Bir futbol sever olarak oldukça ilgili ve Trabzonspor fanatiği bir taraftarım, çok küçük yaşlarımdan beri içerde ve dışarda Trabzonspor’un maçlarına giderim, bu fanatikliğim rahmetli dedemden ve özellikle rahmetli babamdan geliyor, dedem Trabzonspor’un oynadığı maçı kazanması sonrası (özellikle Avrupa maçları) muhakkak kısa Barabelli tabancası ile bir şarjör mermi atardı.

Babam uzun yol kamyonculuk mesleğinden dolayı, Trabzonspor’un içerdeki maçlarını kaçırmadığı gibi, nerde deplasman maçımız varsa oraya yük alıp gider ve maçıda trübünden izlerdi, bu sevda başka bir sevdadır, babam rahmetli anneme kamyonu boyunca bordo mavi bayraklar diktirerek maç günleri bu bayrakları kamyona asıp, maça gider ve galibiyet sonrası şehir turu atardı, tabi kasa taraftar dolu.

Böylesi fanatik dededen ve babadan Trabzonspor ve futbol aşkını görerek yetişen çocuk tabiki Trabzonspor’un fanatik taraftarı olurdu, oldumda zaten, şimdi çok şükür iki oğlum var ve ikiside fanatik Trabzonspor’lu, diyeceksinizki bizene senin hayatından, ama öyle demeyin, Trabzonspor’un bir çok taraftarın olduğu gibi benimde geçmiş tarihimde, bu sevda uğrunda ilklerle dolu.

Biraz geçmişe gittim, nostaljik anılarımı tazeledim ve gördümki ne anılar biriktirmişim Trabzonspor’umun sayesin güzel, mutlu, hüzünlü, acı, çileli ve ilklerle dolu anılar bunlar ve biraz duygulandım bazılarını sizlerede paylaşmak istedim.

Samsun, Rize, Ankara, İstanbul, Şanlıurfa vb. birçok deplasmanım acı ve tatlı maceralarla doldu taştı, şimdilerdeki gibi uçak yolculukları o dönemler hem zor hemde benim gibi biri için çok lüks sayılırdı, bu nedenle otobüsle yollarda çileli yolculuklar, karlı, buzlu ve sıcak, hararet dolu yolculuklar yaptık hep.

Yer Samsun, tarih 15.04.1992 Türkiye kupası yarı final maçı Trabzonspor-Beşiktaş arasında oynanıyordu, maç 1-1 devam ediyor ve dk.86’ya gelindiğinde bir frikik oldu, topun arkasına bombacı Hami geçti, Beşiktaş 10 oyuncusu ile baraj kurdu, ama Hami için farketmezdi, topa öyle bir vurduki kaleci Bako topu ağlarda gördü, bu golle Trabzonspor finale yükselirken tabi bizede unutulmaz anılarını bıraktı.

Unutulurmu hiç 2010 yılında Fenerbahçe ile Urfa’da oynadığımız kupa finali, unutulmaz, nasıl unutulsun Urfalı esnafın ve vatandaşın bize gösterdiği misafir perverliği unutulmaz, Trabzonspor’un Fenerbahçe’yi Umut Bulut, Engin Baytar ve Colman’ın golleriyle 3-1 mağlup edip kupayı müzesine getirmesi unutulurmu, o sevinç o mutluluk unutulmaz, o yolculuktaki özellerimiz unutulmaz.

Unutulmayacak maçlarımızdan Avni Aker’de 5-1’lik Bursa kupa maçı ve akabinde şehir merkezinde yaşadıklarımız, unutulurmu İnter 1-0, Atletico Bilbao 3-2, Dinamo Kiev 2-1, Aston Villa 1-0 ve Barcelona 1-0’lık skorlarla elde ettiğimiz zaferlerimiz unutulmaz.

En unutamadığım anılarımdan ve benim içinde bir ilk ve acı bir tecrübe olan 1993 yılında Ankara deplasmanında olan Fenerbahçe ile oynadığımız Başbakanlık kupası Final maçı idi.

Başbakan Tansu Çiller kazanana kupasını verecekti ve Maçın 90 dakikalık bölümü 0-0 beraberlikle bitince uzatma dakikaları oynandı, bu uzatma bölümünün 119. dakikasında maalesef Fenerbahçe Mecnur’un attığı kafa golü ile Trabzonspor’u mağlup edip kupayı alan taraf oldu. 

Trabzon’dan benim gibi bu maça giden çok sayıda taraftar vardı, Maçın mağlubiyetle bitmesi sonucu üzgün ve yorgun stadyumdan ayrılıp, o an orada arkadaşlarla tam dokuz kişi İstanbul’a gitmek için önce Ankara gar’ına, bilet bulamayıncada oradan otobüs terminaline gittik, İstanbul biletimizi alıp otobüse bindik.

Ne olduysa otobüs tam kalkma üzere olduğu an, otobüsün ön ve arka kapılarından ellerinde uzi ve akrep diye tabir edilen silahlarla polisler otobüse binerek ben ve sekiz arkadaşımı, hakkınızda şikayet var deyip göz altına aldılar, bizi araçlarına koyup gar karakoluna getirdiler.

Gar karakolunda öğrendikki Fenerbahçe’li bir kaç taraftar bıçaklanmış ve bizde şüpheli olarak gösterildiğimizden göz altına alınmışız. Allah biliyor böyle bir olaya bende arkadaşlarımda karışmadık, hatta olayı bile görmedik. 

Yanımdaki arkadaşlardan bu durumu kafasına takanda var takmayanda, hatta bunu alaya alıp eğlenen bile vardı fakat, ben ve Trabzon’dan beraber bu deplasmana gittiğimiz Yaşar Bayram kardeşim, ömrümüzde ilk defa karakola düştüğümüz için endişeli ve doğal olarak tedirgindik.

Yaşar Bayram kardeşim şimdi bir öğretmen olduğu için hocam diye hitap edeceğim, polisler bize suçlu muamelesi yapıp ellerimize kelepçeleri takınca Yaşar hocam doğal olarak tepki koydu isyan etti, ben bir öğrenciyim ve iki gün sonra üniversite imtihanına gireceğim bu ne kelepçesi, biz bir suç işlemedik yanlış yapıyorsunuz desede dinleyen olmadı.

O gece sabaha kadar nezarette bizi tuttular, her gelen polis ayrı hakaret ve küfür edip, üzerinede tehdit etti bizi, yaş olarak hepsinden büyük olduğum için beni grubun elebaşı olarak ilan etti polisler ve Allah var hiç dayak atmadılar ama yüzümüze karşı bolca küfür ve hakaret ettiler ve sabaha kadar tekrar takrar ifadeler, ifadeler ifadeler baydılar bizi.

Yaralı Fenerbahçe taraftarları ile tek tek yüzleştirildik, bu yaralılar can havliyle ve öfkeyle hepside, bizi bıçaklayanlar bunlardı dediler, sonra biz olmadığımız konusunda ciddi şekilde dil dökünce, sonra bunlar olduğundan emin değiliz olmayabilir dediler ve yüzleşeceğimiz bir Fenerbahçe’li taraftar kaldı, oda hastahanede yoğun bakımda yattığı için onunla yüzleşmemiz sabaha bırakıldı.

Adam biz hastahaneye gidene kadar Allah korusun ölseydi, üzerimize kalma olasılığı çok yüksekti ve suçsuz yere kim bilir ne kadar ceza alacaktık ve hapis yatacaktık, çok şükür adam ölmedi ve bizi tanımadığını beyan edince serbest kaldık, o zamanlar şimdiki gibi mobeseler, kamaralarda yoktu, beyan ve ifadelerdeki ruh hali esastı, yani ucuz kurtulduk desek yeridir, Allah biliyor, olayla ilgili hiç bir dahlimiz yoktu ve serbest kalmamızla hak yerini buldu.

Ömrümde belkide yaşamadığım yada yaşayamayacağım acı ve tatlı anılarımı, ilklerimi, sevinçlerimi ve üzüntülerimi hep Trabzonspor ile yaşadım, hiçte pişman değilim yine o yıllara gitsem yine Trabzonspor’un peşinden giderdim.

Şimdi diyorlarki çok fanatiksin, evet çok fanatiğim, keşke Trabzon’un vekilleri, iş adamları, sanatçıları, başkanları ve sivil toplum örgütleride benim kadar fanatik olsalarda Trabzonspor’un yenen, gasp edilen haklarını ve şampiyonlukları yedirmeseler gasp ettirmeselerdi.

(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
Güngör Baytar 2 yıl önce

Eeeee fanatiklik böyle bir şey.



Günebakış Trabzon Haber