Sudan’daki çatışma basit bir iç savaş değildir. Dışarının içerideki savaşıdır!
Ateş eden eller başkaları için savaşıyor.
Oluk oluk kan akıyor!
Türkiye, Sudan Ulusal Ordusunu destekleyerek ülkenin bütünlüğünü korumaya çalışıyor.
RSF isimli paralı milis gücü,
BAE ve İsrail tarafından destekleniyor. BAE Sudan’ı parçalamaya çalışıyor.
Peki kavga neden?
Kızıldeniz yüzünden!
Darfur bölgesindeki altın madeni yüzünden!
Süveyş’ten Babülmendep’e uzanan hat, dünya ticaretinin kalp damarı, enerji yollarının düğüm noktası. Yani küresel lojistiğin merkez anahtarı...
Bu hattı kontrol eden
Afrika’nın, Arap dünyasının, Küresel ekonominin geleceğine yön verir. Türkiye'nin niyeti bu olmasa da Darfur'daki altınlara çöken köşeyi döner.
Türkiye'ye göre “Kızıldeniz mazlumların nefes borusudur!”
BAE ve İsrail ise, “Bu hat bizim çıkar koridorumuzdur!” diyor.
Son on yılda Türkiye Libya’da oyunu bozdu. Somali’de üs kurdu. Katar’da üs kurdu ve güvenlik garantörü oldu. Karabağ’da dengeyi değiştirdi. Sudan’da söz sahibi oldu. Kızıldeniz’e Cibuti’de tutundu. Yemen hattında oyun kuruyor...
Afrika ve Kızıldeniz koridorunun kilidi artık Türkiye’nin elinde!
Bu durum BAE–İsrail–Fransa üçgenini rahatsız ediyor.
İsrail ve BAE Sudan’ı parçalamak, Kızıldeniz’i ele geçirmek, Türkiye’nin jeostratejik yükselişini durdurmak, İsrail’in güvenlik hattını tamamlamak istiyor.
O nedenle bu savaş Sudan'ın iç savaşı değil, Sudan topraklı büyük bir vekâlet savaşıdır.
Sudan’da kim kazanırsa Kızıldeniz onun olur.
Kızıldeniz’i kim kontrol ederse yarının dünya düzenini o belirler.
Bu gün sahada inisiyatif Türkiye’nin eline geçiyor.
Kızıldeniz’i kazanan, Kudüs’ün kaderini de belirleyecektir.
Görüldüğü gibi çok karmaşık olaylar...
Allah Türk Milleti adına mücadele veren devletimize yardımcı olsun.
Abdullah GÜLAY