Yaşları 35, 40, 50 ve yukarısı olanlar için altın öğütler:   

                      Birinci Öğüt: Her yıl “hacamat” yaptır. Hatta hiçbir ağrı ve rahatsızlığın olmasa bile..  

                      İkinci Öğüt: Sürekli “su” iç. Hatta susamasan ve su içme isteğin olmasa dahi. Çünkü sağlık sorunlarımızın birçoğu bedenimizdeki su eksikliğindendir..  

                     Üçüncü Öğüt: Düzenli spor yap. Hatta işin ve meşgalen çok olsa bile. Bedenin hareket hâlinde olmalı, normal yürüyüş ve yüzme ile olsa dahi. Kaza namazlarını kıl bitir..  

                    Dördüncü Öğüt: Yemeğini azalt. Yeme hevesini terk et. Çünkü çok yemekte hiç hayır yoktur. Kendini yemekten mahrum et demiyorum; miktarını azalt..  

                    Beşinci Öğüt: Mümkün olduğu kadar özel arabanı az kullan. Camiye, çarşıya, misafirliğe veya başka herhangi bir yere yaya olarak gitmeyi çoğalt...  

                    Altıncı Öğüt: Öfke ve sinirden uzak dur, kızmayı ve küsmeyi terk et, işleri zorlaştırma, rahatsız edici durumlardan kaçın. Tüm bunlar; sağlığını elinden alır, moralini bozar, psikolojini ve maneviyatını altüst eder..  

                  Yedinci Öğüt: Hani derler ya; “Paranı bırak güneşe, kendin gölgede otur.” Yani; Para rahat ve huzurlu bir yaşam sürdürmemiz için vardır, yaşayıp da sırf toplayalım diye var olmamıştır. Yani paranın yeri “ceptir” “kalp” değildir. Biraz da kendin ve etrafında kiler için harca...  

                  Sekizinci Öğüt: Ne birinin hasretini çek.. Ne yapamadığın bir işin hasretiyle yaşa.. Bil ki.! Takdir olunandan başkası yoktur.. Hepsini aklından çıkarıp at, hatta kökten unut.. Bir tek günahlarını unutma istiğfar et..  

                  Dokuzuncu Öğüt: Alçak gönüllü ol, hatta daha da mütevazi ol... Çünkü para, makam, güç, nüfuz, kibir, kendini büyük görme durumunda nimetlerin ve mülkün yok olup gider. Ancak mütevazı olduğunda herkes seni sever, Allah da senin kadrini yüceltir, makamını yükseltir. Sen kulsun, rızık yiyicisin, rezzak değilsin.. kırdığın Gönülleri onar.. dualar iste..  

                  Onuncu Öğüt: Saçlarının ağarması ömrünün sonlarına yaklaştığın anlamında değil. Bilakis, daha güzel ve olgun bir hayatın başladığının göstergesidir. Pozitif ol... Hatıralar oluştur, yolculuğa çık, güzel ve hayırlı şeylerle günlerini yaşamaya, gönlünü hoş tutmaya çalış..  

                Son Öğüt: Namazını asla ve asla terk etme. Çünkü namaz senin, ne servetinin , ne evladının ve ne da başka şeylerinin fayda sağlamadığı günün için kurtuluş reçetendir... Rabbinle gece münacaatını, halvetlerini de çoğalt. Kur’ân okumaktan ve tefsirlerinden ayrı düşme. İlim, sohbet ve zikir meclislerinden asla ayrı durma.. Hemhal ol her daim.. Arada bir anne-babanı yad edip mezarlığa gitmeyi de ihmal etme... 

                 Not: Vatsap paylaşımlarından alıntıdır. 

                Benim ilavelerim: 

                *Yanlış gördüğün her şeyi ilgilisine sözlü veya yazılı ilet. Hususen yazılı iletmen, zaman ve moralin için çok daha iyidir. “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” Hadisi şerifinin gereğini yapmış, ahiretini kazandığın gibi, dünyada da, vazifeni yapmanın mutluluğuna erersin.  

                *Çevrenden başlayarak muhtaç insanları ara bul. Onları dinle ve dertlerini, sıkıntılarını anlamaya çalış. Gücünün yettiği en son noktaya  kadar yardım et. Muhtaç insanlardan paranı esirgeme. Bunu devamlı yaparsan hem dünya hem de ahiret kurtuluş ve mutluluğunu yakalarsın. Sadaka belaları da def eder, korunur ve muhafaza edilirsin. 

                *Eş, dost, arkadaş, akraba, yaşlı ve hasta  ziyaretleri yap. Ziyareti kısa tut. Zira, ziyaretin kısa olanı makbuldür. Ziyaretler de insanı vicdanen rahatlatır, iki dünyana da fayda sağlar. 

                *Mümkün olduğunca cenazelere katıl. Hem din kardeşinin ebedi yolculuğunda bulunmuş olursun hem de kendi akıbetini görür ders alırsın. 

                *Hatıralarını yaz ve günlük tut. Tecrübelerini gelecek kuşaklara taşı. Seninle mezar olmasınlar. 

                *Her gün, belirlediğin asgari bir sayı kadar insanlara selam ver, mümkün olan herkese selam ver, selamı yay. Selam gönülleri yumuşatır, birleştirir. 

                 *Yolda, parkta veya herhangi müsait olan yerde rastladığın çocuk ve gençlere, hak, hukuk, adalet, doğruluk, dürüstlük, yardımlaşma, dayanışma, ahlak, sevgi, saygı ve çevre bilinci yönünden tatlı ve kısa nasihatlar, tebliğler yap. 

                 *Konferans, panel, söyleşi gibi sosyal ve kültürel etkinliklere katıl. 

                 *İmkan buldukça gez. Turlarla tarih, kültür ve coğrafi gezilere katıl. Şifa bulursun. “Tebdili mekanda ferahlık vardır” sözünü unutma! 

                 *Sokaklara terk edilmiş hayvanlarla ilgilen. Köpekleri, kedileri, kuşları besle. Evindeki yiyecek artıklarını onlara vermeye çalış, onları sev, okşa. Hem onlar mutlu olur hem de sen mutlu olursun. İki dünyana da fayda sağlar. 

                 *Çevreni koru, temiz tut, temizle. Ağaçları, çiçekleri, çimenleri sev. Çevre duyarlı ol ve münasip lisanla çocukları, gençleri ve herkesi uyar. Bu da sana mutluluk katar, ibadet sevabı verir. 

                 *Hayatında gördüğün her yanlışı dilinle, olmuyorsa kendi elinle, o da olmuyorsa ilgilisine iletişim yollarını kullanarak ilet. Bununla da olmuyorsa, yanlış yapanlara karşı muhabbetini kes, tavır al. İbadetlerin en güzelini yapmış olur, vicdanını rahatlatır, hesabından kurtulur, mutlu olursun. 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber