Sunulan bütçenin toplumsal ve bütçe adaletinden uzak olduğunu vurgulayan Suiçmez, iktidarın önceliklerinin halkın temel ihtiyaçları değil, belirli bir zümrenin konforu olduğunu ifade etti.
“Hukukçu Kimliğimle Söylüyorum: Bu Bütçe Adaletsizdir”
Bir hukukçu olarak bütçenin dağılımındaki eşitsizliğin "anayasal bir ihlal" niteliğinde olduğunu belirten Suiçmez, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bütçe bir tercih meselesidir. Mevcut iktidar tercihini; tenceresi kaynamayan evden, çocuğunun cebine harçlık koyamayan babadan yana değil; faiz lobilerinden ve rant çevrelerinden yana kullanmıştır. 2026 bütçesinden tam 2 trilyon 742 milyar lira faiz bütçesi ayrılması, bu bütçenin kimin için hazırlandığının en açık belgesidir. Halkın vergileri, halka hizmet olarak dönmek yerine faiz baronlarının kasasına akıtılmaktadır.”
"Çocukların Bir Öğün Yemeğine Göz Diken Bir Yönetim Anlayışı"
Suiçmez, dünya genelinde 108 ülkede çocuklara en az bir öğün ücretsiz sıcak yemek verilirken, Türkiye'de bu yöndeki önergelerin iktidar tarafından reddedilmesini "vicdan yaralayıcı" olarak nitelendirdi. Suiçmez, “Çocuklarımıza bir öğün yemeği çok gören bu anlayış, devleti bir sosyal hukuk devleti gibi değil, kâr odaklı bir anonim şirket gibi yönetmektedir. Vatandaşı müşteri, öğrenciyi maliyet olarak gören bu zihniyetin bütçesi meşru değildir.” dedi.
"Vergi Yükü Trabzonlu Hemşehrilerimin Sırtındadır"
2026 bütçesinin vergi dağılımındaki adaletsizliğe dikkat çeken Suiçmez, şu rakamları paylaştı:
* Toplanan her 100 TL verginin 90 TL'si, halkın ödediği KDV, ÖTV ve gelir vergisi gibi dolaylı vergilerden oluşmaktadır.
* Buna karşın, dev holdingler ve patronların payı yalnızca 10 TL seviyesinde kalmaktadır.
* Bütçede zenginlere 2 trilyon 700 milyar lira faiz ödemesi ayrılırken, halkın temel sorunları görmezden gelinmektedir.
"Trabzon’un Hakkını Bu Bütçede Göremiyoruz"
Suiçmez, bütçenin yerel yansımalarına değinerek Trabzon halkının ihmal edildiğini belirtti:
“Bu bütçeye 'evet' demek; Trabzon’un bitmek bilmeyen ulaşım projelerinin, yatırım bekleyen tesislerinin ve geçim sıkıntısı çeken emeklisinin, yurtlarda yer bulamayan öğrencilerin, iş bulamayan beş milyonun üstünde gencin, istihdam bekleyen kadınların, yatırım için uygun teşvik bekleyen sanayicinin, iş insanlarının, atanmayan öğretmenlerin, dezavantajlı grupların, üreticinin ve çiftçinin hakkının yenmesine razı olmaktır.
Trabzonlu hemşehrilerim, fındık ve çay üreticilerimiz artan maliyetler altında ezilirken; bütçede tarımsal desteklemeler devede kulak kalmaktadır. 236 milyar liralık garanti ödemelerine kaynak bulanlar, asgari ücretliyi, emekli vatandaşımızı açlık sınırına mahkûm etmektedir. Trabzon’un hakkını savunmak, bu adaletsiz bütçeye 'hayır' demektir.”
“Yoksulluğu Yönetmek Değil, Kökünden Kurutmak Zorundayız”
Bütçenin sadece bir rakamlar yığını değil, bir yönetim ahlakı olduğunu belirten Suiçmez, CHP’nin halkçı bütçe vizyonunu şu başlıklarla özetledi:
* Emekliye İnsan Onuruna Yaraşır Maaş: En düşük emekli maaşı önce asgari ücret seviyesine, ardından hak edilen seviyeye çıkarılacaktır.
* Üreticiye Tam Destek: Çiftçinin mazotundaki ÖTV ve KDV yükü kaldırılacak, tarımsal destekler hakkaniyetli bir şekilde artırılacaktır.
* Esnafın Yükü Hafifleyecek: Esnaf ve Ticaret Bakanlığı kurularak, esnafın üzerindeki vergi, prim ve kira yükü hafifletilecek; kredi faizleri silinecektir.
* Adil Vergi Düzeni: Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınan; yoksulun sırtındaki dolaylı vergi kamburunun kaldırıldığı bir sistem kurulacaktır
Meclis çatısı altındaki tüm milletvekillerine seslenen Suiçmez, "Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir sözü, sadece duvarda asılı bir yazı kalmamalıdır. Halkın sofrasındaki ekmeği küçülten bu bütçeye 'hayır' demek hepimizin boynunun borcudur," dedi.
“Bu AK Parti’nin Son Bütçesidir”
Suiçmez, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Liyakatin yerle bir edildiği, devlet yönetiminde adaletin mumla arandığı bu devir kapanmaktadır. 2026 bütçesi, AK Parti iktidarının veda bütçesidir. Bizim iktidarımızda; tarla ve fabrikada üretim, kamuda dürüst yönetim ve devletin her kademesinde adalet egemen olacaktır. Trabzon’dan Ankara’ya, halkımızın yükselen sesini duyuyoruz: Artık sabır taşı çatlamıştır. Çözüm sandıktadır, çözüm halkın iktidarındadır.”