Bugünkü yazımız;

                    Bütün şehirlerimizi, İl, İlçe ve belde merkezlerimizi,

                    Başta ziraat arazilerimiz olmak üzere,

                    Deniz, göl ve akarsu kıyılarımızı,

                    Mera, yayla ve ormanlarımızı betonlaştıran,

                   Karnımızı doyuran, HAYAT KAYNAĞIMIZ, yaşamımızın olmazsa olmazı TOPRAK ANAMIZ tarım arazilerimizi yok eden,

                   Hususen şehirlerimizi BEYON TARLALARINA dönüştüren bu büyük felakete dair, iki değerli dostumuza ait paylaşımı alıntılayarak,

                    Siz değerli okurların, vatan ve çevre dostlarının yüksek dikkatlerine ve en büyük terazi olan vicdanlarına havale ediyoruz.

                 

                  1- KENTLERİMİZ NEDEN HIZLA BETONLAŞIYOR VE TANINMAZ HALE GELİYOR?

                   “Batı ülkelerinde nasıl oluyor da kentler 100 yıl geçtiği halde bozulmadan kalabiliyor?

                   Planlı kentleşme stratejisine, imar planlarına, imar ilke ve kurallarına titizlikle uyulması,

                   Zenginliğin ve değer üretiminin, inşaat ve emlak üzerinden değil; yenilikçi ve katma değerli üretim, uluslararası ticaret ve yüksek ihracat geliri üzerinden sağlanması,

                   Bu ülkelerin kent kimliğinin, tarihsel dokusunun, doğal bitki örtüsü ve peyzajının korunmasını sağlıyor.

                   Bizde ise, uzun vadeli strateji ve planlamaya dayalı, yüksek teknoloji esaslı ve yenilikçi üretim girişimcilerimize zor geldiği,

                   Ayrıca sermaye ve uzun zaman gerektirdiği için;

                   Sermaye koymadan, maket üzerinden satış imkanı ve hızlı zenginleşme sağlayan “konut, AVM ve rezidans projelerine” yönelmek,

                   Olabildiğince fazla proje üretmek için,

                   Şehre nefes alacak yeşil alan bırakmamacasına “her boşluğa beton dökmek ve bina dikmek,”

                    Kazancı kat be kat arttırmak için, yapılacak her binanın emsal değerini ve dolayısıyla kat adedini ve inşaat alanını alabildiğine arttırmak,

                   Şehirlerimizin BETON TARLALARINA dönüşmesine ve yıllar içinde tanınmaz hale gelmesine neden oluyor.” (Norveç’ten örnek, Pırof. Dr. Ulvi Saran )

 

                                  2- İSİMLERDE KALANLAR

                   

                 “İsmini; yol boyunca ardı ardına dizilip size karşı selâma duran asırlık söğüt ağaçlarından alan,

                    Bu gün 30.000'e yaklaşan nüfusuyla Söğütlü'de tek söğüt ağacı kalmadı.

                   Ya pelit ağaçlarının gölgelediği ve şimdi nüfusu 25.000'i aşan Pelitli'den ne haber?

                   Peki, Çimenli'de betonlaşmamış bir çimen bulabilir misiniz?

                   Ya Çilekli'de hâlâ çilek yetiştiriliyor mu?

                   Her taraf betonlaştı.

                   BETON MEDENİYETİ!” (Tırabzon’da dört yerleşim yerinden örnek, Av. Yaşar Ramazanoğlu)

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber