Kapitalizmin öğüttüğü gençliğimiz

Gençlik bir devletin, bir milletin geleceği, umutları ve enerjisidir. Bu gençlik bir kalıba sokulmak isteniyorsa ne olur, ne olmaz onu analiz etmek iyi analiz etmek gerekir. Pırıl pırıl gençlik; proje kuşağında, gerçeklikle bağdaşmayacak dayatılar yapılarak gerçeklikle arasındaki uçurum geddikçe büyümektedir.

Gençliğimiz Z kuşağı, alfa, kuşağı, milenyum kuşağı, kristal çocuklar derken geleceğimiz dediğimiz yeni neslin kafasını iyice karıştırmış durumdayız. Aslında bizlerden istenen de bu zaten. Kafalarının karışması belirli noktalara odaklanmamasını sağlamak değil mi? Gerçekleri görmelerini engellemek değil mi? Bunu elbirliği ile sağlıyoruz zaten.

Onlarında amacı kendini unutan bir gençlik oraya çıkarmak değil mi? Köksüz, ruhsuz, ne olduğunu bilmeyen bir gençlik oluşturmak istedikleri belli iken bizler ne yapıyoruz diye sorgulamamız gerekmiyor mu? Kendini unutan ve kaybetmiş topluma hükmetmek daha kolay olacağından küreselciler kendilerine göre öğreteceklerini daha kolay öğretecekler, yeni kimlikler verecekler, sahte dijital animasyon karakterlerle yükleme yapacaklar ve dijital vericilerle yazılım yükler gibi yeni nesli inşa edecekler. Beki inşa edecekleri nesil kim derseniz? İşte bizlerin umutlarımız dediğimiz, geleceğimiz dediğimiz, yarınlarımız dediğimiz nesil.

Beki geleceğimiz dediğimiz gençliği küresel köle yapmak isteyenlere susacak mıyız? Bunlara her şeye rağmen eyvallah mı diyeceğiz?

Tabi ki hayır demeliyiz. Bir noktada onları durdurmalıyız. Eğer gençliğimiz, umutlarımız yok olursa insanlığın geleceği de insanlık ta yok olur. Hakikat, gerçekler ortaya çıktığında bu hayalperestlikler ortadan kaybolacaktır. Bunun içindir ki her birey geleceğimiz için gençlerimizi iyi yetiştirip gelecek için iyi hazırlamamız gerekmektedir.