Dr Mihriban Yıldırım FETÖ ile ilişkili, Bylockçu olduğu iddası
Bilindiği üzere 15 Temmuz darbe girişiminin Allah'ın bir lütfu olarak görülüp  20 Temmuz'da ilan edilen OHAL düzeni ile KHK ile kamuda büyük bir kıyım gerçekleştirilmiş, yüzbinlerce kamu çalışanı hukuksuz bir şekilde işten el çektirilmişti. Siyasi iktidar 10 yılı aşkın bir süre ülkeyi birlikte yönettikleri FETÖ  ile işbirliğini yok sayıp yeni bir rejim inşaası yolunda  muhaliflere yönelerek adeta bir cadı avı başlatmıştı. Bu cadı avı kapsamında sendikamız üyesi Dr Mihriban Yıldırım FETÖ ile ilişkili, Bylockçu olduğu iddası ile    1 Eylül 2016 tarihinde 672 sayılı KHK ile işten el çektirilmişti. KESK olarak ortada bir hukuksuzluğun olduğunu, yargısız infazın gerçekleştirildiğini, KESK'e ve üyelerine yönelik FETÖ ile ilişkili yakıştırmasının akla zarar, eşyanın tabiatına aykırı bir iddia olduğunu ifade ederek üyemizin yanında olduğumuzu, sonuna kadar hukuksal ve örgütsel olarak mücadele edeceğimizi belirtmiştik. Dün itibariyle  2. Ağır ceza  mahkemesinde görülen dava sonuçlanmış üyemiz Dr Mihriban YILDIRIM hakkındaki iddiaların mesnetsiz olduğu anlaşılarak  beraat kararı verilmiştir. Bu karar ile yargıya güvenin yok olmaya yüz tuttuğu koşullarda hukuk adına bir nebze olsun ümit ışığı belirmiştir.
Değerli Basın Mensupları, 
O günlerde attıkları karanlık manşetlerle üyemiz ve sendikamıza yönelik itibar suikastçılığına soyunanların, yargısız infazlarla kendilerini yargı yerine koyanların içine düştüğü durum basın tarihimiz ve gazetecilik etiği açısından utanç vericidir. İktidar seviciliği ile imza atılan operasyonel gazetecilik çırılçıplak açığa çıkmış, bir kez daha deşifre olmuştur. Hiç kuşkusuz üyemiz ve sendikamızı hedef gösteren, itibarsızlaştırmayı amaçlayan bu kampanyanın sahipleri ile yargı önünde hesaplaşacağız. Ancak bu durum bu iftiracıların halkımıza olan özür borcunu ortadan kaldırmamaktadır. Halkımızdan ivedi şekilde özür dilemelidirler. 
Üyemiz Dr Mihriban Yıldırım FETÖ iftirası ile sadece itibar suikastine maruz kalmamış, işten el çektirmenin yanında eğitim hakkı gasp edilmiştir. Üniversite yönetimi, üyemiz hakkında objektif olmak bir yana iddialara çanak tutarak hayal kırıklığı yaratmıştır. 
Oysa üniversiteler gerçeğin bilimle buluştuğu ve insanlık yararına faaliyet üretilen kurumlardır. KTÜ yönetimi tarafından bu vasıftan uzaklaştırılmıştır. Bilinmelidir ki üyemizin eğitim hakkının gasp edilmesinde ve işten çıkarılmasında üniversite yönetiminin sorumluluğu var ise hukuki ve örgütsel takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Değerli Basın Emekçileri, 
KESK, ülkemiz insanlarının eşit, özgür, kardeşçe, adalet ve demokrasi içinde yaşadığı bağımsız, laik bir Türkiye mücadelesinin adresidir. İktidar sahipleri ve yandaşlarının yıllar yılı oynadıkları FETÖ çamuru KESK'e yapışmaz. KESK ve üyeleri ülkemizde yaratılan bu kirliliği temizleyecek , hukuksuzluğu giderecek  mücadelenin        öznesidirler.
KESK iktidara yaslanarak büyüyen, devlet güdümlü, her rüzgara sırtını dönüp yelkenlerini şişiren değil rüzgara karşısına alıp güneşe yürüyenlerin sendikasıdır. KESK insanca, kardeşçe, eşit ve özgürce yaşamak isteyen kökü bu toprakların direniş geleneğinden gelen, halkımızın bağrından çıkan bir örgüttür. KESK ve üyeleri bu ideal ve iddianın sahibidir. 
Değerli Basın Emekçileri, 
Buradan tüm kamu emekçilerine çağrımızdır. Asla yalnız değilsiniz. KESK tüm kamu emekçilerinin tek ve gerçek sendikasıdır. Herkes susabilir, hatta ölü taklidi yapabilir. Ancak KESK'i susturmak ve hukuksuzluğa karşı mücadeleden alıkoymak mümkün değildir.
Son olarak OHAL kalkacak KHK gidecek, biz kazanacağız diyoruz.
Yaşasın KESK, Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz.
            Engin NUR
KESK Dönem Sözcüsü

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber