Trabzonspor, haftanın kapanış maçında soğuk Ankara deplasmanında Gençlerbirliği’ne konuk oldu.
Rakiplerimizin kazandığı bir haftada, aynı zamanda sezonun ve ligin ilk devresinin son maçında Trabzonspor’un mutlak galibiyete ihtiyacı vardı. Ancak eksik oyunculardan dolayı bu deplasman da, Trabzonspor için oldukça zorlu bir müsabaka olacağı belliydi.
Onuachu, Milli takımda
Oulai, Milli takımda
Mustafa Eskihellaç, Sakat
Folcarelli, Sakat
Okay Yokuşlu, Sakat
Vişça, Sakat
Baniya, Sakat
Nwakaeme, Sakat
İlk 11’de oynayabilecek seviyedeki as oyunculardan tam sekizinin birden yokluğu, ilk devrenin son maçı için büyük bir talihsizlikti.
Bu kadar önemli oyuncunun eksikliği, Real Madrid gibi dev bir kulübü bile zorlayacakken, mütevazı bütçesiyle kurulan Trabzonspor için tam bir direniş mücadelesi anlamına geliyordu. Ancak bu direnişi göremedik.
Devre arası transferlerine bakış açısından mutlak galibiyetin şart olduğu bu maçta Fatih Tekke, Arif’i sol bekte, Bouchouari ile Ozan’ı orta sahada, uzun süredir forma şansı vermekte cimri davrandığı Sikan’ı ise forvette sahaya sürdü.
Maç, Gençlerbirliği’nin erken golüyle başladı. Henüz 5. dakikada kullanılan köşe vuruşunda kalabalık ceza sahasında topa iyi vuran Goutas, direğin dibinden fileleri havalandırdı 1-0.
Bu golden sonra Trabzonspor oyunda üstünlüğü ele aldı ancak pozisyon üretmekte zorlandı. Bulduğu sınırlı fırsatlarda ise Gençlerbirliği kalecisi geçit vermedi.
Dakika 33’ü gösterdiğinde Gençlerbirliği’nin nadir ani atağında ikinci gol geldi ve Trabzonspor’un işi iyice zorlaştı 2-0.
Bu golden sonra Trabzonspor’un performansı belirgin şekilde düştü.
Savic’in sakatlanarak oyundan çıkması, yerine giren Serdar’ın formsuzluğu, Arif’in acemiler gibi berbat oyunu, Ozan’ın durgunluğu ve Bouchouari’nin kötü performansı bir birine eklenince Trabzonspor adeta dağıldı.
Hele sık sakatlanan, sanki camdan adam gibi olan Savic’in durumu ise ayrı bir hayal kırıklığı.
Bu kötü görüntü içinde kazanılan bir köşe vuruşunda Pina’nın ortasına Augusto’nun kafa vuruşuyla gelen gol, devre bitmeden skoru 2-1’e getirdi.
Anlaşılıyor ki Oulai, Folcarelli, Mustafa ve Onuachu bu takım için vazgeçilmez oyuncular. Bu da demek oluyor ki yönetim, devre arasında ciddi şekilde çalışmalı.
Eğer bir derece hedefi varsa ara transferde doğrudan oynayabilecek kalitede isimler getirilmeli; yoksa bunu açıkça taraftara anlatmak gerekir.
Orta sahada Oulai ve Folcarelli olmayınca Trabzonspor’un beli kırıldı. Beli kırık haldeyken Bouchouari’den medet ummak ise tam bir skandal oldu.
İkinci yarıya Trabzonspor golle başladı. Muçi’nin şık ortasına Augusto yine kafa ile yükselip skoru eşitledi 2-2.
Ama eşitlik uzun sürmedi.
Gençlerbirliği hemen bu gole cevap verdi; Arif’in markajındaki zaafiyetle gelen golle skor 3-2 oldu. Ardından bir serbest vuruştan gelen golle fark ikiye çıktı 4-2.
Trabzonspor’un 67. dakikada kazandığı penaltıyı Muçi gole çevirdi ve skor 4-3’e geldi.
Bu kötü, yok yok, çok kötü oyuncuları görünce aklıma bir deyim geldi!
“Çürük malın hükmü pazara çıkana kadardır.”
Eksiklerin yerine şans bulan oyuncular, maalesef bu deyime tam uydu ve beklenen performansı sergileyemedi.
Son yıllarda Trabzonspor’u bu kadar aciz görmemiştim. Hırstan ve mücadeleden uzak bir görüntü sergiledik. Gençlerbirliği adeta Cinnah caddesinde tur atar gibi, sahada rahatça dolaşıp kalemize geldi geldi goller attı.
Bunun izahı gerçekten zor. İzlerken bile , hoca nasıl bir gerekçe sunacak diye düşündüm fakat izahı çok güç geldi bana.
Herhalde hocamız Fatih Tekke, maç sonrası bu konuda bir açıklama yapacaktır.
(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)