Sabah Erken Kalkan Deniz DOLDURUYOR!

Sabah erken kalkan deniz dolduruyor da; kıyıları koruyan 3621 sayılı Kıyı Kenar Kanunu,1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu ve ilgili belediyeler kıyıların birilerinin menfaatine ilalebet yok edilmesine neden suskun! Trabzon’un yönetimini teslim ettiğimiz yöneticiler günümüz teknolojik imkanlarında çalışma alanına giren konularla ilgili yanlış uygulamalara neden müdehale etmez!

Karadeniz’in birçok noktasında denize Devlet yol yaparken, müteşebbisler de yapay yarım adalar oluşturarak ticari faaliyetlerde bulunmaktadır. Karadeniz kıyılarında yeni yaşam alanları açmak ve otoyol inşa etmek için doldurulan kıyılar denizdeki yaşam çeşitliliğini ve yaşam alanlarımızı başkasının mülkiyetine geçirerek yaşam alanlarımızı dolayısıyla denize ulaşmamızı engellediğinden yaşam kalitemizi etkiliyor. Şehirlerin giderek daha fazla denize yaklaştığı düşünülse de aslında durum hiçte sanıldığı gibi değil. Çünkü artık o alanlar haksız bir şekilde özel mülkiyete konu alanlar. Ayağınızı denize sokmanınızın bir bedeli var! Ya da sahile ev yapan, dolguyu yapan şahıs ya da müteşebbisin denizi dededen kalma malı gibi sahipleniyor. Bütün bunlar yaşanırken ilgili Kamu kurumlarının uygulamakla mükellef oldukları kanunları neden uygulamaya koymazlar!

Denizlerimizde önemli sorunlar ve tehditler mevcut. Özellikle, yanlış deniz kullanımı ve sürdürülebilir olmayan benzer uygulamalar sonucunda, bölgedeki doğal alanlar zarar görmekte ve doğal kaynaklar plansızca kullanılarak tüketilmektedir.Şöyle ki bir zamanlar 300'ü bulan balık türleri, bugünlerde 15-20'lere kadar geriledi. Bugün hem tür bazında, hem de miktar bazında kayıplarımız söz konusu. Bu konuda ciddi tedbirler almanın zamanı geldi de geçiyor.

Denizin doldurulması, kıyısal alanda yaşayan canlılar için baskı yaratmakta ve bu baskı, başta ticari değeri yüksek olan balık türleri olmak üzere tüm canlıları olumsuz yönde etkilemektedir. Kıyı bölgesinin deniz canlıları için hayati önem taşıdığını Balıkların bu alanı yumurtlama, dinlenme ve beslenme amaçlı kullandığını niçin görmüyoruz.

Mevcut durum böyleyken 3621 Sayılı Kıyı Kanununun amacı; “Bu Kanun, deniz, tabii ve suni göl ve akarsu kıyıları ile bu yerlerin etkisinde olan ve devamı niteliğinde bulunan sahil şeritlerinin doğal ve kültürel özelliklerini gözeterek koruma ve toplum yararlanmasına açık, kamu yararına kullanma esaslarını tespit etmek amacıyla düzenlenmiştir. Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir” diye kesin hüküm mevcutken, bahse konu alanlarda kimin yararı gözetiliyor!

Kıyının Korunması, Yapı Yasağı, Kıyı ve Denizde Yapılacak Yapılar hakkındaki 6. Madde

“Kıyı, herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz.

Kıyılarda, kıyıyı değiştirecek boyutta kazı yapılamaz; kum, çakıl vesaire alınamaz veya çekilemez. Kıyılara moloz, toprak, curuf, çöp gibi kirletici etkisi olan atık ve artıklar dökülemez” denilmesine rağmen eylemler hız kesmeden devam ediyor!

Kanunun 8. “Maddesinde Sahil Şeridinde Yapılabilecek Yapılar Uygulama imar planı bulunmayan alanlardaki sahil şeritlerinde, 4 üncü maddede belirtilen mesafeler içinde hiç bir yapı ve tesis yapılamaz. (Sahil şeridi: Kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 100 metre genişliğindeki alanı,(1)) Uygulama imar planı bulunan yerlerde duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz. Moloz, toprak, curuf, çöp gibi kirletici ve çevreyi bozucu etkisi olan atık ve artıklar dökülemez, kazı yapılamaz” denilmesine rağmen hendek eşilemeyen yerlere toprak, taş ve beton vs. dökülmeye devam ediyor!

Sonuç olarak 15. Madde “ Kıyıda ve uygulama imar planı bulunan sahil şeritlerinde duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engelleri oluşturanlara idarî para cezası verilir. Ayrıca oluşturulan engellerin beş günden fazla olmamak üzere belirlenen süre zarfında kaldırılmasına karar verilir. Bu süre zarfında engellerin ilgililer tarafından kaldırılmaması halinde, masrafı yüzde yirmi zammıyla birlikte kendilerinden kamu alacaklarının tahsili usulüne göre tahsil edilmek üzere kamu gücü kullanılmak suretiyle derhal kaldırılır. Kabahatin tekrarı halinde, ceza üst sınırdan verilir” denilmesine rağmen bu eylemler birkaç kişi tarafından toplam nüfusu 816.684 olan Trabzon’lunun gözü önünde gerçekleşmektedir.

Balıkçı damlarını yıkın diye görüş belirten Çevre,Şehircilik ve iklim değişikliği Bakanlığı nedense konut ve tesis dolgu yapılarak deniz işgallerine müdehale etmiyor.Keşke hayvanları korumak için göstermiş olduğumuz hassasiyetin çok az kısmını insanlığın yaşamlarınının devam etmesi için gıda üretim alanları olan toprak,deniz ve çevrenin korunması için gösterebilsek!

Gelecek nesiller için; Üreteceğiz,üretmek,zorundayız-Koruyacağız,korumak zorundayız.Başka çaremiz yok.Bizler çocuklarımızın mirasını tüketiyoruz.Denizden toprağa,havadan suya sahip çıkmalıyız.Biz bu hızla tüketmeye devam edersek Karadeniz ölü bir deniz haline gelmesine vesile olacağız.Gün gelecek bir tutam taprağa,bir damla suya ihtiyacımız olacak.Güçlerimizi birleştirisek geleceğimizi kurtarabiliriz.

Üç tarafı denizlerle çevrili olan Ülkemizin,bu ve benzeri sorunların hızlı bir şekilde aşılmasında yapılacak işlerin en başında “tek otoritenin”kurulması geliyor.Bu da ançak Denizcilik Bakanlığı‘nın kurulması ile mümkün olacaktır.

Cemil PEHLEVAN ZMO Yönetim Kurulu Adına

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber