HEP BAYRAM OLSUN!

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1 Mart 1922'deki sözü tarımın ve çiftçiliğin önemini, “Türkiye’nin asıl sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, saadet ve servete müstahak ve layık olan köylüdür. Onun için, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iktisadi siyaseti bu aslî gayeye erişmek maksadını güder.” diye ifade etmiştir.

Yıllar sonra;14 Mayıs 1946 Yılında kurulan Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonunun 1984 yılında almış olduğu bir kararla 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü olarak kutlanmasına karar verildi.Dünya Çiftçiler Günü'nde beslenmemiz için gerekli tarım ürünleri üreten çiftçilerimizin bağ, bahçe ve tarlada nasıl zor şartlar altında çalıştıkları hatırlatılarak onların haklarının ve çalışma şartlarının iyileştirilmesine dikkat çekilmesi amaçlanmaktadır.

Tarım,ülkeler açısından kritik öneme sahip üretim kolları arasında yer almaktadır. Yerleşik hayata geçilmesi ile birlikte tüm medeniyetler için tarım başlıca geçim ve üretim kaynağı, çiftçilik ise en temel mesleklerden bir tanesi olmuştur. Tarihten günümüze önemini koruyan tarımsal faaliyetler, günümüzde ve gelecekte daha da önemi artarak devam edeceğinin bilinci ile hareket etmeliyiz.

Çiftçilerimiz; ülkemizin kalkınmasında, ekonomimizin büyümesinde ve sofralarımıza ulaşan ekmeğin, meyvenin, sebzenin üretiminde alın teri dökerek yoğun emek sarf eden kesimlerin başında gelmektedir. Geçimini topraktan sağlayan, topraktan aldığı ürüne değer katarak onu bizlere ulaştıran çiftçilerimizin emeği kutsaldır.

Tarım ve hayvancılık üretiminin her kademesinde çalışan vefakâr çiftçilerimizin; üretim ve verimliliğin arttırılması, yaşam şartlarının yükseltilmesi, ürettikleri ürünlerin pazarlara ulaştırılması, ülkemiz ve bölgemizdeki tarım ve hayvancılığın kalkınmasında yüksek öneme sahiptir.

Üretmek zor ve bir o kadar da keyifli bir zanaattır. Yaşamımızın her alanında çiftçilerimizin el emeği göz nuru vardır. Yediğimiz ekmekte, içtiğimiz sütte hatta giydiğimiz kıyafetlerde bile onların emekleri tartışılmaz. Çiftçilerimiz hayatta en kutsal vazifelerden birini icra ediyor ve neslin sağlığı gibi önemli bir sorumluluğu sırtlarında taşıyorlar. Bu yüzden geçimini topraktan sağlayan ve topraktan aldığı ürüne değer katarak bize ulaştıran çiftçilerimizin emeği de çok kutsaldır.

Ülkemizin tarımsal üretiminde yaşanan yapısal sorunlara kalıcı çözümler bulunmadan, Covid-19 salgınıyla beraber bunlara her geçen gün yenilerinin eklenmesi, sorunları dışalımcı politikalarla çözmeye yönelik kolaycı yaklaşımlar, girdi fiyatlarının yüksekliği nedeni ile kâr elde edemeyen çiftçilerimizin üretmekten vazgeçmesi ve üretim alanını terk etmesi, örgütlü mücadelenin yaygınlaşmaması nedeniyle üretenlerin “sözleşmeli üretim” modeliyle sömürülmesi, tüketicilerin ucuz ve güvenilir gıdaya ulaşmakta zorluklar yaşaması ülkemizin yaşanan gerçekleridir.

Açlığın, kıtlığın, gıda savaşlarının yaşanmadığı bir dünyada gıda egemenliği, gıda güvenliği ve gıda güvencesinin sağlanarak üreticilerimizle ve tüketicilerimizle birlikte tüm vatandaşlarımız ile sağlıklı bir çevrede refah içerisinde mutlu yaşaması temel amacımız olmalıdır.

Oysa, ülkemizde 1980’li yıllardan beri uygulanmakta olan neoliberal tarım politikaları sonucunda tarım sektörümüz ve çiftçilerimiz çok ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Covid-19 salgını sürecinde ülkeler sınırları kapatmakta, üretim azalmakta, dış ticaret hacmi daralmakta ve korumacılık önlemleri artmaktadır. Dünya ölçeğinde yeniden gündeme gelen korumacı tercihlerden ders çıkararak, ülkemizdeki dışa bağımlı neoliberal politikalar yerine bir an önce üretim odaklı ulusal çıkarlara yönelik “kamucu tarım politikası” değişikliğine gidilmelidir.

Öncelikle tarım arazilerimizi koruyacak şekilde ülke düzeyinde “Arazi Kullanım Planlaması” yapılmalıdır. Ülke ve bölgeler düzeyinde büyük ova koruma alanları başta olmak üzere korunan ve sulanan tarım arazilerimizde üretim miktarı artışı, ürün çeşitliliği, üretim sürekliliğini sağlayacak ve Tarım Kanunu’na göre belirlenen zamanında ödenecek somut desteklerle yönlendirilecek “Tarımsal Üretim Planlaması”na geçilmelidir. “Tarımsal Üretim Seferberliği” ilan edilmeli, girdi maliyetleri düşürülmeli, ucuz kredi olanakları oluşturulmalı, artırılacak ürün ve girdi destekleri üretime ve üretene verilmelidir. Ar-Ge çalışmalarına ciddi yatırım yapılarak yerli girdi ve teknoloji üretimine yönelik çalışmalar hızlandırılmalıdır. Tarımsal hammadde ve ürün dışalımı kısıtlanmalı, dışsatım olanakları artırılmalıdır. Kooperatifçilik desteklenmeli, gıda tedarik zincirinin tüm aşamaları yeniden düzenlenmelidir. Kırsal alanları geliştirecek, ülkemiz gerçeği olan küçük aile işletmeciliğini destekleyecek, çiftçilerimizin refah düzeyini artırmak ve sosyal hayatın içinde daha fazla yer almasını sağlayacak önlemler alınmalıdır. Belki de en önemlisi tüm tüketicileri fedakarca doyurmasına karşın önünü görmekte zorlanan üreticilerimize hak ettiği değer verilmeli, çiftçilerimizin morali yükseltilmeli ve kamu yönetimine olan güveni tazelenmelidir.

Bugün birçok çiftçinin elinde, borç kağıtları ve satamadığı ürünün etiketleri var. Örgütlenemeyen çiftçi, özelleştirmelere, şirketlere, aracılara yenik düşmüş durumda. Türkiye’de de çiftçilerin çoğu emeklerinin karşılığını alamadıklarını düşündüklerinden topraklarını terk ediyorlar. Bu sorunlar akıllara kooperatifçiliğin önemini getiriyor. Kapanmaya yakın kooperatiflerin yeniden canlandırılması ve kooperatifleşmenin öneminin çiftçilere anlatılması gerek. Kooperatiflerin sosyal güvence, güvenli bir gelecek sağlama konusunda başarılı ve önemli yapılar olduğu unutulmamalı.

Alınları terlemek suretiyle, helalinden kazanmak için gecesini gündüzüne katarak çalışan, üreten herkes bu ülkenin efendileri olmuş ve böyle olmaya devam edecektir. Toprağı bin bir emekle işleyen, tarımsal üretimin her kademesinde kadın-erkek çalışan, ülkemizin gelişmesinde, ekonominin büyümesinde, üretimin çeşitlendirilmesi ve artırılmasında, refah seviyemizin yükselmesinde, sağlıklı ve güvenli gıda temininde, her türlü zorluğa rağmen alın terini dökerek tarladan soframıza en güzel ürünü gönderen kıymetli çiftçilerimizin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Gününü kutlar, çiftçilerimize müjdeli haberler ile çifte bayram yaşamalarını ve ürettiklerinin karşılığını fazlasıyla almalarını sağlamak için gerekli adımlar vakit geçirilmeden atılmalıdır.

Cemil PEHLEVAN

ZMO Yönetim Kurulu Başkanı

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber