Alanyaspor’u konuk eden Trabzonspor, geçtiğiniz hafta Saviç’in sakatlanmasının ardından, hafta içi ise idmanda sakatlanan Batagov’un olmayışı,
Fatih hocayı defansta değişikliğe mecbur bıraktıysada, Baniya ve Okay stoper ikili sinde maç boyunca bir sıkıntı yaşanmadığını gördük.
Trabzonspor, ilk dakikalarda rakibine baskı kurmakta zorlanmadı. Mutlak galibiyet için sahaya çıkan Fatih hoca, bu minvalde oyunun ve topun hakimiyetini elinde tutarak oynamaya başladı.
Alanyaspor teknik direktörü, taraftarımızın gönlünde taht kuran, eski oyuncumuz Pereira, belliki bu maça değişik ve güzel duygular eşliğinde takımını iyide hazırlamış.
Oğlu Gabriel Trabzon doğumlu olduğu için, Trabzon’un onların hayatında ayrı bir önemi olduğunu biliyoruz.
Pereira bu maçta, kenarda oldukça heyecanlıydı ve sarı kart bile yedi.
Maçın 15. dakikasında Mustafa’nın asistinde topla buluşan Onuachu, şık bir dönüşle topa dokunması, Trabzonspor’u 1-0 öne geçiren gol oldu.
Golden evvel Onana’nın oyuna hızlı başlamasıyla Mustafa’ya gönderdiği topu, Mustafa süratle ileri taşıması ve Onuachu’ya aktarması alkışa değer ve sürekli beklenen hareketlerdi.
Trabzonspor’un topa sahip, oyunun hakim olarak oynadığı oyunda, baskılı ve korakor bir mücadele izleyemedik. Maçın ilk devresin biraz ağır tempoda geçtiğini de söyleyebiliriz.
İkinci devreye Trabzonspor hızlı başladı. Hemen Folcarelli ile pozisyon bulduk ancak, değerlendiremedik.
Fakat, ne olduysa bundan sonra oldu ve Alanyaspor resmen sazı ele aldı.
Ve 75. dakikaya kadar oyun üstünlüğünü eline alan Alanyaspor, bu dakikada Hagi’nin uzaktan şutu çatala gidince Onana sadece izle ve maça denge geldi 1-1
Bu golden sonra Trabzonspor’un aklı başına geldi ve oynamaya başladı fakat, Alanyaspor bu avantajını iyi savununca maç 1-1 sona erdi.
Bu beraberlik ve rehavetin hesabını muhakkak Fatih hoca verecektir fakat, bunun bir ders olduğunu ve buradan kazanımlar elde etmek gerektiğinize herhalde bilecek ve gereğini yapacaktır.
Trabzonspor’un bu puan kaybının normal olduğunu ve bunu şahsen beklediğimi buradan belirtmek istiyorum.
Bir kaç galibiyet üst üste alınca ve Galatasaray deplasmanında da iyi oynayıp yenilmeyince, takıma ve oyunculara biraz fazla anlam yüklemeye başlandı. Ben de bu gibi durumlardan hep korkmuşumdur ve korktuğumuz da bu akşam başımıza geldi maalesef.
Trabzonspor’un yeni kurulan bir takım olduğunu, oldukça genç ve gelişime açık bir oyuncu gurubumuz olduğunu, bir kaç mevkide halen eksik olduğumuzu, ayrıca ilk onbir oynayan bir iki oyuncumuzunda hedefi olan Trabzonspor da yeterli seviyede olmadığını ben biliyor, görüyorum!
Ancak, bu gerçeği göremeyenler, görüpte kabul etmeyenler, görüp bilipte sırf kötülük olsun diye, şampiyonluk geliyormuşçasına gaz verenler, hiç boşuna uğraşmasın heveslenmesin, bu Trabzonspor iyi takım ve daha iyi olacak.
Bu maçta puan kaybetmiş olabiliriz fakat, biraz daha üzerine koyduğumuzu, tecrübe ettiğimizi ve evimizde banko gördüğümüz ama kazanamadığımız durumda, böyle bir duyguyu da deneyimlediğimizi düşünürsek, kazanamasakta yine kazançlı olduğumuzu düşünüyorum.
Kısaca gelecek bir kaç yılın süper takımını kuran, oluşturan ve geliştiren Trabzonspor ve taraftarı galip gelemesede bazı kazanımlar elde ettiği için üzülmemeli.
Bazen, kazanmak için illede galibiyet gerekmez!
Başka bir deyişle,
Galip gelemesende bir çok şey kazanabilirsin.
Yani kısaca,
Bazen kazanmak için kaybetmek gerekir.
(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)