“İktidar tarafından bugün açıklanan 2026 yılı asgari ücret rakamı, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik buhranın faturasının bir kez daha işçiye, emekçiye ve dar gelirliye kesildiğinin ilanıdır. %27’lik bir artışla 28.075 TL olarak belirlenen bu rakam, bir geçim ücreti değil, milyonlarca vatandaşımızı sefalete mahkûm etme belgesidir.
*ASGARİ ÜCRET TARİHİMİZDE İLK KEZ, AÇLIK SINIRININ ALTINDA AÇIKLANMIŞTIR.*
Bu karar, tarihimize kara bir leke olarak geçmiştir. Mutfaklardaki yangın her geçen gün büyürken, kiralar ödenemez noktaya gelmişken ve temel gıda ürünlerine erişim imkânsızlaşırken; işçimize reva görülen bu miktar, AKP iktidarının halkın gerçeklerinden ne kadar kopuk olunduğunun en net göstergesidir. İktidar, tercihini bir kez daha "önce halk" diyerek değil, sermayeyi ve yandaşı koruyarak kullanmıştır.
*SARAY KARARINI VERMİŞTİR: TERCİH HALK DEĞİL, SERMAYE VE YANDAŞTIR!*
Saray’ın günlük harcamalarının milyonları bulduğu, bir avuç yandaş müteahhidin vergi borçlarının bir kalemde silindiği bu çarpık düzende; sıra işçiye gelince "kaynak yok" demek vicdansızlıktır. Emekçinin alın terinden çalanlar, halkın mutfağındaki yangını körükleyenler, bugün ilan ettikleri bu rakamla kendi sonlarını da hazırlamışlardır.
*BU BİR SOSYAL CİNAYETTİR!*
Halkı pazardan artık toplayacak duruma getiren, babaları çocuklarına harçlık veremediği için eve geç gitmeye mahkûm eden, anneleri bebeklerine mama alamadığı için feryat ettiren bu zihniyet; bugün Türkiye’nin üzerine bir kara bulut gibi çökmüştür. 28.075 TL demek; "Et yeme, süt içme, ısınma, sadece nefes al ama asla yaşama" demektir. Bu, modern bir kölelik düzenidir ve biz bu kölelik düzenine asla boyun eğmeyeceğiz!
*BU BİR RAKAM DEĞİL, VİCDAN MESELESİDİR!*
TÜİK’in makyajlı rakamlarıyla bile gizlenemeyen gerçek enflasyonun çok altında kalan bu artış, emekçinin sofrasındaki ekmeğe el koymaktır. 28.075 TL ile bir ailenin değil bir ay, bir hafta bile insanca yaşaması mümkün değildir.
Biz, alın terinin sömürülmesine, emeğin değersizleştirilmesine ve halkımızın açlık sınırının altına hapsedilmesine asla sessiz kalmayacağız. Bu sefalet düzenini kabul etmiyoruz!
*2026 YILI GEÇİM YILI OLMAYACAĞINDAN, SEÇİM YILI OLACAKTIR.*
Halkın iktidarında; asgari ücretin sadece rakamsal olarak değil, alım gücü olarak da insan onuruna yakışır bir seviyeye çekildiği, vergi adaletsizliğinin son bulduğu ve kimsenin yatağa aç girmediği bir Türkiye’yi mutlaka inşa edeceğiz. 2026 yılı geçim yılı olmayacağından, seçim yılı olacaktır."