İşçiler, İşsizler,
Gençler, Emekliler,
Kadınlar,
Öğretmenler, Doktorlar, Mühendisler,
Esnaf Kardeşlerimiz, Çiftçiler,
Emekçiler,
Bugün 1 Mayıs;
Bugün İşçilerin BİRLİK, MÜCADELE VE DAYANIŞMA Günüdür!
Alanda Bulunan Tüm Emek Dostları
Bugün İşçilerin BİRLİK Günüdür!
Bugün Emekçilerin MÜCADELE günüdür!
Bugün, çalışanların DAYANIŞMA günüdür!
Bugün 1 Mayıs!!!
Hepinizi sevgi ve saygılarımızla selamlıyorum.
1 Mayıs Bayramımız Kutlu Olsun!
Değerli Emekçi Kardeşlerim Bugün hepimiz 1 Mayıs coşkusunu yüreğimizde hissediyoruz.
Bugün dayanışma içinde yan yana, omuz omuza olmanın bizi nasıl güçlü kıldığını hep birlikte görüyoruz.
Bugün işçilerin uluslararası düzeyde mücadele, dayanışma ve birlikte hareket etme kararlılığı gösterdiği gündür.
Bugün tüm dünyada emekçiler, hak ve özgürlükleri için hep birlikte sesini yükseltiyor. Ülkesi, siyasal görüşü, dini, dili, cinsiyeti, yaşı, mesleği ne olursa olsun, yurdumuzda ve dünyanın dört bir yanında emekçiler meydanlarda birleşip taleplerini seslendiriyor. Dünyada emeğin haklarına yönelik bir saldırı var. Buna top yekün karşı durmalıyız.
Değerli Emekçi Kardeşlerim.
Ekmek, barış, özgürlük için bir araya geldik.
Herkese ekmek...
Siyasal ve ekonomik demokrasi yoluyla özgürlük...
Adalet temeline dayalı toplumsal barış...
Temel insan haklarına dayalı, çoğulcu ve özgürlükçü demokratik düzenin tüm kural ve kurumlarıyla ülkede egemen olması için bir araya geldik.
Yine ve yeniden alanlardayız.
Bugün 1 Mayıs 2017
Tüm dünyada emekçiler, daha dün kölelik koşullarında çalışmaya karşı çıkarken, 8 saatlik çalışma uğruna canlarını verirken, bugün, hala birçok ülkede benzeri çalışma koşullarının var olmasını kabul etmiyoruz.
Ülkemizdeki işsizliğe, yoksulluğa, güvencesiz çalışmaya, baskılara karşı çıkıyoruz, Sağlığın, eğitimin, sosyal güvenlik hizmetlerinin paralı hale getirilmesine karşı çıkıyoruz. Sosyal devlet uygulamalarının budanmasına, yalnızca sosyal yardımlarla sınırlı tutulmasına karşı çıkıyoruz.
EKMEK, BARIŞ, ÖZGÜRLÜK,
ADALET, EŞİTLİK, DEMOKRASİ, DAYANIŞMA,
İNSAN ONURUNA YAKIŞIR BİR GELECEK İÇİN
1 MAYIS’TA YİNE ALANLARDAYIZ
İnsana yakışır iş ve yaşam şartlarını sağlamak için tüm emekçiler dayanışma içinde bir aradayız.
Emek En Yüce Değerdir
Bizler, emeğiyle geçinmeye çalışan milyonlarız. Çocuklarımıza onurlu ve güvenli bir gelecek sağlamak istiyoruz. Şehrimiz, ülkemiz, dilimiz, inancımız, görüşümüz, işyerimiz farklı olsa da bizler emeğin ortak dilini konuşup, onun en yüce değer olduğuna inanıyoruz. Bu anlayışla dünyanın farklı ülkelerinde ve yurdumuzun değişik illerinde kardeşlerimiz, bizler gibi bugün alanları dolduruyor.
Talebimiz çok açık...
İnsanca bir yaşam istiyoruz…
Ortak Mücadelemiz İçin Buradayız.
Haksız işten çıkarma, sendikasızlaştırma, kıdem tazminatınamüdahale, özelleştirme, esneklik, kuralsız ve kayıtdışı çalıştırma, vergide adaletsizlikyıllardır mücadele ettiğimiz sorunlar. İnsanı insan yapan değerleri ülkemizde egemen kılmadıkça bu sorunlarımız devam edecek. Şimdi de gündemde Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesivar. Cumhuriyetin ilk dönemlerinden bu yana kurulan işletmeler tek tek satılıyor. Alın terimizle kazandığımız ekmeğimizbizden çalınıyor.Sağlığımız çok uluslu küresel şirketlerin kazançları uğruna yok sayılıyor.
1 Mayıs 2018’deki Gündemimize Baktığımızda…
Zorlu mücadeleler sonunda elde ettiğimiz haklarımız yoğun bir saldırı altında. Yaşama ve çalışma şartlarımız giderek bozuluyor. Ücretlerimiz artan fiyatlar karşısında sürekli eriyor.
Bizler karşılaştığımız sorunlara karşı taleplerimizi seslendirmek ve somut adımlar atılması için buradayız.
Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik haklarımız piyasa şartlarına bırakılıyor. İş kazaları her ay yüzlerce arkadaşımızı yaşamdan koparıyor.
Kamu kurumlarındaki taşeron işçilerinin kadroya alınması önemli bir kazanım olmasına karşın, birçok tartışma ve yeni sorunu da beraberinde getirip mağduriyetlere neden oldu.
Mesela Karayollarında 5 yıldır yaptığımız iş, rutin yol bakım ve onarım, menfez temizliği, karla buzla mücadele,yol kenarı temizliği,tünel içi temizliği, trafik işaretleme ve bakım onarımı v.s. Yani Karayollarının ASIL İŞLERİNİ yapıyoruz. Ne yazıktır ki asıl işi yaptığımız halde kadro alamayacağımız söyleniyor. Kaldıki bu mağduriyet 2013 yılından itibaren devam etmektedir. Sadece KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ tarafından ihalenin adının değişmesi sonucu kadro alamayacağımızı söylüyorlar. İşin isminin değiştirilmesi çalışan işçinin suçu değildir. Bizler yapım işi adı altında hizmet alımında çalışıyıoruz.
Yine kitlerde, Hastanelerde, Milli eğitimde, İl Özel idarelerinde ve Belediyelerde kadro alamayan arkadaşlarımız vardır.
Bu mağduriyetlerden en önemlisi, kapsam dışında kalan taşeron işçilerdir. Diğer yandan, işçiler arasında ücret ve çalışma şartları bakımından ayrım sona ermemiştir.
Güvencesizliği sürekli hale getiren geçici ve mevsimlik işçilik uygulamalarında iyileştirme yapılarak 4 aya kadar daha fazla çalışma olanağı sağlanmış, ancak daha sözleşme yapılmamıştır.
1 MAYIS’TA SESİMİZİ TEKRAR YÜKSELTİYOR ve TALEPLERİMİZİ SÖYLÜYORUZ.
Öncelikle ‘iktisaden güçsüz durumda olan geniş halk kesimlerini’ korumak ve kollamak birincil görev olmalıdır. Hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde temel insan hak ve özgürlüklerinin kullanılması sağlanmalıdır.
Kadınlara yönelik erkek egemen söylem ve eylemler son bulmalı, kadınların çalışma yaşamına aktif bir şekilde, uzun vadeli katılımını sağlayacak sosyal politikalar geliştirilmelidir.
Her türlü çocuk emeğinin ortadan kaldırılmasını sağlayacak programlar en hızlı şekilde uygulamaya konulmalıdır.
Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet ve kötü muamele engellenmelidir.
Sendikal örgütlenmede işçilerin hür iradesine herkes saygı göstermelidir.
Çalışanların “ekmek” sorunu sürdürülen iktisadi ve mali politikaların sonucudur. İktisat politikaları rant sağlama ve rant elde etme yaklaşımından çok yatırım ve üretime odaklı, yüksek katma değerli, sürdürülebilir ve kapsayıcı nitelikte olacak biçimde belirlenmelidir.
İş cinayetleri halini alan iş kazalarına köklü bir çözüm bulmak öncelikle işverenlerin ve devletin görevidir. Bu konuda herkes üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.
Kayıt dışı çalıştırma, işçilerin yıllarca ortaya koydukları emeğin yok sayılmasına neden olmaktadır. Kamu kurumları öncelikle işverenleri hedefleyen söylem ve politikalar geliştirmelidir.
İnsan onuruna yakışır yaşam koşullarına ulaşmanın temellerinden biri, emekçinin ailesi ile birlikte yaşamını insan onuruna yaraşır şekilde sürdürebileceği bir ücrete ulaşmasıdır. Bu nedenle asgari ücret bireye göre değil, aileye göre hesaplanmalıdır.
Ülkenin en fazla vergi veren kesimi olan tüm ücretlilerin üzerindeki bu yük azaltılmalı, vergilendirme politikasında adalet sağlanmalıdır.
Doğal yaşam alanlarının plansızca iktisadi faaliyet alanları haline getirilmesi engellenmelidir. Genetiği değiştirilmiş organizmalı ürünlerin tüketimini engelleyecek politikalar geliştirilmelidir.
Yerli besicilik ve tarıma gereken destekler sağlanmalıdır.
Toplumsal politikalar engellileri tam anlamıyla kapsayacak bir şekilde tasarlanmalıdır.
Emeklilik şartları yeniden düzenlenmeli, emekli maaşları asgari ücretin altında olmamalıdır.
Sözlerime son verirken Türkiye Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere al yıldızlı bayrağımız ve bu vatan için iç ve dış düşmanlarımıza karşı mücadele verip şehit düşen tüm asker ve polislerimize Allahtan rahmet kederli ailelerine ve Türk milletine baş sağlığı gazilerimize ve yaralılarımıza emek sınıfı olarak acil şifalar diliyor şükranlarımızı sunuyoruz.
İşçiler, Kamu Emekçileri, Esnaf, Emekliler, İşsizler, Yoksullar, Kadınlar,
Gençler, Öğrenciler
1 MAYIS BİRLİK, MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ
TÜM EMEKÇİLERE KUTLU OLSUN