Trabzon Haber ve Trabzonspor Haber

AHMET SARI TARİHİ ÖNE CIKARIYOR

Kültür

Sıradışı Mimarisiyle Trabzon’a Büyük Katma Değer Sağlayan Tarihi Cephanelik Yanındaki Yeni Yapı İnşaatı Trabzon’da Tepkilere Neden Oldu.

İşletme Sahibi Ahmet SARI klavye sahibi kişilere sesleniyorum ben 30 yıl sonra devredeceğim işletmeye yani geleceğe miras bırakamayacağım yere 11 Bin TL Harcıyorum kahramanlar siz ne yapıyorsunuz klavyede kahramanlık kolay gelinde yapın diyerek açıklamasına başladı.

Cephanelik’te yapılan basın toplantısında konuşan Sarı, ortaya atılan iddialara cevap verdi. 

Sarı, “Sanal alemde hiç izlemedim, yorum dinlemedim. Bende klavye tarihçilerine, klavye kahramanlarına biraz tarihi anlatmak istiyorum. 

Belki daha doğru şeylerin takibinde bulunurlar. Klavye kahramanları eminim internette en ufak araştırma yapmadılar. 

Nasıl coğrafi yapısı var, burada kimler yaşadı, bu süreçte buranın etkileri nedir, burada yaşayan insanlara ve mahalleye katkısı nedir şehre katkısı nedir büyük ihtimalle bunların hiç birinden bir habersizlerdir. Yaşanmışlık bilinmeden tarih olmaz” diye konuştu. 

Yapının tarihiyle ilgili bilgiler veren Sarı, eski fotoğraflarını göstererek, “Klavye delikanlılarının bir çoğunun büyük ihtimalle 2010 yılına kadar haberi yoktu. 

Biz burayı aldıktan sonra haberi oldu. 

Buranın varlığından haberi olan İbrahim ÖZTÜRK diye arkadaşımız. Buradan dolayı iflas ederek gitti başka bir yere gitti. 

Arkadaşımız burayı kiralıyor. 

1998 yılında. Turizm amaçlı, turizm alt yapısına hizmet veren aslına uygun restore edilecek şekilde.  2006 yılına kadar burayı restore etmeye çalışıyor. Yüzde 60’ını tamamlıyor. Şehirden hiç bir katkı ve destek almıyor. 

2006 yılında burayı bırakıyor

2007 yılında burayı devralıyoruz.   

Ne bir partizanlık, ne bir siyaset ne de başka bir şey.. 

Burayı 1998 yılında alan arkadaşımızdan devralıyoruz. Ondan sonra yapımına başlıyoruz. Restorasyonu tamamlıyoruz.  Anıtlar Yüksek Kuruluna gittim. Onlara projeyi sundum.  Bu projede ne var. 2010 yılında burayı açtık. Bu projenin ilk tarihi 12 Şubat 2012’dir.. Anıtlarda bunun sunumunu yaparken, süre olgunlaşırken bu projenin fikir babasından bahsedeceğim.   

Ben burada yaşadığımı onlara anlatmaya çalıştım. 

Bahçesinde çay içerken keyif aldığımı onlara anlatmaya çalıştım.   

Bu projenin gerçekleşmesi oradan başlamıştır, oradan ışık gelmiştir.  Mağara evleri mantığı ile 36 odanın olduğu yanda çok amaçlı restoran ve kafelerin kullanıldığı, dağı oluşturacak bu projeyi hazırlayarak anıtlar kuruluna sunduk.   

Anıtlar Kurulu usül olarak Belediyeye sevk etti. 

Belediye onaylayarak Anıtlar Kuruluna sundu.  Kabul ediliş tarihi 2017’yılının  3. ayında kabul edildi.  Kabul edilen şey şu:   

Saklı ve korunaklı alanın dağ olarak tekrar oluşturulması. Aslına uygun, doğal yapısına uygun bir şekilde üzeri kaplanması şartıyla kabul edildi. 

Dağda ki mağara projelerimiz reddedildi.   

Artı bir şart konuştu.  Bu dağ oluşturacaksınız.  Bu karakol binasının önünde arma var. Türkiye’de tek denizcilik arması olan karakol binası. Biz onu aynı şekilde koyacağız.   

Anıtlar’ın bizden istediği uygulamada bu dağ, mevcut bina ve karakol binasını tekrar hayata koyacağız

Buradakilerin hepsi bu şehrin kazanımı olacak” Sarı, şu şekilde devam etti:  “21. yüz yılda yaşıyoruz. Uzayda bitki yetiştirilmenin hesabını yapıyor. 600 metre karenin çimlenir mi onun hesabını yapıyoruz. İnsanlara hakaret ediyoruz.  Biz haksızlık yapıp burayı sıradan bir yer yapamazdık. Bu sosyal alanda mutlaka etkinlikler olacak. Programlar olacak. Onun için çok amaçlı salon ve altında buranın daha bir dokusunu hissettirmek için restorandı buradan çıkardık. 

Bütün konuşulan kargaşa çıkarılan bu.. 

Rant diye bahsedilen bu. Bu tarafında karakol binası yapılacak.  Bu Trabzon’a model oluşturacak. 

Beni ve ortalarımı dostlarımı hayırla yad edersiniz.   

Bu tarihi mekanlar, yaşamadığı var olmadığı çeşitlenme digi  müddetçe ayakta kalma şansı yok. Durabilseydi 90 yıl önce başlardı. Kızlar Manastırı 90 yıl çürüyerek bekledi. Yaşayabilmesi için insan gelmesi lazım.   

Bu yazanların hepsinin buraya gelmesi lazım. 

O yazanların hiç biri bu tarihe destek vermek için ne bu taşa dokunmuştur ne de başka bir şey yapmıştır.  Buraya geldiği tek şey şu karşıya gidip fotoğraf çekmek.   

Bunlar bu şehrin ihanetçiler, meczupları dır...  Bu şehir  tarihiyle dokusuyla yaşar. 

Sosyal alanları ile yaşar. 

Lütfen ön yargılarımızı bir kenara bırakalım. Nefsimizle değil mantık ve bilimle yola çıkalım.   

Bilin tarihtir. Tarih burada bunu söylüyor. Onları incelerseniz ön yargılardan kurtulursunuz.  Evet eleştiri olacaktır. Küfürden uzak, daha samimi bir hale dönüştürülebilir” Sarı, “Cephanelikte ki bir ağacın dahi relovesini çıkardık.

Hiçbir resmi kurum benden bu çalışmayı istemedi. 

Benim sadece bu şehre olan ön görüm ve sevdamdan dolayı. 

Burası yaşam alanı.

Yaşatmakta hep beraber katkı sağlayacağımız durumdur.   

İMARIN ARTTIRILMASI İÇİN TALEBİM OLMADI.. 

Sadece yüzde 5 Ben hiç bir dilekçemde buranın imar durumu ile arttırılması için tek bir cümlem yok. 

Talep etsem dahi bunu bana vermezlerdi. Ben yüzde 5 olan kullanım alanımın buranın yerel alanında yapabilirim.  Ben bana verilen hakkı başka yerde kullanmadım.  Bunun daha ötesi yok. Yüzde 5 yapılanmada yüz yüzde elli metre kare şey kalmıştır. 

Onun haricinde en ufak bir yapılanma olmayacaktır. 

Buna ne ben Müsaade ederim ne de  SÖZLEŞME BİTİMİNE 30 YIL KALDI.. 30 YIL SONRA MİLLİ EMLAK’A DEVREDİLECEK 

30 yıl sonra burası milli Emlaga devredilecek. O süreç ihale sürecidir. 

Kanun 30 yıl sonra ne olacak bilemem. 

Biz burayı 30 yıl sonra Milli Emlak’a devredileceğiz..” SARI’DAN DOLAYI MI HIZLI YAPILDI Sarı, “Burası bana ait olmasaydı emin olun daha hızlı gerçekleşirdi. 

Burayı biz almadık. AK Parti döneminde veya siyasette alınmış bir yer değil. 1998 yılında kiralanmış bir yer. Normal siyasi düzenle en ufak kiralama yok. Burası kime ait.. Trabzon kime aitse burası ona ait. 3 kurumun denetimine. Ortahisar’da olduğu için Ortahisar Belediyesine.. Büyükşehir’in sınırları olduğu için Büyükşehir’e.. Tarihi bina olduğu için Anıtlar Kuruluna. Ne Ortahisar Belediyesi, ne Büyükşehir ne de Anıtlar Kurulu tek başına karar verebilir” dedi. 

Projenin mimarı  Nihat Demir ise, “Bize gelen projeleri ilk etapta bizim kabul etmemiz olabileceğine inanalım. Şuana kadar aldığımız hiç bir projede inanmadığımız şeyin altına imza atmadık. 

Bu geldiğinde yok olmuş topoğrafya var. Ahmet bey eski haline getireceğine inandı. 

Şuanda yapılan bire bir aslına uygundur. Yapıyı küçülttük. 

2 metre 15 santim daha küçülttük.   

Teknik anlamda gerekli alt yapıyı oluşturduk. KTÜ’den Jeoloji Bölümünden hocalar var. Teknik anlamda ne gerekiyorsa üzerimize düşeni yaptık.  Bir projye  girdikten sonra 2,5 yıldır bunun içindeyiz. 

Dışardan gelen biri eleştiri yapmak kolay. Biz buna emek veriyoruz. Normal mimari gibi değil. Zorlukları var.  O arazinin dışına hiç bir şekilde taşmadı. Zor bir imalat.   

NORMAL BİNANIN 3 MİSLİNE YAPILIYOR 

Başka bir yere normal bina yapsa onun 3 misline yapıyor. 

Sorumluluğu da büyük.  Maddi manevi ve yasal sorumluluğu da var.   

Bakanlıkta bunun içinde. Belediye, Anıtlarlar Kurulu, Kültür Bakanlığı herkes bunun içinde.   

Trabzon için iddialı bir proje.   

Karakol binasına bir işlev yüklenmedi. 

Tescili için başvurduk. Önünde ki armasını bulduk, özel detayları var, onları bulduk. Kurula verdik..  Bizden talepleri şu oldu.. 

Karakol binasını söz verin. 

Bizde mevcut Karakol binası için gerekli araştırmaları yaptık. 

Şuanda proje hazırlandı ve içeri verildi.  İMAR HAKKI YÜZDE 5 Bu alan rekreasyon alanı ilan edildiği için, imar hakkı var. Bu normal imara açılma olmadı. 

Yüzde 30_40 olmadı. Rekreasyon. Günü birlik tesis alanı. Yüzde 5’in dışına açıklamaz. Normal Karakol Binasını yapmaya kalksak öyle bir kısım yok. 

Onun için tescil istedi. 

Eğer verilmezse yapma imkanı yok. 27 NİSAN’DA BİTECEK Sarı, “Ben 27 Nisan’da burayı neticelendirmeyi planlıyorum. 

Buranın kurucu ortak arkadaşlarımızdan birinin çocuğunun düğününü yapacağız.

Doğa çim olacak. Suni olmayacak. 

3 metreye kadar ağaç bitecek bir sistemle yapılıyor.  İhtiyaçlar neden doğar. Zaruretten doğar. Ben inancım şu. Ben şehir'e çok özel şey yapıyorum. Takdir görmeyi bekliyorum. Malım var, malım var cümlesi ile ortaya çıkmak başka bir farklı noktaya taşır.

Bugün geçmişi unuttum. 

Kimin ne yazdığı beni ilgilendirmiyor. 

Benim için netice 3 ay sonra bunun ne olacağı. Sonuç şehir adına önemli bir gerçek..   

11 TRİLYONA MAL OLACAK 

Restorasyon çalıması hariç yaklaşık 11 trilyon maliyeti var.   

Şuranın restorasyonu için 1 milyon liralık dahi teşvik kredi veya buna benzen en ufak ücret alınmamıştır.  Burası öz sermaye ile yapılmış ve bu hale gelmiş yapıdır.  Devlet yaptı verdi diyorlar ya Kızlar Manastırının maliyetini herkes biliyor. Onda çatı yok. Sadece yenileme var. Burası mevcut oluşturma üzerine...  Tırmalamıyor. Daha estetik görünüyor. Benim görüşüm, son derece estetik. Bu da yayılmalı. 

Bu çatı kirliliklerinden önlemek için olabilir” diye konuştu.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.