Yıllardır genetiği değiştirilmiş ürünlerle çeşitli kimyasal dezenfektanlar sayesinde insanın bağışıklık sistemi zayıflatıldı, doğan çocuklar en küçük bir mikroba karşı koyamaz hale geldi. Yaşlılar ise genetiği değiştirilmiş suni beslenme ile dirençleri iyice kırılınca düşman virüs ile insanlığa saldırısını başlattı.
Bütün uzmanların ortak görüşü; bu virüsün bağışıklık sistemi zayıf olan insanlarda ölüme sebebiyet verdiğini her defasında dile getirmekteler ve ölümlere de baktığımızda, bağışıklık sistemini zayıflatan; sigara, alkol suni beslenmeden kaynaklanan zayıf bağışıklık sistemi sayesinde ölümlerin %90 ı virüse karşı koyamayan bağışıklık sistemine sahip yaşlılarda olduğu biliniyor.
Sıkça tüketilmek zorunda bırakılan en başta tavuk ve tavuk ürünleri, sebzeler, –ki bu hep toplundan gizleniyor, meyveler, kızarmış yiyecekler, kalitesiz yağlar, kirli hava, köyden şehre aşırı göçün vermiş olduğu stresi yoğun, yorucu bir yaşam tarzının ardından teknolojinin getirdiği dijital kirlilik sayesinde de insanın bağışıklık sistemi iyice zayıflatılmış ve en küçük bir saldırıya karşı dirençsiz, kendini savunamaz hale getirilmiş oldu.
Bilindiği üzere, bir olayın çözümünde önemli olan sorunu tespit etmektir. Yani yanlışı bulmaktır. Dolayısıyla bu durumda, bu karanlık günlerin sabahında gelişen olaydan akıl alıp, bu yanlışları terk ederek doğrulara doğru yelken açmazsak; korkarım ki, bundan sonra gelebilecek, muhtemelen bundan daha büyük bir saldırı karşısında –ki ihtimal çok yüksektir, çok daha ağır bedel ödenecektir. İnsanlık çok daha büyük felaketlere gebe olur. ( mümin sağlam)