İnsanoğlunun şöyle bir zaafı olduğu bilinmektedir.

Hani atalarımızın bir sözü vardır “Elindekinin değerini bil”.

Evet, elimizdekinin değerini bilmemekte üstümüze yoktur. Bu değerlerden biriside yaylalarımızdır.

Trabzon nüfusuna kayıtlı olanların çoğunluğunun köyü vardır. Köyü olanlarında ekseri çoğunluğunun yaylası olduğu bir gerçektir.

Yaylalar bundan 20- 30 yıl öncesine kadar tarımla çiftçilikle uğraşan köylü kesimin hem maddi hem de manevi bir sığınağı idi.

Ama son yıllarda tarım politikasının daha doğrusu, Ekonomimizin, tarıma dayalı olmaktan çıkarıp sanayi ye yönlendirilmesinden dolayı yaylalarımız artık bir kültür veya bir turistik gezi merkezleri haline gelmiştir.

Olsun sözümüz yok.

Ama usulüne göre olsun. Planlı bir şekilde olsun.

Geçtiğimiz yıl yaylalarla ilgili, özellikle kaçak yapılaşma ile ilgili birçok adım atılmış, basından takip ettiğimiz kadarı ile birçok yapının yıkıldığı haberlerini okumuştuk.

Doğrusu merak da ediyordum.

Bizimde Babadan kalma (Bırakanlardan Allah Razı olsun) Beypınarı, Derinoba da yaylamız bulunmakta ve her yıl az da olsa eskileri yâd etmek ve dinlenmek için yaylaya çıkarız.

Bu yılda yaylamıza kavuştuk Allaha Hamdolsun.

Yayla bir sevdadır. Yayla bir tedavi yeridir. Yayla bir Tefekkür merkezdir. Yayla Şifadır.

Yayla hasrettir. Hasreti yüreğinde hissetmektir.

Bilen için yayla Allah’ın bir lütfudur.

İşte bizler böyle lütfedilen yerlere, gerekli ihtimamı göstermemiz gerektiğine inanıyorum.

Bir çiçeği incitmemeye, bir hayvanı ürkütmemeye dikkat etmemiz, yaylanın doğasını bozacak her şeyden uzak kalmamız gerekir.

Maalesef yaylalardaki Yapılaşmaya baktığınızda eskiye nazaran her yerde “mantar gibi” ev inşa edilmiş.

Yıkılan iki adet ev var. İnşaatlar halen devam etmekte.

Burada sorulacak birkaç soru var.

Devlet kendi arazisini kontrol etmekten aciz mi?

Devlet Planlama yapmaktan aciz mi?

Devletin eli her yere ulaşmıyor mu?

Neden herkesin sınırları belirlenip, tapulandırılıp vergi alınmıyor.

Gerçekte hayvancılıkla uğraşanların hakkı neden başkaları tarafından gasp ediliyor.

Yaylalarda neden Güvenlik kuvvetleri (Jandarma ) yok.

1980 li yıllarda Beypınarın da;

Bir manga asker Güvenliği sağlamak adına (Jandarma) kalıcı olarak vardı.

Devlet tarafından görevlendirilen bir Veteriner vardı.

Hatırladığım kadarı ile haftanın belirli günlerinde Sağlık memurları gelip, sağlık ocağında yöre halkının şikâyetlerini dinleyerek tedavi ediyordu. Bu binalar halen mevcut.

Şimdilerde bunların hiçbiri yok.

İnsanlar birleşerek evlerine su almışlar. Devleti büyük bir yükten kurtarmışlar.

Suların kaynaklarının bulunduğu yere depo yapılması lazım. Bunu da bağlı bulundukları Valiliklerin yapması gerekir.

İşin doğrusu yaylalarımız garip kaldı. Talan ediliyor. Şehirdeki çarpık yapılaşmanın aynısı yaylalarda oluyor.

Belediye kendi imkânları ile Özellikle Ortahisar Belediyesi Düzköy Hackalı Baba mevkiinden Derin oba camisine kadar olan yolların %80 lik kısmını asfalt dökmüş. Bu konuda Sayın Ahmet Metin Genç Beye teşekkür ediyoruz. Çok gayretleri vardır.

Destekleri de devam etmektedir.

Hafta sonları ulaşım kolay olduğundan, buraları dinlenmek için tercih edilmektedir.

Piknik alanlarının yapıldığı mevkilere uyarı levhaları konmalı. Bu uyarılara uymayanlara ceza kesilmelidir.

Ayrıca bu yöre ile özdeşleşmiş “Zifin” ve “Komar” çiçeklerinin yoğun olduğu bölgeler koruma altına alınmalı. Koparılması yasaklanmalıdır.

Bunlar bu yöre için bir değer. Sadece bu çiçeklerin görselliği için buralara gelen insanlar var.

Yüce Rabbim her şeyi insanlık için yaratmış. Ortak alanlardan kendi payımıza düşen kadar faydalanalım.

İşin özü dostlar değerlerimize sahip çıkalım. Çıkmayanları uyaralım.

Hayattayken Elimizdekinin değerini bilelim. Elimizden çıktıktan sonra kıymet bilmek neye yarar.

Allaha emanet olunuz.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber