Çanakkale Şehitlerimizin Ruhları Şad Olsun

Yeryüzünde yüzyıllardır yaşanan gelişmeler beraberinde çıkar çatışmalarını, din, ırk çatışmalarını ve güç savaşlarını meydana getirmiştir. Bu süreçte yaşanan savaşlar vardır. Ancak bazı savaşlar vardır ki içinde birçok mesajı barındırır. Bazı savaşlarda vardır ki bir ulusun var oluşunu simgeler ve tarihin yeniden şekillenişini belgeler işte onlardan biri de Çanakkale savaşıdır.

Çanakkale 1699 Karlofça antlaşması ile başlayan yüzyıllardır süren, Büyük Türk devletinin gerilemesine ve yok olmasına baş gösteren tarihin tersine dönüş mücadelesidir. Çanakkale bir ulusun yok oluşunu kabullenemeyenlerin varoluş mücadelesidir. Çanakkale dünya tarihinin yazılışını bir ulusun nasıl etkilediğini gösteren ölüm kalım savaşıdır.

Çanakkale vampir gibi bir milletin kanını canını emenlere karşı nasıl  karşılık verildiğini, bu güçlere karşı nasıl durulduğunu gösteren, bir milletin tek vücut olacağını gösteren kanlı bir örnektir. Bu savaşla insanlık, Türk milleti çok yakınların kaybetti ancak birlik olmanın, beraberce mücadele etmenin ne demek olduğunu anladı ve bütün dünyaya göstermiş oldu.

Bu savaşla Çanakkale geçilmez ruhunu sahip olan bir millet, bu ruhu yeni nesillere aktarmak durumundayız. Artık Çanakkale’yi topla tüfekle geçemeyenler başka şekilde geçmeye çalışmaktadır. Günümüzde teknolojik gelişmeler, yeni nesil icatlar savaşların başka boyutlarda yaşandığını göstermektedir. Yeni boyutlarda çıkılan yada çıkılacak bu yolculuklarda, savaşlarda aynı ruh ve azimle savaşmamız gerekir. Atalarımızın kanları ile ıslanan bu topraklar başka şekilde elimizden kaymamalı, gitmemeli.

Çünkü Türk milletini kolay lokma sanıp Fatih’in kır atını sürdüğü bu kutsal toprakları ele geçirmek isteyenlere karşı atılmış son tokattır.

Çünkü bir gözünü kaybettiği halde diğer gözü ile savaşan, bir bacağını kaybedince diğer bacağı ile koşan, mermileri üzüm taneleri gibi toplayan, göğsü ile siper olan, kanıyla toprağa can katan yiğitlerin arşa yükseldiği yerdir Çanakkale.

Çünkü onlar ölümü de öldüren Kahramanlardı…