Bu dönemde, toplum bir tuhaf olmaya başladı.
Ne tam mutlu olmayı, sevinmeyi biliyoruz, ne de tam üzülmeyi, üzüntülerimizi yaşamayı becere biliyoruz. Ne mutlu olmayı becerebiliyoruz nede üzüntümüzün gereğini yapabiliyoruz. 
Kimi zaman insan/insanlar, kimi zaman bir eylem, eylemler, kimi zaman söylem, söylemler, kimi zaman ve en önemlisi de teknolojik gelişim ve değişim sürecinde akıl almaz yaşananlar.
Yaşantımız boyunca, hep yarım kaldı sevinçlerimiz, mutluluklarımız, hep gizli yaşadık, içimizde erittik tüm kızgınlıklarımızı, kırgınlıklarımızı, keder ve üzüntülerimizi. Unuttuk sevinçlerin paylaşıldıkça çoğaldığını ve üzüntünün paylaşıldıkça azaldığını.
Zaten yok olmaya yüz tutmuş özelliklerimiz, güzelliklerimiz, değerlerimiz, hasletlerimiz, dünyamızı kasıp kavuran virüs nedeniyle küllenmeye durdu.
Zaten kimseyle yüzleşmek istemiyorduk, medya ve internet sohbetleri ve muhabbetleri bitirmiştik ki virüsle tamamen uzaklaştık.
Zaten kimseyle acı, eder, üzüntü, kaygı, kederlerimizi paylaşmıyor, ortak olmuyorduk, virüsle temelden hallolmuş oldu ve kendi kabuğumuza çekildik.
Yoksa virüs bahane gerçekler şahane! Mahallede sosyal çevre yok, mahallede birlik yok, apartmanda komşuluk yok ve evde aile içi bağlar yok olup gitmiş. Küçüğün büyüğe saygısı, Büyüğün küçüğe sevgisi kalmamış.
Herkes kendi dünyasın da! 
 Buna Kovit-19 sanki makalenin sonucunun kaleme alınışı ve yazının sonuç kısmı gibi.
Fakat sanki biz dünden razıymış gibi adapte olmaya, uyum sağlamaya başladık, pek de yadırgamadık yani.
Şimdi iyi mi oldu, yoksa kötü mü oldu derseniz; teknolojinin koşar adım ilerlediği, insanlığın sanallaştığı bir sanal dünyada yaşayanlar için yani Z KUŞAĞI için süper oldu denilebilir.
Gelenekçi ve mükemmeliyetçi olan Y ve Z KUŞAĞI için, kanıksanmayacak derecede sıkıntılı ve stres içerisinde geçecek bir yaşam biçimi halini aldı.
Kuşaklar arasındaki o farklılıklar sanal âleme kölesi olanlar için büyük bir önem arz etse de geride kalan kuşaklar için tamamen bu bir yıkım oldu. Bu dünyayı kasıp kavuran Korona virüsü nedeniyle evlere kapanmak zorunda kalan insanları derinden yaralamaya, depresyona ve ruhi bunalımlara sebep oldu.
Yan yana, yüz yüze, omuz omuza, acılarını, kederlerini, üzüntülerini, sevinçlerini, mutluluklarını paylaşan insanları, mutsuz, huzursuz, agresif olmayı başardık mı?
Artık dört gözle eski yaşantımıza, eski günlerimize dönmeyi arzuluyoruz, bekliyoruz, temenni ediyoruz. Yoksa malum virüsle olumsuzluğu başardık mi?

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber