Trabzonspor’dan Kötü Futbol ama Harika bir Geri Dönüş İzledik.
Beşiktaş ve Samsunspor’un puan kaybettiği, Galatasaray ile Fenerbahçe’nin ise zor da olsa kazanıp gelecek hafta birbirine rakip olacağı haftada, Trabzonspor için İstanbul deplasmanı altın değerindeydi.
Çünkü,
Başakşehir’i mutlak suretle yenmek zorundaydık.
Maça aslında harika başladık. Oyunun kontrolü bizdeydi, top bizdeydi ta ki 10. dakikada Ebesilio’nun Vişça’ya yaptığı akıl almaz sert müdahale ile kırmızı kartı görene kadar!
Başakşehir 10 kişi kaldı, artık iş bitti dedik.
Ama futbol bu; sürprizlerle dolu.
Dakika 15’te Başakşehir’in ceza sahasına yaptığı ortaya Okay Yokuşlu’nun eli değdi, VAR çağırdı, penaltı!
Selke topu bir köşeye, Onana’yı diğer köşeye gönderdi 1-0.
10 kişi oynayan Başakşehir takımı öne geçti ve akıllıca hemen 5-3-1’e döndü, etten duvarı ördü kalenin önüne.
Biz ise şaşkınlıkla ağır ağır oynamaya devam ettik.
Sanki Başakşehir 10 kişi oynarken, biz 9 kişi oynadık.
Bu arada bir not! Penaltı pozisyonunda Okay’a kızan arkadaşlar, stoper Baniya kulübede otururken Okay’ı stopere koyan Fatih Hoca’ya bir zahmet kızsınlar!
Okay orada aksadı, evet bunu hepimiz gördük.
Neyse, Dakika 37’de Mustafa’dan harika bir pas geldi, Augusto bu pası aldı, hızlandı, ceza sahasına girdi ve soğukkanlılıkla skoru 1-1 yaptı.
Ama bu golden sonra roller birden tersine döndü. Trabzonspor’da şaşkınlık, Başakşehir’de ise müthiş bir hırs patlaması oldu sanki!
Bir anda baskıyı kuran onlar oldu. Ceza sahasına yapılan ortaya Shomurodov yükseldi ve kafayla skoru 2-1 yaptı. Soyunma odasına 2-1 yenik girdik.
İkinci yarıya fırtına gibi başladık. Onuachu golü attı, ama ofsayt gerekçesiyle gol İptal.
Başakşehir ise klasik Türk futbolu taktiklerini devreye soktu!
yerde yatmalar, sakatlık numaraları, topu oyunda tutmama vb.
Maç iyice soğudu, oyun futbol olmaktan çıktı.
Sahada 11’e 10 oynuyoruz ama sanki 10 kişi olan biziz. Trabzonspor o kadar durgun, o kadar yavaş ki insan çıldıracak gibi oluyor.
Ve tam umutlar tükenmek üzereyken… 76. dakikada Penaltı kazandık.
Onuachu topun başına geçti, sert ve düzgün bir vuruş skoru 2-2 yaptı.
Dakika 77’de daha top orta sahayı geçmişti ki Ernest Muci aldı, sürdü, vurdu ve GOL 2-3 oldu maç.
Tam bu iş bitti, 3 puanı aldık derken 86’da bir duran top, bir karambol ve Başakşehir 3-3’ü yakaladı.
Ama, Muci “Durun bakalım, bu iş daha bitmedi” dedi ve uzatma dakikalarının sonlarıydı, Muci Batagov’un asittine muhteşem bir vuruşla skoru 3-4 yaptı.
Muci’nin bu muhteşem golü sadece 3 puanı değil, örümceği köşeden Fatih Tekke’yi de ipten aldı.
Ve ayrıca Muci bundan sonraki haftalar için, bu akşam kendini resmen ilk 11’e yazdırdı.
Maç bitti, 3 puanı aldık, liderle puan farkını koruduk. Ama,
Bu maçta o kadar çok eleştirilecek şey var ki!
İlk evvela 10 kişi kalan takıma karşı bu kadar pasif, bu kadar yavaş oynamamalıydık.
Sonra 10 kişilik takımdan 3 gol yedik ve bu bize hiç yakışmadı.
Ve en önemlisi, heyecan sıfır, tempo sıfır, sertlik sıfır! Bu durum derhal değişmeli!
Okay stoperde aksadı, Zubkov-Olaigbe-Oulai ilk yarı kayıplardı, etkisiz olmasına rağmen Onuachu dışında forvet katkısı yok denecek kadar azdı!
Şükürki, Muci girince işler değişti.
Evet, kazandık.
Ama böyle kazanmak yetmez.
Bu takımın potansiyeli çok daha fazla.
Bir o kadarda eksiğimiz var ama, bu eksikler çalışılarak, konuşularak, gerekirse sert müdahalelerle giderilecek şeyler.
Ve bunu yapacak tek isim var! Fatih Tekke.
Hocamıza güveniyoruz.
Bu takım daha çok iş yapacak, daha çok coşturacak.
Çünkü biz Trabzonspor’uz.
Ve bu akşam olduğu gibi, eğri gemimiz doğru seferde, hep ileriye gidecek gitmeli.
(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)