ZMO TRABZON ŞUBE BAŞKANI  PEHLEVAN ''DENİZİN GÖZÜNÜ TOPRAKLA DOYURUYORUZ''!

Toprak uzun süre herhangi bir ıslah işlemi ve madde ilavesi yapılmadan kullanılmıştır. İnsanların toprağa yaptığı ilk müdahale sulama, ikincisi gübrelemedir. İlk ıslah işlemi ise teraslamadır.

Yeryüzündeki kara parçaları, toplam yeryüzü alanının %29.2sini oluşturmaktadır. Dünyamız toprak bakımından çok fakir. Sınırlı olan topraklarımızı korumak ve verimli kullanmamız gerekmektedir.

En uygun koşullarda 1cm’lik toprak oluşumu için uygun şartlarda 100 ila 400 yıl geçmesi gerekirken, bu toprağın işlenebilir, verimli bir yapıya kavuşması için 3 bin ile 12 bin yıl geçmesi gerekmektedir. Bu bakımdan bunu kendi isteğimiz doğrultusunda arttırmak elimizde değildir. Fakat meydana gelmiş toprağı korumak elimizdedir.

Topraklar en önemli doğal kaynaklarımızdan yalnızca biri değil aynı zamanda ekosistemlerin en önemli taşıyıcı gücüdür.

İnsanlığın devamı için olmazsa olmaz olan toprak çeşitli vesilelerle deniz dolgu malzemesi olarak kullanılmaya devam ediyor.114 km olan Trabzon sahilimizin 88 km’lik kısmı ağırlıklı olarak tarım toprağı ile dolduruldu ve doldurulmaya devam ediyor. İnatla denizin gözünü toprakla doyurmaya çalışıyoruz. Sadece tarım toprağını kaybetmiyoruz, deniz canlılarının çoğalma ve yaşam alanlarını da yok ediyoruz. Sonrasında da balıkçı reyonlarında balık yerine kavun, karpuz satıyoruz!

Birçok kurum ve kuruluş erozyonla mücadele ederken Trabzon’da sanki 763.714 kişi birlik olduk, tarım toprağının kamyonlarla denize dökülmesini seyrediyoruz. Aslında denize dökülen toprak değil geleceğimiz.

Oluşumu yüzyıllar süren topraklarımızı acımasızca, vahşice geri dönüşümü imkânsız bir şekilde Karadeniz’in hırçın dalgalarında boğuyoruz, ilelebet yok ediyoruz. Oysa en iyimser hesaplarla dünyada potansiyel gıda üretimi 11 milyar civarında insanı besleyebilecektir. Bu rakamların yükselebilmesi için Dünyada besin üreten alanların ve 3 milyar ha’lık meraların sürdürülebilir şekilde kullanılması ve iyileştirilmesi gerekmektedir.

Tarım arazileri birer fabrikadır. Yüce yaratanın bizlere bahşettiği en değerli varlık topraklarımız insanlığın devamı için olmazsa olmaz olan gıda üretim alanlarıdır. Hayatın devamlılığı için gelecek nesillerin yaşam kaynağı olan gıda fabrikası topraklarımızı sonsuza kadar imha ediyoruz. Dünyada geleceğe yönelik göstergeler çok iç açıcı görünmemektedir. Ülke olarak gelecekte karşılayabileceğimiz sorunları öngörüp planlarımızı bu bağlamda yapmalıyız. Gerekli önlemler çok vakit kaybetmeden almazsak Ülkemizin de bu sorunla karşı karşıya kalması kaçınılmaz olacaktır

Gelecek nesillere yapacağımız en büyük kötülük gıda üretim fabrikalarında yükselen beton yığınları ve sonsuza dek imha edilen topraklarımız. Bizim buna hakkımız yok. Emanete hıyanet olmaz; bizlere nasıl bırakılmışsa bizlerde gelecek nesillere daha iyi şartlarda bırakmalıyız.

Bu minvalde tarım toprağını yaşatmak için planlar üzerinde çalışmalar yapmalıyız, imkânlarımızı zorlamalıyız. Çünkü toprak ana yoksa bizde yokuz. Yapılması gerekenler hiçte zor değil. Günü değil geleceği kurtarma yönünde planlar yapmak. Bu planları yapmak kurum ve kuruluşlara ilave çok aşırı maliyet getirmez. Yapılması gereken çok basit; bir plan dâhilinde kazılardan çıkan tarıma elverişli toprağı denize değil de tarımsal üretim yapılamasına uygun olmayan atıl durumda olan arazilere ıslah projeleri hazırlayarak tarıma elverişli hale getirilmesi için nakletmek ve bu arazileri üretim yapılabilecek hale getirmek. Belki bizim değil ama gelecek nesillerin bu tarımsal üretim alanlarına çok ama çok ihtiyacı olacak.

İnsanların yaşaması ve refahı toprağa bağlı olduğuna göre, toprağın bugünkü sahipleri onları ileriki nesillere aynen teslim etmekle görevlidirler. Bunun için toprağın geçici sahipleri verimliliğin devamlılığını sağlamak ve erozyonla taşınmasına engel olmak için gerekli önlemleri almak zorundadır. Bu ulusal bir görevdir.

Toprağın önemini başlıca; Tarımsal, Endüstriyel, Ekonomik ve Ulusal olmak üzere yaşam için dört önemli fonksiyonu bulunmaktadır.

İnsanlar dünya üzerinde yaşadıkları sürece doğrudan ya da dolaylı olarak toprağa ihtiyacı vardır. Yiyecek, giyecek ve yakacaklar ile içinde oturulacak barınakların kurulmasında kullanılan birçok malzeme topraklardan elde edilmektedir. Yaşamın devamı için tahıllar ve benzeri ürünler, meyveler ve sebzeler toprakta yetişmektedir. Ayrıca Giyim eşyalarının yapılmasında kullanılan lifli materyaller toprakta yetişen ürünlerden elde edilmektedir.

Dünyamızın ve ülkemizin tarımsal üretimin artırılmasına çok daha fazla ihtiyacı olduğu bu dönemde, Ülkemizdeki tarım alanları ve meraların reva görüldüğü muamele mutlu azınlığı da mutlu etmemeli! Küresel ısınmadan dolayı artan Dünya nüfusunu beslemek için en küçük toprak parçasına ihtiyacımızın olacağının ilgililer tarafından çok yönlü olarak irdelenmesi, gelecek nesillere yaşam alanları bırakmamız için bizlerin çok büyük sorumluluğu var.

Kendi hırsımız yüzünden çocuklarımızın geleceği ile oynamaya hakkımız yok.

Biz çok üzülüyoruz, ya siz!

    

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber