15 TEMMUZ HALKIN HAKK’I HAYKIRMASIDIR

Aradan yıllar değil, asırlarda geçse bu ülkenin sütü temiz, aslı ve asaleti bozulmamış hiçbir ferdi, yaşanan o emsalsiz ve zalimce kurulan tuzağı unutamaz. Çünkü; bu Coğrafya mazlumların duasını aldığı kadar çok sayıda şehitler verdi, gaziler de gördü. Aynı şekilde darbeler ve ihanetler de gördü. Fakat bunun kadar ülkenin insan, para, din ve duygu kaynaklarını kullanarak, dışarıdan desteklenip yıllarca sureti haktan görünerek içeride yuvalanan bir başka ihanet görmedi.

Dünyayı ellerindeki geçici güçle kontrol altına almak isteyenler, bu milletin asıl gücünün tankı topu ve tüfeği değil, imanlı ve inançlı evlatları olduğunu unutmuşlardı. 15 Temmuz günü bu aziz milletin emeği ile alınan tanklar, uçaklar ve silahlar, Ümmetin ve mazlum insanlığın umut bağladığı yegâne millet olan Müslüman Türk halkına doğrultulmuştu. Kadim Anadolu’yu elde tutmanın bedelini her fırsatta ödemeyi bilen ve ihanetin her türlüsüne aşılı bu asil millet, Hakk’ın karşısında kim ne maksatla durursa dursun onu ezip geçmeyi başarmıştır.

Milletimizin en önemli özelliği olan dinine ve mukaddesatına bağlılığın, malum yapı tarafından yıllarca sinsice kullanılmış olmasına dikkat edilmelidir. Emperyalist Siyonist kafanın bir taşla iki kuş vurma planı karşısında her zamankinden daha fazla uyanık olmak mecburiyetimiz bulunmaktadır. FETÖ üzerinden bu asil milletin şah damarlarının kesilmeye kalkışılması hareketine karşı dikkatli olmak zorundayız. Gelecekte bu ve benzeri hareketlerin önüne kuru kalabalıklarla değil, imanlı ve ihlaslı insanlarımızla çıkabileceğimizi asla unutmayalım. Birileri, bu yapılanmanın ihanetini Müslümanın güvenilir olmadığı algısına dönüştürmeye çalışabilir. Bu tür bir algı yanılsamasına asla düşülmemelidir. FETÖ, İslam’ı temsil etmemiş ve yüzlerce yıllık tarihimizle yoğurduğumuz kimliğimizle uyuşmayan bir tavır içinde durmuştur. Gençlerimizi İslam’ın gerçek ruhuyla birlikte yetiştirmeye ve bu oyunlara karşı onlara dikkatli olmayı öğretmeliyiz.

15 Temmuz’dan belki de en fazla çıkarmamız gereken derslerden birisi de hiç şüphesiz “Birlik ve Beraberlik” duygusudur. Farklılıklarımızı bir kenara bırakarak 15 Temmuz ve takip eden gecelerde bulunduğumuz şehirlerin meydanlarına koşmuş, halkımızın kendi iradesine boyunduruk vurulmasına müsaade etmemişizdir. Bu birliktelik ruhunu hiçbir zaman unutmamak ve unutturmamak zorundayız. Çünkü onlar en fazla bu birliktelikten rahatsız olmuşlar, evladı anne ve babadan bile ayırmayı ilke edinmişlerdi. Bu fitne hareketi dün sözde dînî yapılanma üzerinden faaliyet gösterirken bu gün de başka yöntemleri kullanmaktadır. Yöntemi farklılaşsa da amaçları aynıdır; bu aziz milletin bir ve beraber olma özelliğini ifsada uğratmak. Unutmayalım ki, bizi biz yapan ve dünya tarihine altın harflerle yazılmamızı sağlayan ruh “Hakk”ın yanında “Birlik” içinde olmamızdır. Bu birliğimize karşı kurulan her cümlenin karşısında olunmalıdır. Asıl hedef Türkiye’nin de içinde bulunduğu bu coğrafyada her ülkeyi kendi iç çekişmeleri ile başbaşa bırakıp güçsüz hale getirmek ve İsrail’in kendi güvenliğini sağlamaktır.

Mazlum coğrafyaların umudu Türkiye’dir, Kudüs’ün gözü ve kulağı Türkiye’dedir. Çok dikkatli olmak mecburiyetindeyiz. Zalimlere karşı duruşumuzun temel yapı taşlarını sağlamlaştırmanın öneminin her zaman farkında olmalıyız. Eğer bu hassasiyetlerimizde bir gevşeklik gösterirsek insanlığa karşı büyük bir vebal altına girmiş oluruz. Bizi biz yapan, batıla karşı Hakk’ı savunma irademizi zayıflatırsak bizi hem insanlık hem de tarih affetmeyecektir.

İBRAHİM KARA

TRABZON KUDÜS KARDEŞLİK DERNEĞİ

YÖNETİM KURULU BAŞKANI

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber