Birkaç gün önce okuluma giderken okulumun bulunduğu mahallede ki çay ocağı arkadaşa uğradım. Arkadaşla güzel bir sohbet ettik. Sohbette    çay ocağı sahibi arkadaşım benden “ İsraf” üzerine bir yazı yazmamı istedi. Sohbet devam ettikçe konu daha bir aydınlığa kavuştu. Benden devlet dairelerinde ki araba, zaman ve  iş kaybı israfı üzerine yazı yazmamı istedi.

                              Konu belki de pek çoğumuzun ilgi alanına girmez. Fakat kardeşim Salih çok önemli bir konuda dikkatlerimizi çekmekteydi.

                                Devlet dairelerinin kapısında bir miktar beklersek ne demek istediğimiz daha güzel anlaşılır. Devlet dairelerinde son model arabalar görürseniz hiç şaşırmayın. Son model Mercedesler  , BMV’LER vb. gibi kapıda çok üst meblağlarda arabalarla devlet ricalimiz  görevlerini yapmaktadırlar!

                                  Halkımızın büyük ekserisi  asgari ücretle geçinmektedir. Bir kısmı da orta gelirle hayatını devam ettirmeye çalışmaktadır. Konuma devam ettirmeden önce bu asgari ücretlilerin hayatlarını nasıl devam ettirmektedirler inanın bana bende de büyük bir merak uyandırmaktaydı. Bir gün okul kantininde Öğretmen arkadaşlarla sohbet ederken Öğretmen arkadaşlardan biri hayatın geçiminin çok zor olduğunu söyledi. Diğer bir arkadaşta ona destek vererek hayat koşullarının zor olduğunu söyledi. Kantin çalışanımız arkadaş söz alarak kendisinin asgari ücretle ailesine baktığını ve kendisinin nasıl geçindiğini merak ettiğimizden konuya bir açıklık getirmek istedi. Bende kendisinden gerçekten tuhaf bir durum nasıl geçiniyorsunuz bir anlatsana dediğimde bizlere “ Öğretmen arkadaşlarım! Bizim ailede meyve yenmez. Kahvaltılık alınacağı zaman ikinci üçüncü kalite kahvaltılık alınır…” dedi. Şimdi anlıyor musunuz bu kardeşlerimiz nasıl geçinmekte.

Belki  de bu yazıyı  okuyuncaya kadar da bilmiyorsunuzdur Pazar yerlerinde pazarcı kardeşlerimiz tezgahı kapattıktan sonra  pazarcı esnafı tarafından atılan satılamamış çürük meyve ve sebzelerin nasılda bazı kardeşlerimiz tarafından alınıp eve götürülmektedir. Bu örnekler daha da artırılabilir.

                                Durum bu merkezdeyken nasıl olurda  devlet adamlarımız gerek devlet işlerinde gerekse kendi işlerinde ihtiyaç duydukları araba kullanımında normale gitmezler?! Eğer bu paralar bu israf olan arabalara değil de kendi ihtiyaçlı vatandaşlarımıza dağıtılsa da daha iyi olmaz mı?! Ben söyleyeyim elbette daha iyi olacaktır. Hem durum öyle boyutlarda ki bu arabaları  bir görseniz sanki araba galerisinde kendinizi zannedersiniz. İsraf sandığımızdan daha büyük boyutlarda.

                                Eğer araba alınacaksa daha düşük insanın ihtiyacını giderecek arabalar alınabilir. Bakınız Peygamberimizin ikinci Halifesi Hz. Ömer’le ilgili anlatılır.  Hz. Ömer döneminde Hıristiyan alemi bir elçilerini Halife Ömer’e (r.anh.) gönderir. Elçi Medine’de  uzunca bir süre Halifeyi arar. Fakat kendisinin dünyasında altından yapılmış kale arar. Ne kadar ararsada bir türlü bir Halife bulamaz.  En sonunda bir inşaatta üstü başı harç içerisinde çalışan Halife Ömer’i gösterirler. Bu elçi ne yani koskoca Halifeniz bu mu der. Ben saraylarda yaşayan birini hayal ediyordum. Elçi Halifenin yanına gelince kendisini tanıtır. Görüyorsunuz değil mi ?! Allah dostları nasıl da sade yaşamaya çalışmaktadırlar.  O insanlar sade yaşadıkça dünyadan uzaklaştılar izzet ve şeref içerisinde kendi dönemlerini yaşayıp öylece Rabbimize kavuştular.

                              Devlet ricalinden önemli bir istek Ne olur dünyaya bu kadar bağlanmayın. Çünkü dünyaya bağlanıldıkça  insan dünyevileşmeye başlayacaktır. Bu durumda da insanın izzeti ve şerefi kendisinden uzaklaşacaktır…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber