Öyle ki; sağlam fikirli olmayanların ne kadar gerçekçiliklerinin olduğunun değerlendirmesi olmuştur. Bakın, bu anlayış sahiplerinin tarihi gerçekçiliği olmadığı ortadadır…
Bütün bu zikzaklar, sallantı ve zelzeleler neden? Türk milleti böyle hadiselerden şaşkınlığa düşmeyecek kadar, onurlu, milli ve manevi varlığa sahip olmaktadır. Ve tarihi geçmişiyle, milli ve manevi güce sahiptir.
TÜRKAV olarak ifade etmekteyiz ki; şu veya bu hayat anlayışlarıyla konuları değerlendirirken kendi sorumluluklarını unutanlar, kendi ağırlıkları derecesinden öteye geçmemiştir.
İslam Peygamberi üzerinden kendi kuruluşunun kıyaslamasını yapabilme anlayışı abesle iştigal etmektir. Öylede olmuştur.
Diğer bir ifadeyle “bilmiyorsan sus” tan başka bir şey değildir. Bir konuyu değerlendirirken kendi melekesine sahip olmayanların kamuoyu önünde, basitçe ve taban bulmayan durumlarını görmekteyiz.
TÜRKAV buradan ifade etmektedir ki; sağlam gözlü olanlar baktıkları şeyi kendi hüviyetinde ve asıl değerinde görürler. Tek olanın çift olduğunu iddia etmezler. Neden? Böyle bakılamamıştır.
Hâlbuki ister kişisel hayat, isterse milli hayat olsun, ayni istikrar ve sükûneti içinde devam edip gittiği halde beklenmeyen, bazen da beklenen fırtına ve karışıklıklar çıkararak kendi duruşlarının yansıması olarak yer alınmıştır.
Zafer kutlamalarının milletçe yapıldığı en mutlu günde bu açıklamalarla yer alanlar ise, tek olanı çift görmekten öteye geçmemişlerdir.
Arif olmak istemeyenler Arifleri takip etmek
istemediklerinin dışa yansıması olarak, tutum ve davranışları şu mısralarda ifadesini bulur:
Hak şerleri hayreyler.
Zannetme ki gayreyler!
Arif anı seyreyler. Mevla görelim neyler?
Neylerse güzel eyler!