Demokrat Parti Genel Başkanımız Sayın Gültekin Uysal

Demokrat Parti Genel Başkanımız Sayın  Gültekin Uysal Gümüşhane İl Kongresine katılmak üzere beraberindeki heyet ile  (27 Aralık 2017 21,30)    Trabzon’a geldi.

Genel Başkanımız ve Heyet’i  Partililer Trabzon Havalimanı' nda Karşıladı.

Beraberindeki Heyette Genel Başkan Yrd.Siyasi işler Başkanı Devlet Eski Bakanı Muhammet Kelleci, Genel Başkan Yrd.Teşkilat Başkanı Ertan Küçükay,Genel Başkan Yrd.Yerel yönetimler Başkanı Nuri Efe, Siyasi İşler Başkan Yrd.Cemal Çakır Yer aldı.

Demokrat Parti Genel Başkanı  Gültekin Uysal Beraberindeki Heyetin İlk durağı Parti Binasında İl teşkilatıyla  bir araya geldi. Ülke gündemine dair açıklamalarla birlikte Basın Mensuplarının sorularını cevaplandırdı.Trabzon'da konaklayan Genel Başkan Gümüşhane İl Kongresine katılmak üzere sabah saatlerinde kentten ayrıldı.

Sayın Genel Başkanımız Parti Binasında yapmış olduğu açıklamada

KHK  değerlendirmesinde OHAL ile  alınan kararlar ohal içinde işletilemeyecek yapılamayacak durumlarda KHK yetkisi verilmiş ama TBMM çoğunluğu elinde bulunduran iktidarın kaçması doğru değil .Yargıtay’ a üye atamaktan,Savunma sanayinin müşavirleri  Cumhurbaşkanına bağlamaktan, Şeker kurumundan tütüne varınca kadar Bir  torba kanun şeklinde bir düzenlememenin yapıldığını görüyoruz.

Anayasa mahkemesinin görevini yapmaması dolayısıyla .Anayasanın 126 maddesine göre OHAL hangi gerekçelere göre ilan edilmişse o gerekçelere göre bir takım KHK çıkartılır. Ancak meşruiyetten kopmadan süratle OHAL gerekçesi kapsamı içerisinde kanunlar çıkarmak suretiyle sistemi işletmek. Türkiye gibi modern bir devlet mekaniğinin en önemli özelliği  şiddetle  kendisinin silah  kullanma  yetkisini elinde tutmasıdır.

Bu çerçeveden bakınca hiç kimse Kahramanca meydanlarda 15 Temmuz ‘da mücadele eden vatandaşlarımızın aleyhinde bir tavır içerisinde olamaz.Tam da oraya gitmesinden endişe duyulması  neticesinde endişelerin ifade ediliyor olmasıdır.

Milletin meclisinden kaçmadan 15 Temmuz dolayısıyla  çıkartılmak istenen KHK meselesi çok süistimale açık bir mesele.

Ama iktidarın yapılan eleştirileri vatan hainliği noktasına getirmesinden netice alması mümkün değil.Bizler iktidara muhalefet olsun diye muhalefet ediyor değiliz.Türkiye’ de hukuk ve demokrasi normlarının olduğunu düşünmüyoruz.Devletin Düzenleyici ve denetleyici  vasfını kaldırıldığını görüyoruz.

Diğer taraftan esnaf ve sanatkarlarımız açısından baktığımızda  açılan işyerlerinin fazla olması gerektiği yerde kapanan binlerce işyerleri var.Eğitimi ideolojik paranteze hapsettik. Milli sıfatı olan eğitimi siyasetin arka bahçesi haline getirdik.

Küdüs konusunu doğru ve olumlu buluyoruz iktidar bütün her şeyi kötü yaptı demiyoruz .ABD İsrail’in  Başkenti şeklinde ifade edilmesi tesadüfi değil. 9 Aralık 1917’de Kudüs’ ü terk edildiği tarih 100 yılında  aralık ayında bu karar alınıyor.

Başkent  olarak ilan edilmesi  isabetli tarihi bir sorumluluğumuzda var.Osmanlı devletinin yaptıkları ortada İslam dünyasının arasındaki problemler ,İslam dünyasının    Arap baharı dalgası ve meşruiyet  problemi var

Türküye’ nin AKP  hükümetinin yaptığı en önemli yaptıkları iş Suriye politikası en kötü işte Suriye.

Osmanlıdan gelen bir sorumluluğumuz var. İç savaşa dönük benim dediklerimi yapmadıkları  için  rejim değiştirme kavgası  yüzünden  iç savaşa sürüklenmesine  katkı sağlamaktır.

Diğer taraftan Toplumsal meşruiyeti olmayan alınan bir kararın nasıl  ters teptiği  görülmektedir. Bunun arkasını getirmek planlamalar yapmak lazım.

İyi Parti ile ilgili sorulan bir soru üzerine .Demokrat parti olarak bizlerin  keyfi şahsi hesabı yoktur. Bütün alternatifleri değerlendiriyoruz. Siyaset değişime gebe. Milli iradeyi merkeze alan, temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alındığı parlamenter sistem içerisinde denetlenebilen  bir yönetim istiyoruz.

Görüyoruz ki Milletin aleyhine kararların altına imzalar atılıyor veya el kaldırılıyor. İktidara muhalefet olsun diye muhalefet ediyor değiliz ama İktidar iki kutuplu seçim istiyor.

Keyfi ve hamaset laflarıyla ülkeyi yönetemezsiniz. Ülkenin problemlerini dürüstlük içerisinde işi şahsileştirmeden. Bizleri ziyaret ettiklerinde ifade ettiğimiz temel perspektifimiz budur. Bizler her türlü zorluklara rağmen  sahip olduğumuz imkanlar neticesinde doğru bir siyası akımla her türlü zorlukların altından birlikte kalkabiliriz.

Bunun imkanı var. Geçmişten aldığımız güçle medeni bir şekilde doğruya doğru diyen inandığını söyleyen demokratik ölçülerde siyasetin sorumluluk  almak olduğunu düşünerek bu çerçevede tavır geliştiren bir siyaset geleneği  olarak faaliyetlerimizi yapıyoruz.Siyasetin daraldığı sıkıştığı noktada milletimizin buluşma özlemini giderecek kademe kademe  büyüyen , kuvvetlenen ve güçlü bir sese dönüşen  Partidir Demokrat Parti .Bunu da Trabzon insanı fazlasıyla  görecektir.Trabzon Benim  için  siyasi hayatım  içerisinde ve zor dönemlerde istinat noktası güç merkezi olmuştur. diyerek sözlerini tamamladı.