
TURAN ELÇİLERİ olarak ifade etmekteyiz ki; Hiç bir canlı unsur dünyayı ve toplumu yeniden yaratamaz, bu mümkün de değildir. Ülkemizde kaç gündür yanan ve muhtemelen yakılan ormanlar, hainliğin bir başka kuralıdır. Toplumlar devamlı üreyen, nesilden nesile dönemler halinde varlıklarını miras bıraktığı gibi, Ormanlarda, üzerinde yaşayan canlılarla.., bu organizmanın önemli bir parçasıdır. Geçmişini bilen, merak eden, bilmeye çalışan ve gelecek endişesi olan, bilgi ve bilinçle geçmişten geleceğe köprü kuran tek yaratık insandır. Dolayısıyla yaratılan insanı bilinçten ve bilgiden soyutlayamayız.
TURAN ELÇİLERİ; Devletin, uygar devlet olabilmesi için, millet, vatan, siyasi erk ile yürütme erkinin birbirleriyle dayanışmasındaki gerekliliği ifade ederek, Türkiye ve Türk dünyasında çok değerli mensuplarıyla, Kamu yönetiminden, Siyasi erke, bilim hayatından her alanında var olan hassasiyetiyle mevcudiyeti bulunmaktadır.
TBMM’ NİN ZORUNLULUĞU OLARAK YER ALMALIDIR…
Tabiatın örtüsü olan ormanların yakılması, vahşettir, hainliktir. Allah’ın (C.C.) yarattığı tabiatta insanlara sunulan çok önemli değerlerden ormanlar ve üzerindeki hayvanların yakılması alçaklığı; “ Yaş Kesen Baş Keser” eylemleri olduğundan yargılanmalarını TURAN ELÇİLERİ olarak önemli görmekteyiz.
TURAN ELÇİLERİ olarak ifade etmekteyiz ki; Milletin bilincini şekillendiren en önemli unsur; geçmiştir. Yaş kesen gibi Ormanları yakanlara verilecek cezanın karşılığının yasada engeli varsa, TBBM’ de Milletvekillerinin yasama sorumluluklarını yerine getirmesi gerekmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni meydana getiren kimliğine karşı olan gibi görünen birtakım olaylardan tarihin bize sunduğu izlerle mi yaygın bir şekilde orman yangınları oluşmaktadır? Kimliğin en önemli parçası, en vazgeçilmez unsuru olarak tarihin nasıl cereyan ettiğini bilmemiz gerekiyor.
Orman yangınlarıyla mücadele ederken hayatlarını kaybedenlere Allah’ tan rahmet, yaralananlara acil şifa diliyoruz. Ve mağdur olanların yaralarının sarılmasını kamuoyu ile paylaşıyoruz.