Trabzon son yıllarda özellikle Arap ve yerli turistlerin dikkatini çekerek, dile kolay, günde 80 uçak dolusu yaklaşık 4 bin turisti misafir ediyor. Trabzon İki buçuk ay gibi kısa süreli bir sezonda, çeşitli yollarla bir milyonu aşkın turisti ağırlayarak yaklaşık 3 milyar TL lik pay ile turizmde “Ben de varım.” diyor. 

Cenneti andıran doğasıyla son yıllarda turizmde altın çağını yaşayan Trabzon’un belli başlı sorunları ise şu şekilde:

KONAKLAMA

Temmuz, Ağustos ayının tamamını ve Eylül ayının ilk 15 gününü kapsayan 75 günlük bir zaman içerisinde Trabzon’un çevresindeki oteller yabancı turistleri misafir etmekte yetersiz kalıyor. Butik oteller, öğrenci apartları, mahalle aralarında kalan köhne daireler bile dolup taşıyor. Özellikle yabancı turistlerin içine düştüğü bu konaklama sorunu ise fırsatçılıların ekmeğine yağ sürüyor.  Tatil için şehrimizi tercih eden turistler mecburiyetten -hiçbir şart aramadan- yüksek ücretler ödeyerek fırsatçıların sunduğu alanlarda konaklamak zorunda kalıyorlar. Yıldızlı otellerin gecelik oda ücreti 1000 TL ile 5000 TL arasında seyrediyor. Bu fiyatlara binaen bu otellerle asla aynı şartları taşımayan apartlarda ve butik otellerde de aynı konaklama ücretleri uygulanıyor. Bu alanların doluluk oranı %100’e ulaştığında, mahalle aralarında ve köylerdeki öğrenci yurtları ve boş daireler, üstelik klimasız ve internetsiz olmalarına rağmen, hatta kayıkçı limanlarındaki barınaklar bile, mecbur ve yersiz kalan turistlere, gecelik 100 $ ve 300 $ arasında değişen fiyatlarla kiraya veriliyor. Burada belirttiğim ve aşağıda belirteceğim hususlara binaen, Bu durum sıkı bir denetim “yaptırım” ile çözüme kavuşturulmazsa devletin tek bir fabrikası bile olmayan Trabzon’da, bacasız fabrika sayılan turizm, Rus turizmi gibi elimizden uçup gidecek. 

TURİSTİK MEKANLAR İÇİN BELİRLENEN GİRİŞ ÜCRETLERİ 

Trabzon’da Yeni yapılan Tünel Akvaryuma giriş ücreti olarak, Türklere 60TL, Araplara 225TL tarifesi uygulanıyor. Bu bilet fiyatının hangi mantıkla uyruk ayrımı yapılarak farklılık gösterdiğini ve buna kimin karar verdiğini çok merak ediyorum.

Düzköy’ün Çal köyünde bulunan Çal Mağarasını ziyarete gelen yerli ve yabancı turistler, Mağaraya giriş için 12 TL ücret ödemekteler. Bu alanı işleten belediye, Çal Mağarası’na gelen turistlerden milyonlarca lira para kazanmasına karşın, hizmette sınıfta kalmıştır. Çünkü, bu alanda araç parkı bulunmuyor, bu nedenle sıkıntı yaşanıyor. Tuvalet ve mescitler yeterli temizlikte ve kullanım için yeterli seviyede değil.

YEME-İÇME HİZMETLERİ:

Akçaabatta sahil boyu dizili olan büyük restorantların bazıları, özellikle turizm firmaları ile anlaşan restorant sahipleri, turistlerin yemek porsiyonlarını 350 TL olarak belirlemişler. Yani dört kişilik bir aile 1400 TL ödeyerek ancak sofradan  kalkabiliyor.

Zigana Hamsiköy civarında irili ufaklı lokantaların bir çoğunda yerel halka kilosunu 200, 220 TL’ye sattıkları etin ve köftenin porsiyonunu turistler için 220 TL olarak güncellemişler. Yani turistler bir kilo eti 1100TL gibi uçuk bir ücret ödeyerek yiyebiliyorlar.

Arap turistlerin aşık olduğu Hıdırnebi ve Sultanmurat Yaylalarımızda, park sorunu, çöp sorunu ve doğal olarak hizmet sorununun had safhada. Bir çadırı bir saatliği 500 TL’den, dondurma ya da meşrubatçıdan eşantiyon alınmış bir şemsiyeyi 300 TL’den turiste kiraya vermek nedir arkadaş? Ayıp değil mi? 

Trabzon şehir merkezi civarında ve Uzungöl güzergahında bulunan hediyelik eşya ya da lokum ve şekerleme satan mekanlarda, turistlere yönelik satışlarda, bire üç katı fiyatlar uygulanıyor. 

Gelelim Uzungöl ve çevresine. Trabzon merkezde konaklama konusunda uygulanan sistemin daha beteri burada uygulanıyor. Mekanlar kötü, yemekler kötü, hizmet kötü ama fiyatlar çok uçuk.

Şimdi ben yukarıda yazdığım ve eleştirdiğim  alan ve konularda dikkat ederseniz turizm firmaları ve şoförlerinden bahsetmedim. Bahsetmeyeceğim zannedenler yanıldılar, okuyun lütfen.

TURİZM FİRMALARI VE ŞOFÖRLER

Turizm firmalarının tamamına yakını, bütün ticari işleyiş ve planını “Daha çok nasıl para kazanabilirim?” üzerine kurgulamışlar. Transferini, turunu ve konaklamasını üstlendikleri aile ve grup turistlerin memnuniyeti için değil, daha çok kazanmak için çalışıyorlar. Üstelik bunu yaparken haksız kazanç sağlamaktan hiç çekinmiyorlar. 

Yoğunluğun olduğu dönemde, özellikle turizm alananında hizmet veren araç ve personelin yetersiz olması sebebiyle, eline geçirdikleri husisi araç, dolmuş ne bulurlarsa turlarda görevlendiriyorlar. Üzerine Trabzon’da ne kadar boş adam, emekli, kahve köşelerinde oturan kişiler varsa  sahaya sürüyorlar. Şehrimizde bulunan mültecileri ise rehber olarak grupların başına koyuyorlar.

Sahaya sürülen bahsi geçen  şahısların yetenekleri, tecrübeleri var mı, belgeleri var mı, bu insanlar turizm alanında hizmet vermek için yeterli mi, hizmet verebilecekler mi? gibi soruları kimse sormuyor. Allah korusun bir kaza olduğunda sonu ne olacak? Bunları düşünen yok. Ayrıca eski model araçlar yollarda, yaylalarda arızalanıyor. Turistler mağdur ediliyor. Bunun çözümünü arayan yok.

Çalıştırdıkları şoför ve rehber personeller de “Daha çok komisyon ve bahşiş nasıl alabilirim?” den başka bir şey düşünmüyor. Kimse hizmette kalite ve memnuniyete önem vermiyor. Ancak veriyormuş gibi konuşup ve görünme çabası içerisindeler.

Binlerce kilometre uzaklardan ve binlerce dolar para harcayarak ülkemize ve Trabzon’a gelen turistlerin, sadece ve sadece istedikleri, samimi, dürüst bir ilgi ve hizmet. Bunun karşılığını zaten fazlasıyla ödemiş ve ödüyorlar. İstedikleri çok bir şey olmasa gerek.

Bizim şoför personelimiz maalesef çok komisyon ve bahşiş kazanacak ama hizmet vermeyecek, turistin kirlettiği aracını temizlerken hakaret ve küfür edecek, bu durumu çevresine abartarak anlatacak; ama bu hizmetimin karşılığında “Bahşişi bol aldım, olsun.” demeyecek, şükür etmeyecek.

Turunu yaptığı guruba isyankar davranacak, güler yüz göstermeyecek, oflayıp püfleyecek, turisti “Arabam zarar görmesin.” diye istediği yere kandırıp götümeyecek, işine saygısı olmayacak; turunu yaptığı grubu lokumcu, balcı, çaycı ve lokantalarda kazıklatıp komisyonu bol bol kazanacak, ama işin sonunda turu bittiğinde bahşişi alamadığı zaman, turistin arkasından küfür edecek. 

Yok arkadaş yok… Ülkemiz ve Trabzon İçin velinimet olan turizm sektörü; bu yöneticiler, şirketler ve hizmet veren personel yüzünden  sonunda yok olup gidecek. Bütün dünya ekonomik kriz içinden geçerken, biz bu nimete tekme vuruyorsak, sonunu varın siz hesap edin. 

Devlet büyüklerinden, Turizm Bakanlığından bu konuda acil kodu ile bir yaptırım uygulamalarını, hizmet veren birimlere turizm konusunda eğitim vermelerini bekliyoruz. 

İlginçtir, bütün bunlar yaşanırken, 
Biri de çıkıp demiyor ki Trabzon turizminde neler oluyor?

(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber