Geçtiğimiz hafta Başakşehir deplasmanında unutulmaz bir maç yaşadık. 90+10’da Ernest Muçi’nin attığı, stadyumu inleten o efsane golle 3-4 kazanmıştık.
O anın heyecanı hâlâ üzerimizdeyken, bu kez Papara Park’ta Konyaspor’u ağırladık.
Taraftar coşkulu takımı izlemeyi o kadar özlemişti ki stat tıklım tıklım doldu.
Üstelik aynı hafta sonu oynanacak İstanbul derbisi, bizim için bulunmaz bir fırsattı.
“Konyayı yenersek, zirveye iyice yapışırız, hatta liderlik hesapları bile yaparız” düşüncesi tribünleri ekstra ateşledi.
Maça gelince, Fatih Hoca’nın kadro tercihi başta hepimizi şaşırttı. Folcarelli sakat diye riske edilmedi, yerine Bouchouari orta sahada.
Ama asıl tartışma konusu Okay Yokuşlu’ydu.
Geçen hafta stoperde eleştirilerin odağındaydı,
yine stoperde başladı.
“Orta sahada oynasa, Baniya stoperde denenseydi” diye içimizden geçirdik.
Hocanın futbolcuları bizden daha iyi tanıdığını varsayıp destek olmaktan başka bir şey yapmadık ama.
Maçın 17. dakikası geldiğinde, haklılığımız ortaya çıktı.
Ceza sahasında top Okay’ın ayağına çarptı ve kendi kalesine gitti 0-1.
Tribünler bir anda sessizliğe gömüldü.
Stoperde yapamıyordu, hatalar üst üste geliyordu, herkes görüyordu ama kulübede hoca hâlâ bunu görmüyordu.
İlk yarı boyunca Trabzonspor adeta yürüyordu.
Ta ki 41. dakikaya kadar… Muçi ceza sahasında düşürüldü, VAR devreye girdi, penaltı!
Topun başına Onuachu geçti, soğukkanlı bir vuruşla skoru 1-1 yaptı.
O golden sonra birden uyanıverdik.
İlk yarının son bölümü tamamen bizim baskımızla geçti ama ikinci golü bulamadık.
İkinci yarı ise bambaşka bir Trabzonspor vardı sahada.
Ve 50. dakikada Mustafa’nın ortasına Onuachu yine sahne aldı, şık bir vuruşla kendisinin ve takımın ikinci golünü attı 2-1.
Altı dakika sonra, 56’da sol kanattan kazandığımız frikikte topun başına Muçi geçti. Ve o topu direkt köşeye yolladı 3-1!
Stadyum ve bütün taraftar buna çok mutlu oldu.
İlk yarıdaki bütün kötü işler, ikinci yarıda iyi işlere döndü. Onuachu, Muçi, Zubkov, Olaigbe, Oulai ikinci yarının yıldızlarıydı.
İlk yarının tek tek yıldızı Onana’ydı.
Maçın ise tartışmasız en iyisi tartışmasız Batagov’du.
Her topa hükmetti, her ikili mücadeleyi kazandı.
Skor üstünlüğünü ele geçirdikten sonra Trabzonspor rahatladı, topu istediği gibi dolaştırdı, rakibi sahadan sildi. İnsan “Niye hep böyle oynamıyoruz?” diye hayıflanıyor ama işte olmuyor.
Henüz bu arzumuz olmuyor.
Ama olacak.
O arzu ettiğimiz, kimseye boyun eğmeyen, herkesin korkarak geldiği o Trabzonspor geri dönecek.
Bu maç, o günlerin habercisi gibiydi.
Konyaspor’u 3-1 yendik, zirveye bir adım daha yaklaştık.
Ve şimdi sıra İstanbul derbisinde.
İnşallah o derbiden bir eşitlik sonucu gelirse, değmeyin keyfimize.
Hadi bakalım, yolumuz açık olsun!
(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)




