banner240
banner237
banner238

Tarama, uygulama ve odaklanmada eksiklikler var
Yeşilay’ın KÜLT Vakfı işbirliğiyle düzenlediği 4. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi tamamlandı. 2050 katılımcının takip ettiği kongrede teknoloji bağımlılığına ilişkin farkındalığın geliştiği belirlenirken, buna karşın teknoloji bağımlılığı ile ilgili tarama, uygulama ve odaklanma eksikliklerinin olduğu tespit edildi.
Yeşilay’ın Kültür, Toplum ve Aile Vakfıyla birlikte düzenlediği 4. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi tamamlandı. Açılını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı, 15 ülkeden alanında uzman 35 konuşmacının katıldığı kongreyi toplam 2050 katılımcı takip etti. İki gün süren kongre boyunca uzmanlar ve katılımcılar mobil telefon bağımlılığı, online oyun bağımlılığı, halk sağlığı ve bağımlılık, çocuklarda online oyun bağımlılığı, internet ve sosyal medya bağımlılığı ile siber zorbalık konularını tartıştılar.
Kongrenin kapanışında değerlendirmede bulunan Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Dr. Mehmet Dinç, “Etkinliğimiz boyunca öğrendiğimiz en önemli şeylerden bir tanesi Türkiye’de teknoloji bağımlılığı ile ilgili farkındalığın gelişmiş olmasıdır. Görüyoruz ki teknoloji bağımlılığı diye bir şey var ve bu insanların hayatını olumsuz etkiliyor, daraltıyor ve zorlaştırıyor” dedi. Kongrede ayrıca teknoloji bağımlılığı ile ilgili 3 meselenin de ortaya çıktığını söyleyen Mehmet Dinç, “Bunlardan bir tanesi tarama çalışmaları konusundaki eksiğimizin olduğu. Bu konuda çalışmalar yapıyoruz, ancak daha hızlı, kapsamlı ve daha yoğun yapmamız gerekiyor. Ülkemizde teknoloji bağımlılığı ile ilgili çok sayıda tez, makale olmasına karşın, tarama konusunda zayıf durumdayız. Özellikle bu konuda araştırma yapmak isteyen arkadaşlarımız, buna yoğunlaşabilirler” dedi.
Literatürde eksik olan farklı alanlarda çalışma yapılmalı
Uygulama konusunda da bazı sıkıntı ve problemlerin olduğuna dikkat çeken Mehmet Dinç, “İkinci meselemiz uygulama ile ilgili. Teknoloji bağımlılığı oldukça yaygınlaşmış durumda. Gençlerde ve çocuklarda da görülüyor. Anne babalar mağdur. Uygulama önerilerini ve örnekleri ciddi bir şekilde ortaya koyup bunların içerisinden işimize yarayanları değerlendirerek, bilimsel projeler hazırlamalıyız” dedi. Üçüncü meselenin farklı bir bakış açısı geliştirememek olduğunu vurgulayan Mehmet Dinç, “Teknoloji bağımlılığını herkesin baktığı açıdan ele alırsak, bir katkı sağlayamayız. Yapılan çalışmalar genellikle belli konulara odaklanılmış. İlk akla gelen şey üzerine çalışıyoruz, ancak o akla gelen şey daha önce binlerce insanın da aklına gelmiş ve üzerinde çalışılmış. Dolayısıyla akla ilk gelen konulardan ziyade, literatürde eksik olan farklı alanlarda çalışma yapmalıyız. İnternet bağımlılığı ile ilgili elimizde bayağı bir çalışma birikti. Ancak sosyal medya, özgül internet ve cep telefonu bağımlılığı konularında eksik durumdayız. Yeşilay da bu alanlarda yapılacak olan tüm çalışmalara gerek burs gerek mali destek programlarıyla destek olmaya hazır” diye konuştu.
Medya diyeti şart hale geldi
Kongrenin ikinci gününde oturum başkanlığı yapan Yeşilay Bilim Kurulu Başkanı aynı zamanda İstanbul Şehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Peyami Çelikcan ise, insanların iş yaparken dahi dijital medyayı kullanır halde olduklarını kaydetti. Prof. Dr. Peyami Çelikcan, “Serbest zaman ile iş zamanı arasında sınırın ortadan kalkması ve medya içeriklerinin sürekli güncellenmesi, insanların sürekli dijital medya ile meşgul olmalarını sağlıyor. Bu nedenle dijital medya kullanımı son yıllarda oldukça yoğunlaşmış durumda. Kontrolden çıkınca da tabi bu bağımlılık sorunu olarak karşımıza çıkıyor” dedi. Beslenmede olduğu gibi bu konuda da bir diyet uygulamak zorunluluğunun ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Peyami Çelikcan, “Giderek gün içerisinde kullanabileceğimiz saatleri dijital medya içeriklerine aktarıyoruz. Bunu yaptıkça işimizden oluyor, sosyal hayatımızdan vazgeçiyoruz” dedi. Artık ne zaman, ne kadar ve hangi içerikleri tüketeceğimizi belirlememiz gerektiğini ve bunlara bir sınırlama koymamızın şart olduğunu bildiren Prof. Dr. Peyami Çelikcan, “Bizler iyi bir medya diyeti uygulayabilirsek, bunu çocuklarımıza da uygulatabiliriz. Dijital medyayı sınırsız, süresiz kullanan ailelerin çocukları da aynı şeyi yapıyor. Ebeveynler dijital medyayı bilinçli kullanırlarsa, bu çocuklarına da yansıyor” dedi.
Akışkan modern bir dünyada yaşıyoruz
Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Kemal Sayar ise, kongrede yaptığı konuşmasında hayatın akışkan bir hale geldiğinden söz ederek, “Akışkan modern bir dünyada yaşıyoruz. Modern dünya kontrolümüzden çıkmış durumda. Dünün dünyası yarının dünyasından farklılaştı. Dünün bilim kurgusu bugünün gerçeği olarak karşımıza çıkıyor. İçin bulunduğumuz çağ “akışkan modernlik” çağı. Bu çağın içinde hızlı kapitalizm, küreselleşme, dijital devrim, bireycilik, duygusal kapitalizm ve medya ve kültürel endüstri var” dedi. Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Kemal Sayar, “Dijital dünyada neden bu kadar vakit harcadığımız ortada: Kimlik yaratma, görülme ve beğenilme isteği. ‘Dijital dünyada görülüyorum, o halde varım’ psikolojisi. İnsanlar 45 dakikadan fazla telefondan ayrı kaldıklarında kaygılanıyorlar. Aslında bir anlamda özellikle sosyal medya insanı yalnızlığa itiyor” dedi.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1

banner220



Günebakış Trabzon Haber