Ağıralioğlu’ndan flaş sözler… Kendi belediye başkanlarını yargılayabilseydi…

Trabzon bizim evimiz. Trabzo’da söyleyeceklerimizin anlamı vardı. Trabzon benim için de Türk siyaseti için de, itiraz edebilmenin merkezidir. Sultan Selim’den itibaren Selim’in Yavuz olma hakkını elde ettiği şehirdir burası. 

SORUNLARA DAİR HASSASİYET TAŞIMAK ZORUNDAYIZ

O yüzden Trabzon itiraz eden evlatlarına Yavuz ismi vermeyi sever. Trabzon itiraz edebilme iradesini yavuz ismiyle resmeder. Ben buradan tıpkı Sultan Selim’in Devletin Başına yürüdüğü yerden Cumhurun başına seslenebilmeliyim. 
Açılışı halk buluşmasına dönüştürdü arkadaşlarımız. Cumhur toplandı, başına seslendik. 
Devletimizin tehlikeleri var, sorunları var. 

Sınırlarımızın ötesinde komşularımızla sorunlarımız var. Bu sorunlara dair hassasiyet taşımak zorundayız. Yaşadığımız hassasiyetleri, tehlikeleri, imkanları fırsatları buradan dillendirmemiz daha anlamlıydı. O yüzden Trabzon’da açılışımız halk buluşmasına çevirebildik. 

Bugün il binamızın açılışını mitinge dönüştürebildik. Siyasetin zor zamanlarıdır. Böyle zamanlarda siyasetçiye ilgi az, kahır çoktur” dedi. 
İNSANI, ZAMANI DEĞERLENDİRMEK İÇİN SİYASET YAPMALIYIZ

Ağıralioğlu, “Türk milletinin en kıymetli hazinesi zamanı, en kıymetli sermayesi insandır. Siyasette işlerini düzgün yapmadığı için zamanı ve insanı israf eden öğüten mekanizma haline gelmiştir. Başka çaremiz yoktur. İnsanı zamanı değerlendirmek için doğru siyaset yapmalıyız. 

Siyasi kavgaya, münakaşaya değil rakip yenmeye değil memleketin yarınlarını inşa edecek program yapmalıyız. Siyasette kamplaşma, yenme, rakibi mağlup etme değil memleketin güçlü yarınlarına hazırlanma imkanı bulmalıyız” diye konuştu. 

TRABZON’DA BÜYÜK COŞKU YAKALADIK

Ağıraliloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti: 
“Trabzon’da büyük coşku yakaladık. Trabzon’da yakaladığımız coşkuyu Türkiye’nin her yerinde yakaladık. Malatya’da, Rize’de, Giresun’da, Samsun’da çok kalabalığımız. Her tarafta kıpır kıpır hareketlenme var. Bu hareketlenme önümüzdeki dönem namzeti yapar Anahtar Partiyi… 

Anahtar partisi sonuç partisi. Sebep partisi değil. İktidar yapabilseydi aslında siyasete başlamayacaktı. Yapamadığı için memleket yolculuğuna başladı. Biz iktidardakilerin söz verip yapamadıklarının kefaretiyiz” diye konuştu.
KENDİ BELEDİYE BAŞKANLARINI YARGILAYABİLSEYDİ… 

Ekrem İmamoğlu ile ilgili gelen soruya Ağıralioğlu, özetle şu ifadeleri kullandı: 
“Türkiye’de siyasetin son dönem bilek küreşi yaptığı alan şu hale geldi. Seçmen haklı olarak: Siz kendi gücünüz haline getirdiniz yargının gücünü. Kendinizi koruyan bir güç haline getirdiniz. Yargının üstüne siyaset gölgesi düşürdünüz diye itiraz var uzun yıllardır. 

Partili Cumhurbaşkanının adalet mekanizmasını aşındırdığına dair hakikatli karineler var. 
Partili Cumhurbaşkanlığı diye tecrübe ettiğimiz bu sistem akademiye, mülki idareye, basına partililer üzerinden alan daraltıyor. 
Karşı karşıya olduğumuz şey şu: Siyaset bozuldu derken siyaset yargıyı da şöyle bozmuş oluyor. Yargı herkesin hakkını koruyan mekanizmanın adıydı. Siyasette son dönem güvenlik ve demokrasi arasındaki denge güvenlik lehine, demokrasi aleyhine bozuldu. 
Seçilince herseye yapabileceğine inanan, siyasi paradigma gelişti dünyada. 

Dünyada seçilince herseye yapma hakkı olduğunu düşünen siyasi mitoloji gelişti. 
Yargının üzerindeki partili gölgesi siyasi anlamda yargıyı aşındırdı. 

Kendi belediye başkanlarını yargılayabilseydi, kendi belediye başkanlarını mahkemeye yönlendirebilseydi, o zaman bugün tenkide muhatap olmayacaktı. 7 Büyükşehir Belediye Başkanını ayırmışsınız, kendiniz dillendirmişsiniz, sonra hiç birini yargılamamışsınız. Aradan bunca zaman geçmiş. İmamoğlu’nu yolsuzluk yaptı gerekçesiyle mahkemeye sevk ediyorsunuz. O zaman kendi belediyelerinizi yargılasaydınız, bugün diyeceklerdi ki ‘Kendi belediyelerine yargıladı’ dedirtebilselerdi böyle olmayacaktı. 
Ben şimdi bakıyorum, devletin bazen ne yaptığından çok nasıl yaptığı önemlidir. 

Devletin şu anda yapmaya heves ettiği, şunu sebep oluyor. Toplumsal beraberliğimizi zayıflıyor. Ekonomik zayıflıyor. Devletin kurumlarına güven azalıyor. Bu nasıl adalet oluyor. 
Bu kadar ekonomik, siyasi varlığımıza, devlet kurumsal varlığımıza zarar veren şeyin adı nasıl adalet oluyor. 
Biz bu sürecin işletilme mantığı metodolojisinin yanlış olduğunu düşünüyoruz” 

PKK’NIN SINIRDA DEVLET KURMASININ TEK YOLU SURİYELERİN BİZDE KALMASI… 

Suriyeli mülteciler ile ilgili olarak da Ağıralioğlu, “Suriyeliler meselesinde Türkiye ağır geçmen yükü altındadır. Şehirlerimizle ilgili yüktür bu.. 85 milyon üretiyor 95 milyon yiyor. İklim krizine bağlı olarak büyük göç hareketlerinin hedef ülkesi haline gelmiştir. 
2. Kavimler göçünü Türkiye’ye ihale etmektedir. 

Türkiye elini kolunu sallayanın rahatlıkla gelip sığınacağı ülke değildir. 
Sınırımıza gelmiş can havliyle insanları ters yüz edecek gönderecek insanlar değiliz. 
Avrupa nüfusu göçü her şeyi planlıyor. Amerika lehine savaşanlarla ilgili mutabakat oldu. Onlar elini kolunu sallayarak Türkiye’ye geldi. 

Maharetsizliğiniz yüzünden burası göçmen sığınağı haline geldi. 
PKK’nın sınırda devlet kurmasının tek yolu Suriyelerin bizde kalması.Tek şartları o dur. HDP’liler o yüzden orada bağırıyor. Onları göndermeyin diye.. 

Suriye’de 4,5 Milyon Türkmen varlığı var. Orada 2. Kalabalık nüfus biziz. Neden Türkmenler masada değil. 
O yüzden biz dünyanın göçmen sığınağı değiliz. 
Anahtar Parti’nin vazifesi sınırı bekleyecek…” dedi. 
Anahtar Parti miletin A planı olarak kuruldu. Hiç bir cumhurbaşkanlığını aparatı değil. Bu kadar sorun olduğu halde iktidar olamayan muhalefete de itiraz ediyoruz. 

Artık siyasetin muhalefet benden kötü diye berbat edildiği iklimi değiştiriyoruz. Tapulu seçmen rolüne son vereceğiz. 
Ben masadan ilkesiz siyasete itiraz ettiğim için kalktım. Bile bile kaybedileceğini bildiğim için kalktım. 
Bu yüzde 50 + 1 terazinin ortasına koydu. 
Bu 50 + 1 HDP’yi Türk siyasetinin şantajcısı haline getirdi. 

Sinan Oğan gibi bir tavır içine girebilir mi şeklinde soruya ise Ağıralioğlu, “Gelin dedin gitmedin, buyrun dediler gitmedim, kalın mebus olabilirsin dediler. Bugün Trabzon meydanda gelen evladımız geldi sırtımızı dönmeyeceğiz coşkusuna sebep olan şu: Ben milletim için terk edebildim.. 

Kem söz etmedim kimseye kabalık etmedim. 
Ulufe diye konuşulan hiç bir şeye heves etmedim. 

Başka yerlerde siyaset yapmak mümkündü … Ben milletimle siyaset yapmayı tercih ettim. 
Bu dediğiniz konudaki endişenizin sırasını savdım” dedi.

Ağıralioğlu, Trabzon ile ilgili olarak ise, “Trabzon ile ilgili hususi bir şey söyleyemiyorum. Memleketin sorunları eşleşmiş. Bunlara bakıyorum kayıplara bakıyorum her yerde aynı. Antep’in sorunları ile Trabzon’un sorunları aynı. 
bizim burada AK Parti’ye uzun yıllardır hatırı sayılır destek veriyor. 

Trazon’un imkanlarının doğru planlanması lazım. OSBRLerin cazip haline gelmesi lazım. İstihdamın artması için bu bölgenin öncelik sırasının değişmesi lazım. Bu bölgede yatırım yapanın avantajlı hale getirilmesi lazım. Teşvik programının değiştireceksiniz. OSB’Yi planladığınız yatırımların liman, gemi bağlantılarını, uluslararası ihracat bağlantılarını yapacaksınız. 

Bizim önümüzdeki dönem tayyip beyin double yollarına kesin olarak tren yolları eklenmesi lazım. 
Demiryolu Türkiye için bir mecburiyettir. Bu israf edilen paralarla demir yolunun 20 katı yapılabiliyordu. 

Yatırımları doğru planlamak lazım. Planlanan yatırımların istihdama dönmesi lazım. 
İnşaatçıların şunu gösterdiği bir iklim yüzünden ticaretimiz bozuldu. 
Sanayiciler 30 - 40 yılda kazanamadığı parayı bir gökdelenle alabiliyorsa…
Betona dayalı kalkınma süreci giyotindir. 
Ülkede şunu yapmamız lazım.

Sanayi firmaları yaptığı işten vazgeçiyor. İstanbul’da bir bina yapıyorsunuz, bu parayı 30 yılda biriktiremiyorsunuz. 
Trabzon turizmini ayağa kaldırabilir. Planlanması lazım. 

Yaylaları turizm potansiyelin kurban veriyoruz. Uzungöl’de doğalgaz yok. Doğalgaz olsa kışın da çalışabilir” dedi.
KAYNAK:61SAAT.COM HABER SİTESİ

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber