Deva Partisi Trabzon il başkanı Kubilay Çiçek, Ak Parti il başkanı Sezgin Mumcu'nun Ekonomi hakkındaki açıklamalarını eleştirirken,ortak bir yayında ülke ve şehir gündemini tartışma isteğini yineledi.
Kubilay Çiçek yaptığı açıklamada ;
Doların düşüşü tüm vatandaşlarımız gibi bizi de sevindirmiştir. Hangi yöntemle ve ne pahasına düşürüldüğü ve bunun uzun vadeli etkileri ile ilgili muhakkak söylenecek çok söz vardır. Lakin doların düşüşünün bizi ve vatandaşımızı sevindiren bir başka yanı da iktidar partisinin il başkanına açıklama yapma cesareti kazandırmasıdır. Nihayet Sn. Mumcu’nun döviz kuru ve ekonomi ile ilgili bir açıklamasını okuyabildik. Konu ile ilgili sessiz kalışını, ekonomi ile ilgili bir eğitimi ve bilgisi olmaması ihtimaline bağlıyorduk, bugün yaptığı açıklama ile haklılığımızı teyid etmiş oldu. Nitekim ben de tıp doktoru değilim ve cerrahi üzerine yorumlar yapmam pek uygun olmaz.
Şimdi Sn. Mumcu’nun açıklamasını hemşehrilerimiz adına bir değerlendirelim ;
“Küresel sermayenin desteğiyle toplumu yanıltarak ve gerçek dışı iddialarla siyaset yapanlar” ifadesi ile başlayan iddia nereden baksanız çelişkiler ile doludur.
1. Dolar kurunun daha 2 gün önce 18 liralar civarında oluşunun neresi gerçek dışıdır?
2. Partinizin genel merkezi, önce kur artışının sorumlusu olarak dış güçleri işaret ediyor, ardından
da rekabetçi kur ile “Çin Modeli”ni uygulamaya koyduğumuzu söyleyerek bu sayede ihracatı arttırıp bir büyüme sağlayacağımızı iddia ediyor. Yani iddia ettiğiniz “Çin Modeli”ni uygulama yönünde, yine sizin iddianıza göre kuru yükselten küresel sermaye, bu modeli daha kolay uygulayabilmeniz adına size yardımcı oluyor. Bu durumda küresel sermayenin desteğini alan kimdir?
PANDEMİYİ BAHANE EDİYORSUNUZ!
Dünydaki pandemi nedeniyle yaşanan ekonomik sorunların da etkisini yadsımadan Türkiye'de yaşanan krizin sebebini bütünüyle yurtdışındaki krize ve kim oldukları belli olmayan dış güçlere bağlamak insanların aklıyla alay etmektir. Çarşıda pazarda yangın varken, en temel gıda ve ihtiyaç ürünlerini bile almak bu kadar zorlaşmışken, insanlar bir ekmeği 50 kuruş daha ucuza alabilmek için soğukta saatlerce sıra beklemeyi göze alırken, sorumluluğu üzerinden atmak en hafif tabiriyle işbilmezliktir. Türkiye'de var olan ekonomik sorunların kaynağı ülkeyi yanlış yöneten iktidardadır. Farklı bahanelerle üzerinizdeki yükü ve sorumluluğu atmanız ne doğru ne de etiktir.
Ekonomi ile ilgili partiniz tarafından zaman zaman yapılan açıklamalarda, pandemiye atıfta bulunuyorsunuz. Doğru, küresel ölçekte bir pandemi krizi yaşanmakta ve bu ekonomileri de etkilemektedir. Lakin ülkemizde, pandemiden çok daha önce başlayan bir siyasi ve ekonomik kriz olduğunu ısrarla inkar ediyor, pandemi sürecini hem ekonomik hem de sağlık anlamında başarısız yönettiğinizi, tüm dünyada pandemi var diyerek geçiştirmeye çalışıyorsunuz.
TOPLUMUN GERÇEKLERİNDEN UZAKSINIZ!
Muhalefetin sanal gündemler yarattığını iddia ettiğiniz paragrafta bile, ülkemizin ve şehrimizin en can yakıcı problemi ekonomiyi konuşmuyor, seçim kazanma uğruna Osman Öcalan’ı TRT ekranlarına çıkardığınızı da unutarak, muhalefeti Kandil’den istikamet almakla itham ediyorsunuz. Yine aynı paragrafta, toplumdan uzak ve elit bir siyasetten bahsetmişsiniz. DEVA Partisi olarak biz, sürekli vatandaşımızla, esnafımızla iç içeyiz. Sizi de toplumu dinlemeye, esnafa kulak vermeye davet ediyoruz, belli ki parti binalarınızda ve parti yöneticilerinizle, toplumdan uzak, kısır bir siyaset dönemine girmişsiniz. Buyurun, sizi de çok yormayalım, sizin parti binanızdan çıkıp istediğiniz bir yöne doğru 5 dakika yürüyüp, birlikte bir esnaf ziyareti yapalım ve vatandaşımızı dinleyelim, belki toplumun gerçeklerini görmeniz adına biraz faydamız dokunmuş olur.
HAMASET DEĞİL SİYASET YAPALIM
Sayın Mumcu, partili olmayanlar üzerinde bile oluşturulan bu baskı ortamında, iktidar partisinin il başkanı olarak tüm inandıklarınızı ve düşündüklerinizi söyleyemediğinizin farkındayız. Fakat bu şehrin evlatları cesareti ile bilinir. Gelin, birlikte bir canlı yayına çıkalım ve tüm bu meseleleri nezaket çerçevesinde birlikte ele alalım. Hamaset değil, siyaset yapalım. Hemşehrilerimizin sıkıntılarına, popülistçe söylemler değil, gerçekçi çözümler geliştirelim