İYİ Parti'nin çekirdeğini oluşturan Ülkücüler teker teker istifa ediyor!

Kurucular Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Ahmet Azmi Yetim zehir zemberek bir açıklama yayınlayarak hem görevinden, hem de İYİ Parti'den istifa ettiğini duyurdu.

Prof. Dr. Ahmet Azmi Yetim açıklamasında "Görünen o ki, ben Türkiye'de ülkücüleri iktidara taşıyacağım, ben Başbakan olacağım, ben Cumhurbaşkanı olacağım ve ülkeyi bu hale getirenlerden hesap soracağım diye yola çıkan Sayın Genel Başkan ve ekibi, bugün Saraya nasıl yakın olabilirim savaşı verir hale gelmişlerdir" dedi.

Prof. Yetim, istifa mektubunun son bölümünde, "Ülkücüler, kendilerine değil ama Türk milletine yapılan bu vefasızlığı affetmemiştir ve asla affetmeyecektir. Çünkü bu hareket demokrasi içi son bir şanstı ve millet size güvenmişti ama siz yaptığınız manevrayla Türk milletine çok büyük bir hayal kırıklığı yaşattınız. Mevcut durumun 40 yılı aşkın bir süredir onurla ve gururla taşıdığım ülkücülük anlayışına uymadığı ve yola çıktığımız ilke, hedef ve ideallerin mevcut yapı ve anlayışla gerçekleştirilebileceğine güvenimi ve inancımı yitirdiğim için İYİ Parti Kurucular Kurulu ve parti üyeliğimden istifa ediyorum” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Ahmet Azmi Yetim

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Ahmet Azmi Yetim şöyle devam etti;

"Ülkemizi 17 yıldır yönetemeyen iktidardan kurtarmak, yok edilen demokrasiyi, hukuk devletini ve adaleti yeniden tesis etmek, kirlenen siyaseti temizlemek, çökertilen ekonomi ve eğitim sistemini ayağa kaldırmak yok edilen insan hak ve özgürlüklerini yeniden kazandırmak ve Genel Başkanımızın "Bayram Sofrası" dediği birlik ve beraberliği sağlayacak ideallere duyarlı insanlarla bir araya geldik.

Türk Milliyetçiliği davasını ve Ülkücü hareketi iktidar yapmak ideali ile yola çıkan "CESURLAR hareketinin" bir mensubu olmanın onur ve gururu ile İYİ PARTİ'nin ‘Kurucular Kurulunda" yer aldım.
Tüm camianın yakından şahit olduğu gibi bu süreçte üzerime düşeni maddi ve manevi şartları sonuna kadar zorlayarak yerine getirmeye çalıştım.
Aslında bu hareketin temelleri 2015 yılının Kasımında atılmıştı Ülkücülerin itirazı ülkedeki ve partilerindeki anti demokratik yönetim anlayışına idi Türk milletinin ve ülkücülerin bu yönetim anlayışını hak etmediği ve bu davanın iktidar olması ülküsünden hareketle parti içerisinde bir demokrasi hareketi başlatılmıştı

Ülkücü hareket Türk demokrasi tarihinde bir ilki başarmış fakat malum sebeplerle bir hukuk skandalı yaşanmış ve yasal bir kongre yok sayılmıştı Bunun sonucunda hareketin öncülüğünü yapan Sayın Meral AKŞENER partisinden ihraç edilmiş ve bu gelişme üzerine haksızlığa uğrayan hareketin mensupları yeni bir parti kurmak zorunda bırakılmıştı.

Parti kurulurken, ülkedeki liderler sultasından, liyakatsizlik ve hukuksuzluktan ülkeyi kurtarmak keyfi yönetimlerden uzak, meşvereti ve aklı ön plana çıkaran bir anlayışın, örgütlenmenin ve yönetimin ön plana çıkarılacağı yemin edilmişti. Yarım asırlık partilerinden ayrılmak zorunda bırakılan ülkücüler her türlü fedakârlığı ve riski göze alarak “Ülkelerini karşılıksız sevmek" düsturu ile öncüleri Meral AKŞENER’e güvenerek yola çıkmışlardı.

Ama ne yazık ki daha parti kurulurken, kuruluş gerekçeleri olan demokrasi, liyakat, akıl, bilim, güven, adalet, meşveret, vefa, ilke, ideal, etik ve temiz siyaset vb. hedeflerin göz ardı edilmeye başladığını gördük.
Demokrasi tarihimizin en büyük demokratik mücadelesini veren ülkücüler, baba ocağı partilerinden, büyük umutlarla ayrılıp kurdukları "İYİ PARTİ", bir yılı aşkın süre içerisinde büyük bir hayal kırıklığı yaşatmış ve bu süreçte kurucularının büyük bir bölümünü kaybetmiştir. Bu durum karşısında parti lideri ve yönetimi kılını kıpırdatmamış giden gider, kalan sağlar bizimdir' anlayışı ile anlaşılmaz ve aymaz bir tutum takınmışlardır.

Görünen o ki. ben Türkiye'de ülkücüleri iktidara taşıyacağım, ben Başbakan olacağım, ben Cumhurbaşkanı olacağım ve ülkeyi bu hale getirenlerden hesap soracağım diye yola çıkan Sayın Genel Başkan ve ekibi, bugün Saraya nasıl yakın olabilirim savaşı verir hale gelmiştir.
Parti kurulurken Türk Milletine verilen sözlerin neredeyse hiç birisi yerine getirilmediği gibi, partilerinden koparılan ilkeli, omurgalı vefalı ve liyakatli ülkücüleri ve yol arkadaşlarını zaman içerisinde partiden dışlanarak siyasetin çöplüğüne atılmıştır.
Sayın Genel Başkanım bu insanlar yapılanları hiç hak etmemiş ve sizden de hiç diyet dilenmemişlerdir. Siz ülkücülere diyet borcu ödemekten bıktım diyorsunuz ama unutmayın ki ülkücülere olan vefa borcunuzun zekâtını bile ödemekte zorlanırsınız. Çünkü onlar sizi bu ülkeye "Başkan" yapacak zirveye taşımışlardı. Siz ise onları yok sayıp başka bir yola girdiniz.

Çok büyük umutlarla başlatılan "Cesurlar hareketi" küçük hesaplara heba edilmiştir. Millet size güvenmişti, ülkücüler büyük bir heyecanla ülke sevdası uğruna her şeyi göze alarak sizinle yola çıkmıştı. Ama siz yola çıktıklarınızı dışladınız ve size her türlü suçlama ve iftirayı atanlarla beraber yürümeyi tercih ettiniz.

Türk siyasi tarihine en kısa sürede parlayan bir yıldız ama aynı zamanda en kısa sürede kaybolan bir güneş oldunuz. Ama bunu siz istediniz. Çünkü ülkücülerin idealleri ve onurlarıyla oynamak en büyük hataydı ve siz bu hatayı yaptınız Ülkücülerin umutlarıyla hayalleriyle ve haysiyetleri ile oynadınız.

Yazık ettiniz.

Ülkücüler, kendilerine değil ama Türk milletine yapılan bu vefasızlığı affetmemiştir ve asla affetmeyeceklerdir. Çünkü bu hareket demokrasi için son bir şanstı ve millet size güvenmişti ama siz yaptığınız manevrayla Türk milletine çok büyük bir hayal kırıklığı yaşattınız.

Mevcut durumun 40 yılı aşkın bir süredir onurla ve gururla taşıdığım ülkücülük anlayışına uymadığı ve yola çıktığımız ilke, hedef ve ideallerin mevcut yapı ve anlayışla gerçekleştirilebileceğine güvenimi ve inancımı yitirdiğim için İYİ PARTİ Kurucular Kurulu ve Parti Üyeliğimden istifa ediyorum."

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber