Trabzonspor, Giresun deplasmanında prestij ve yeniden yapılanma adına çıktığı müsabakada, Giresunspor’un ise ligde kalmak için mutlak galibiyete ihtiyacı oldu bu maçta, izleyenler futbol adına oldukça keyifli anlar yaşadılar.

Maç her iki takım adına da oldukça hızlı ve hareketli başladı, maçın ilk 10 dakikası müthiş bir mücadele örneği ile geçti. 

Trabzonspor maça dörtlü savunma, üçlü orta saha ve üçlü forvet sistemiyle çıktı. 

Giresunspor’un ligdeki kritik durumu, prestij arayan Trabzonspor teknik heyetini ve takımda kalmak isteyen oyuncuları hiç ilgilendirmediği için, öyle, sosyal medyada Trabzonspor maçı Giresunspor’a verecek diye dolaşan algılara pabuç bırakmayacak şekilde maçı kazanmayı düşünen Trabzonspor, bu algı operasyonu yapan kalemşörlere de bir Ahlak ders verdi. 

Buna istinaden, ilk devrenin büyük bir bölümünde her iki takım adınada ortaya koyulan mücadele ve oynan oyun, her iki takımın da maçı kazanabileceği kalitede ve görsel deydi. 

Fakat devrenin yarısından sonra dakikalar 30’u gösterdiğinde, sanki maçı daha çok isteyen ve daha çok ihtiyacı olan Trabzonspor’muş gibi bir oyun vardı sahada, zaten bu dakikada, Vişça’nın asisti ile  Umut’un şık kafa golü geldi ve Trabzonspor maçta 1-0 üstünlüğü eline aldı. 

Bu golün ardından, Trabzonspor önde baskı ile Giresunspor’a şok bir pres uygulayınca, rakip defanstan hata gecikmedi ve bu hatayı değerlendiren Umut’un 34. dakikada yaptığı asistle Bardhi’nin golü geldi, bu golle 2-0’lık üstünlüğü yakalayan Trabzonspor, gardı düşen rakibi karşısında oldukça baskılı göründü.

Tabiki ligde kalmasını bütün kalbimle istediğim Giresunspor’a bir eleştiride bulunmak istiyorum, ligin bu haftasına kadar içeride ve dışarıda çok basit hatalarla kaybettikleri maçlarda biraz daha dikkatli olabilselerdi, bugün burada bu Karadeniz derbisini çok keyifli oynayacaklardı.

Yine de bu maç ile aynı saatte oynanan, İstanbulspor Adana Demirspor müsabakasındaki skora an itibarıyla baktığımızda, Giresunspor adına henüz kaybedilmiş bir şey yok, kalan son iki maçını kazandığı takdirde dilerim ligde kalırlar. 

Keşke Giresunspor bu haftaya, bu maça kadar bu kritik durumdan çıkabilseydi, ancak bunu başaramadılar ve bu hafta Trabzonspor müsabakasında umduğunu bulamayınca doğal olarak çok üzüldüler, ancak bunu sakın ha Trabzonspor’a bağlamasınlar, sorumlu Trabzonspor değil, bu durumun sorumlusu Giresunspor teknik heyeti ve oyuncularıdır. 

Trabzonspor dedikodulara prim vermeyecek bir mücadele örneği ortaya koyarak, dik duruş ve etik olarak bu ligin az sayıda olan delikanlı takımlarından biri olduğunu da bir kez daha ortaya koymuş oldu. 

Entrika ve ali cengiz oyunlarını seven bazı aklı evvellerin takımları şimdi Trabzonspor’un yerinde olsaydılar, Giresunspor deplasmanına gitmek daha iyi, İstanbul deplasmanı bizim için zor diye düşünerek, Giresunspor’a maçı verirlerdi. Şükürler olsunki, bu tip yöneticiler bizim bünyemizde yok ve hiç olmadı. 

Maçın ikinci devreside ilk devrenin tıpkısının aynısı gibiydi, yine iyi oynayan, arayan ve mücadelesi üst düzeyde olan Trabzonspor’du. Keza 59.dakikada Eren’in asistini gol yapmakta zorlanmayan Umut, kendisinin ikinci takılının üçüncü golünü kaydederek skoru 3-0’a getirdi. 

Bu maça dair oyuncu üzerinden bir değerlendirme yapmak istemiyorum, bütün oyuncular oyun ve verilen görevi layıkıyla yerine getirdiler, bu nedenle hepsine kocaman bir alkış fakat,  ben bu anlamda teknik direktör Bjelica için bir şeyler yazmak istiyorum. 

Bjelica geldiği günden bu güne, oyuncu performansı, oyuncu psikolojisi ve takım oyunu adına oldukça aşama kaydetti. 

Bjelica, onca olumsuz durumlara binaen, elindeki imkansızlıklara aldırmadan, eldeki malzeme ile artık farkını farkettirmeye başladı diyebilirim. 

Hocanın Trabzonspor’a oynattığı oyunlar içerisinde tek bir sisteme bağlı kalmadan, rakibe göre oyun anlayışı ile ve sürekli oyun içerisinde sistemi anlık değişimlerle oynaması, oyun akışını görsel açıdanda daha kreatif hale getiriyor ve bunu bu oyuncu gurubu ile yapıyor ki, daha kaliteli ayaklarla daha muhteşem olabilir diye düşünmeden edemiyorum. 

Üçlü savunmada, rakip ataklarında savunmamız beşliye dönüşüyor, dörtlü savunmada ise, rakip ataklarında bir anda altılı savunmaya dönüşüyoruz. Orta alanda baskı ve zaman zaman top yapan bir görüntü verirken, hücumda bir anda çoğalabilen bir Trabzonspor izliyoruz. 

Ayrıca skordan bağımsız, rakip sahada pres ve önde baskı yaptığımız anlarda, o eski Trabzonspor’u görür gibi oluyorum, neden? çünkü bu Trabzonspor, rakibini sahasına hapseden, baskı ile pozisyon üreten, gol bulmakta zorlanmayan bir Trabzonspor’a dönüşüyor ki, daha ne olsun.

Bu oyun anlayışını sahaya yansıtmada mahir olan hocamızı tebrik ediyorum. Bu maçıda, rakibin durumuyla hiç ilgilenmeyen hocamız Bjelica kazandı demek istiyorum. Kısaca Giresun’da Bjelica’dan futbol dersi izledik. 

Maça dönecek olursak, 72.dakikada Trabzonspor’un kazandığı penaltıyı gole çevirmekte zorlanmayan Bakasetas skoru 4-0’a getirdi. Bu skoru gören ve oldukça üzülen Giresunspor taraftarı, stadı terketmeye başladı, tam bu anlarda ard arda iki gol bulan Giresunspor skoru 4-2 yapınca statda olan taraftarını heyecanlandırdı. 

Fakat bu heyecan, futbolun doğasında olan son dakika baskısı ile geçen maçın son anlarında da Giresunspor taraftarını beklediği sonuca ulaştırmayınca, büyük üzüntü ile stadı terk ettiler. 

(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber