunduğunu asla unutmayacağım. Sakarya büyük kanlı savaşına Üçüncü Tümen ile yetişen Trabzon evlatlarının savaş alanında gösterdikleri özverili çabaların kıymetli anısı, bilincimde sürekli canlı kalacaktır."

15 Eylül 1924 tarihindeki ziyaretinde Gazi’nin bu sözlerine muhatap olmuş bir şehrin insanlarına kimsenin aşağılık sözlerle haksızlık etme şansı yoktur. Özür beklemiyor, kabul etmiyoruz. İlgili zâta kendi partisinin en güçlü yaptırımı yapmasını bekliyoruz. Savcılıkları da ayrıca göreve davet ediyoruz.

Kıymetli misafirlerimiz,

Bugüne kadar birçok platformda bir araya geldik. Şehrin ve ülkenin meselelerini birlikte ele aldık. Daha önce bu konuda çok fırsatımız olmadı belki. Başlamadan evvel kendimi tanıtmak isterim.

1974 yılında Erzurum’da doğdum. 1979 yılında başladığım Trabzon Fatih İlkokulunu 1984 yılında, ortaokul ve lise öğrenimimi Trabzon Anadolu (Kanuni) Lisesi’ni 1991 yılında tamamladım. 1996 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. 1998 yılında İnşaat Mühendisleri Odası Trabzon Şubesi yönetim kurulu üyeliğine seçildim. 1999 ve 2000 yıllarında Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde, 2016 ve 2017 yıllarında da Avrasya Üniversitesi’nde “Yapı Yönetimi” derslerini Misafir Öğretim Üyesi olarak verdim. 2005 – 2013 yılları arasında Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Üyeliği yaptım. Bu dönem içerisinde hem yabancı ülke komisyonlarında hem de Hesapları İnceleme Komisyonu’nda görev yaptım. 2010 yılında İnşaat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanlığına, aynı yıl Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Trabzon İl Koordinasyon Kurulu Sekreterliğine, 2012 yılında Türk Dünyası Mühendis ve Mimarlar Birliği Uluslar arası Danışma Kurulu Üyeliği’ne, aynı yıl kentteki bütün sivil toplum kuruluşlarının üyesi olduğu ve önemli bir “ortak akıl” oluşturma yapısı olan Trabzon Kent Konseyi Başkanlığı’na seçildim. 2010 yılında hayata geçirilen Trabzon – Erzincan Demiryolu Platformu’nun kurucularındanım. 16 Nisan 2017 yılında gerçekleştirilen Anayasa Halk Oylamasında “Trabzon Sivil İnsiyatif EVET Platformu”nun başkanlığını yaptım. Hâlen Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalında yüksek lisans tezi çalışmalarını sürdürmekteyim. Eşimle 19 yılını dolduran evliliğimiz ve bir “Nazlı Hilâl”imiz var.

Kıymetli misafirlerimiz,

Kaynaklarda milattan önce 7. yüzyıllara dayanan bir tarihe sahip olan Trabzon, Anadolu’nun hemen her yerinde olduğu gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Ancak, farklı olarak İstanbul ve Trabzon bu medeniyetlerin gözde şehirleri olmuştur. Bunun temel nedenlerinden biri de uluslar arası ticaret, kervan yolları ve ipek yolunun önemli bir merkezi olmalarıdır. Bu büyük ticaret hacmi, Trabzon’un dünya ile entegrasyonunda etkili olmuş, bunun sonucunda da kültür, sanat, eğitim gibi tüm diğer alanlarda da öne çıkmasını sağlamıştır. Trabzon, medeniyetlerin gelecek tasavvurunda sürekli yer almıştır. Anadolu’nun ve Karadeniz’in anahtarı olmuştur.    

Bugüne kadar görev aldığım her kurumda gelecekte dünyanın nerede olacağı, Türkiye Cumhuriyeti’nin bu dünyadaki konumu ve Trabzon’un geleceği üzerine çalışmalar yaptık, fikirler geliştirdik. Bu ölçekteki gelecek tasavvuruna yönelik projeler hazırladık ve bunları kamuoyu ile paylaştık. Bu görev, bize verilmemiş olsa da, Trabzon gibi tarihin odak noktasındaki bir şehirde yaşamanın verdiği sorumluluktu. Bunda da çok önemli yollar kat ettiğimizi düşünüyorum.

2010 yılında kurduğumuz Trabzon – Erzincan Demiryolu Platformu sürecinde bize “Hayal Görüyorsunuz!” diyenlerin bugün “Proje ne durumda?” diye soruyor olmaları sanırım doğru bir yolda ilerlediğimizin göstergesi olmuştur.

Dünyanın geleceğini doğru ve iyi okuyacağız. Türkiye’nin bu gelecekteki yerini anlayarak, Trabzon için hayaller kuracağız. Hep birlikte bu gelecek tasavvuru içerisinde hayallerimizi birleştirerek “ortak akıl” süzgecinden geçirirsek, emin olun ki Trabzon, yeniden dünyanın cazibe merkezlerinden biri hâline gelecektir.

Bu çerçevede Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın açıkladığı ve bütün kalkınma programlarımızın önceliği hâline gelen 2023, 2053 ve 2071 vizyonlarını çok önemli görüyoruz. Bunun için de uzun vadede dünyayı ve Türkiye’yi iyi okuyabiliyor olmalıyız. Aksi takdirde bir sarmalın içerisinde dönüp durmak gibi anlamsız bir duruma düşebiliriz. Alev Alatlı’nın ifadesi ile “Dünyayı bilmeyen, dünyanın maskarası olur”. Hiçbirimizin çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği açısından böyle bir tasarrufta bulunma hakkı yoktur, olmamalıdır. 

Biraz gelecekteki dünyadan bahsedelim;

2050’li yıllarda Türkiye’nin hedefi dünyanın en büyük ilk on ekonomisi arasında yer almaktır. Bu, öngörüldüğü gibi ulaşılabilir bir hedeftir. Bunu tüm dünya ülkelerinde yapılan gelecek projeksiyonlarında görebiliyoruz. Dünyanın en büyük iki ekonomisi, aslında iki süper gücü bugünün aksine Çin ve Hindistan olacaktır. Bu iki ülke tüm dünya üretiminin yaklaşık %50’sini gerçekleştirecektir. Üretilen mal ve hizmetlerin pazarı ise Avrupa ve Kuzey Afrika olacaktır. Üretim – tüketim alanları arasındaki taşıma ise tarihi ipek yolunun yeniden canlanması anlamına gelecektir. 2013 yılında dillendirilmeye başlanan “Bir kuşak – bir yol” projesi de bu gelecek tasavvurunun bir ürünüdür. Bugün dünyadaki birçok gerilimin, ticaret ve ekonomik savaşların, sürdürülen vekaletler savaşının kaynağı da bu denklem değişikliğidir.

Önümüzdeki dönemde dijital dünyanın bir parçası olacağız. Bayrak taşıyıcı şirketimiz THY’nin hava kargo taşımacılığı alanında Çin ve Hong-Kong merkezli dünya ölçeğinde şirketlerle kurduğu ortaklık önemlidir. Gelecekte hava kargo taşımacılığında en uzun teslimat süresinin 4 güne inmesi hedeflenmektedir. Yâni, siz oturduğunuz yerden, Şili’den organik ceviz sipariş ettiğinizde en fazla 4 gün içerisinde ürün kapınızda olacak. Bu çok önemli bir aşama olacaktır.

Gelecekte en büyük risklerimizden biri küresel iklim değişikliği olacaktır. 2030 – 2053 yılları arasında tüm dünyada ısınma ortalama +1.5 derece sınırını geçecek. Bu konuda yapılan çalışmaları neredeyse hepsi, Türkiye'nin su miktarı ve kalitesinde düşüş, taşkınlar ve kuraklık dâhil aşırı hava olaylarının sıklığı ve büyüklüğü gibi iklim değişikliğine bağlı sorunlarla yüzleşeceği konusunda hemfikirdir.

Enerji, geleceğin en önemli sorunu olacaktır. Enerjinin de en uygun kullanım şeklini sağlayacak adımlar zorunlu hale gelecektir. Bunlardan en önemlisi ise “akıllı şehir” uygulamalarıdır. Atık toplamadan trafik düzenine, sosyal yaşamdan güvenliğe kadar her alanı doğru kullanan “akıllı şehir” modelleri geliştirilecektir.

30 yıl içerisinde dünyada artık ülkeler değil, şehirler yarışacak. Trabzon, her alanda bu tür öngörüler çerçevesinde doğru bir gelecek tasavvuru kurgulayabilirse – ki bu mümkündür – gelecekteki riskleri fırsata çevirebilir, mevcut fırsatlarını da buna eklediğinde yarışan şehirler arasında yerini kolayca alabilir. Bu şehir tüm dinamikleri ile buna hazırdır.

Peki nereden başlamalıyız? Neler yapmalıyız?

İlk görevimiz Trabzon’un gelecek tasavvurunu bahsettiğimiz şekilde kurgulamak olacaktır. Bu tasavvura bağlı olarak, her sektörü, her alanı içeren hızlı bir planlama sürecine gireceğiz. Şeffaf, katılımcılığı esas alan, ciddi araştırma geliştirme faaliyetleri içeren, uygulanabilir bir plan, hepimizin geleceğe dair en önemli projesi olacaktır.

Basit olarak anlatmak gerekirse, şu an gündemde olan, uygulama proje çalışmaları devam eden ve bir zamanlar “hayal kurmakla” suçlandığımız Trabzon – Erzincan Demiryolu, turizm ve kargo taşımacılığı için yapmak zorunda olduğumuz yeni havalimanı, geçtiğimiz haziran ayında açıklanan havacılık ve uzay, savunma sanayi, nano teknoloji ve biyoteknoloji alanlarında faaliyet gösterecek Türkiye’deki 5 büyük endüstri bölgesinden biri olacak olan Trabzon Yatırım Adası, çevre illerde işlenip Trabzon’dan taşınan ve taşınacak olan madenlerin, yatırım adasındaki, mevcutta ve kurulacak ihtisas ve karma organize sanayi bölgelerindeki üretiminin uluslar arası pazara aktarılacağı Trabzon Limanı’nı düşündüğümüzde şehrimizin bu gelişime hazır olması için planlamanın önemini anlamış oluruz.      Bahsettiğimiz plan çerçevesinde karayolu, demiryolu, deniz yolu, hava yolu, boru hatları, yaya, bisiklet ve diğer tüm vasıtaları içeren ulaşım ana planını yapmakla işe koyulmalıyız. Ana planla toplu taşıma, yaya, bisiklet, özel araç erişimini kolaylaştıracak akıllı şehir uygulamalarını, tüm trafik planlarını, bunlara uygun düzenlemeleri yapmalıyız. Bugüne kadar yaptığımız ve bir kısmını görev yaptığımız kurumlarda kamuoyu ile paylaştığımız, Of – Beşikdüzü arasında Güney Çevre Yolu, yine Of – Beşikdüzü arasında etaplanarak hayata geçirilecek hafif raylı ve bütünleşik taşıma sistemleri bu gelecek tasavvurunun bizi yapmak zorunda bırakacağı yatırımlar olacaktır.

“İnsan kaynaklı her sorunun mutlaka çözümü vardır.” Bu çerçevede büyük yatırımların, hızlı gelişmenin getirdiği mevcuttaki ulaşım sorunları bahsettiğimiz planlar ve düzenlemeler ile rahatça çözülecektir.

Değerli katılımcılar,

Önümüzdeki on yıllarda şehirlerde “sürdürülebilirlik” öne çıkacaktır. Tüm atık türlerinin yönetimi ve dönüştürülerek geri kazanımı, kendi enerjisini üreten ekolojik yapılar ve mekanlar, kentsel dönüşüm süreçleri gibi konuları hepimiz konuşmak zorunda olacağız. Bunların bazılarının küresel ölçekte, bazılarının da yerelde farklı çözüm yöntemleri var.

Atık yönetimine sadece depolama tesisleri açısından bakamayız. Kaynağında ayrıştırma, geri dönüşüm gibi uygulamalara hız verilerek, atığın oluşumunu engelleyecek projeler hayata geçirilmelidir. İki yılda kişi başı sadece bir kavanoz atık üretilerek yaşanabilen bir dünyaya doğru yol alıyoruz. Burada şu sıralar uygulamaya konulan “Sıfır Atık Projesi” ile ülkemize yıllık en az 13 milyar lira, uzun vadede 50 milyar lira tutarında fayda sağlanacağını örnek olarak verebiliriz. Büyük görünen bu maddi kazançtan daha değerli çevresel kazançlarımızı da hesaba katmalıyız. Şehrimizin de atık yönetimi konusunda atacağı adımlar, yapacağı uygulamalar olacaktır.

Kendi enerjisini kendi üreten ekolojik binalar konusunda imar planları ve diğer uygulamalar ile teşvik sistemi geliştirmeliyiz. Geleceğin yeşil enerji modelleri ve ekolojik yapıları şehirlere ciddi ekonomik kazanç fırsatları sunmaktadır.

Küresel iklim değişikliğinin etkilerine hazır olmalıyız. Bir aylık yağışı bir saatte alacağımızı, içilebilir su sorunumuz olacağını, bozulan küresel ekolojik dengenin sadece bizim gayretimizle yerine düzeltilemeyeceğini ama olası yaşayabileceğimiz olumsuzluklar karşısında tedbir almamız gerektiğini unutmayacağız.

Kentsel dönüşümde dünyanın ve ülkemizin tartıştığı yeni ve farklı modeller üzerinde durulmalıdır. Trabzon, bu açıdan da kendine has özellikleri olan, arazi yapısı ve bunun getirdiği değerli gayrimenkuller, geçmiş 50 yılın biriktirdiği farklı sorunlar gibi ekonomik, sokak ve mahalle kültürünün, komşuluk ilişkilerinin kaybettirilmemesi veya yeniden kazandırılması gibi sosyal etkenleri öne alan bir Kentsel Dönüşümde Trabzon Modeli oluşturulmalıdır. Bu sayede doğru finans yöntemleri de gelişecektir.

Yaşanabilir şehirlerin vazgeçilmezi olan kolay ulaşımın yanında sağlıklı doğal çevre ve kentsel donatı alanları konusunda Trabzon’un geleceğe dönük kolay adımlar atabileceğini görüyoruz. Kentsel donatı alanlarının yenilikçi bakışla yaşama kazandırılması için çalışmalar yaparsak, yaşanabilir şehir üzerinden de marka değeri oluşturabiliriz.  

Trabzon, tarihi bir ticaret merkezi olması hasebi ile tüm dünya kültürlerinin ve sanat faaliyetlerinin de uğrak noktası olmuştur. Sosyal dokunun gelişmesi, turizm, uluslar arası tanınırlık açısından baktığımızda var olan kültür hazinemizin ortaya çıkarılması ve geleceğe taşınması için bugüne dek yapılan çalışmalar artarak sürdürülmelidir. Tarihi yapıların korunması, tarihi alanların yeniden ortaya çıkarılması, arkeolojik çalışmalar, müze sayı ve çeşitliliğinin artırılması gibi konularda hızlı davranmalıyız. Sanat şehri diye övündüğümüz Trabzon’da sanatçılarımızın, edebiyatçılarımızın önemini biliyoruz. Kaybettiklerimizin hatırasını yaşatmak, hayatta olanların da değerlerinin dünyaya duyurulması için çalışmalar yapmalıyız. Bu çalışmalar, sadece sanat alanında değil, turizm ve ekonomi alanında da şehre katma değer kazandıracaktır. 

Bir spor şehri olan Trabzon’da, var olan spor altyapısının geliştirilmesini önemli görüyoruz. Özellikle teknolojinin kucağına doğan Z kuşağının geleceği için Trabzon fırsatlarını doğru kullanmalıdır. Dünya, Z kuşağının ancak spor faaliyetleri ile hayatını disipline edebileceğini konuşurken, mevcut altyapımız biraz daha geliştirilerek sermayemiz Z kuşağı gençlerimizin, geleceğin farklı nesli olarak Trabzon’a çok şey kazandırması sağlanacaktır. Ayrıca Trabzonspor marka değerimiz ile yerel yönetim gücü birleştirilerek uluslar arası boyutta tanıtım avantajı elde edilebilecektir.

Dünya elektronik ticarette koşar adım yol alırken, elektronik ortamdaki siparişlerin dünyanın her yerinden en fazla 4 günde teslimatı hedeflenirken, kırsaldaki üretiminin birçoğu ulusal marka haline gelen Trabzon, bunu iyi okuyarak bir adım daha öne çıkabilecektir. Kırsal alanda üretim, yeni modellerle şekillendirilmeli, elektronik ticaret alanında dünya pazarına aktarılmalıdır.

Kırsal alanımızda tarımın yanında turizm altyapısının da güçlendirileceği adımlar atılmalıdır. Özellikle, kırsaldaki atıl durumdaki okul, sağlık evi gibi kamu yapıları, bulunduğu yerin değerlerini ortaya çıkaracak şekilde turizme kazandırılmalıdır.   

Turizm, aslında saydığım tüm çalışmaların sonunda kentimizin en büyük istihdam ve katma değer sektörü olacaktır. Mevcutta uygulamada olan Turizm Master Planımızda yer alan Uzungöl, Çakırgöl, Santa – Krom – Sümela – Kuştul – Vazelon güzergâhındaki manastırlar yolu ve benzeri turizm güzergâhlarına ve sağlık alanına yönelik çalışmalar hızlandırıldığında deniz turizminden kültür – doğa – sağlık ve eğlence turizmine geçiş yapan dünya pazarından çok daha fazla miktarda turist kazanabileceğiz.

Tüm bu fotoğraf içerisinde en büyük kazancımız uluslar arası düzeyde tanınırlığı yüksek bir marka Trabzon ve büyük bir istihdam olacaktır. İşsizlik sorunu kalmayan Trabzon, emin olun ki bu fotoğraf gerçekleştiğinde dışarıdan işgücü ihtiyacı duyacaktır.

Buna HAZIR MIYIZ?

Yıllardan beri bulunduğumuz tüm kurumlarda derdi ile dertlendiğimiz, sorunlarını çözmek için sürekli fikirler ve projeler geliştirdiğimiz, çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği için geliştirmeye çalıştığımız Trabzon’umuz için onlarca fikir ve proje ile biz hazırız.  

Kıymetli misafirlerimiz,

Ortak akıl sürecini doğru işletip, artık fikri olan herkes ve projeleri hazırlayanlarla hep birlikte, yönetim sürecinin de sorumluluğunu üstlenmek için ilk olarak bahsettiğim görevlerimden ayrılarak Adalet ve Kalkınma Partisi’nden Trabzon Büyükşehir Belediyesi Başkan Aday Adaylığı için başvurdum. Medeniyetlerin geçiş ve bazen de gelişim noktası olmuş, Fatih’in fethederek kutlu müjdenin İstanbul ile birlikte tamamlayıcısı gördüğü, 22 yıl burayı yöneten ve Selim’i Yavuz yapan, Sultan Süleyman’ı dünyanın Kanuni’si yapan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başta belirttiğim sözlerine mazhar olan ve ayrı bir değer atfettiği Trabzon’un icraat makamına talip olduk. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çizdiği 2023, 2053 ve 2071 vizyonları ile tam örtüşen yukarıda saydığımız şehre, ülkeye ve dünyaya bakışımızı, bugüne kadar bizi yetiştiren, bize yatırım yapan şehrimize yansıtmak en büyük hedefimizdir.

Çıktığımız bu yolda desteğinizi bekliyor, saygılar sunuyorum.

Allah, bizim ve  şehrimizin hakkında hayırlısı ne ise onu nasip etsin.

Allah, hatadan muhafaza eylesin. Olursa hatamızı söyleyecekleri yanımızdan eksik etmesin.

Allah, yâr ve yardımcımız olsun.

Mustafa YAYLALI           

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1

banner220



Günebakış Trabzon Haber