Planlarında Rekreaktif ve Rekreasyon alanları sil baştan

18.08.2016 tarih ve 2016-233 nolu geçici inşaat ruhsatı,163 ada 12 nolu parselde yapılan fosseptik çukuru,163 ada 1 parsel ve 162 ada 12 parselin kuzey tarafında yapılan mahmuzların (dalgakıran) ve deniz dolgusunun ve dere yatağına yapılan müdahale ile ilgili olarak yaptığımız şikâyetler sonucu kurumların vermiş olduğu görüşler,3621 sayılı Kıyı Kanunu, 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu,2872 sayılı Çevre Kanunu, diğer kanunlar ve Danıştay Altıncı Dairenin 2011/300 nolu kararı doğrultusunda verilen yapı ruhsatlarının ve tahribatların kanunların emrettiği şekli ile ilgili kurumların bir an önce uygulaması gerekmektedir.

            Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğünün 01.12.2022 tarih ve 6789996 sayılı görüşlerinin 3 inci paragrafında “…kıyı mevzuatı kapsamında kalan alanlarda 3194 sayılı İmar Kanununun Geçici 16 nci maddesi kapsamında Yapı Kayıt Belgesi konu edilmiş yapı ve tesisler için 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği uygulanması gerektiği, özel bir Kanun olan 3621 sayılı Kıyı Kanunu hükümleri açısından bakıldığında yapı kayıt belgesi alınmış yapı ve tesisler için her hangi bir muafiyet sağlanmasının mümkün olmadığı, kıyı mevzuatına tabi alanlardaki yapı ve tesislerin 3621 sayılı Kanunu ve uygulama yönetmeliği çerçevesinde işleme tabi tutulması gerektiği, bahse konu alanlardaki yapılaşmaların mer’i imar planına ve ilgili mevzuata uygun olmasının yasal bir zorunluluk olduğu, söz konusu bölgedeki imar planına veya ilgili mevzuata aykırı yapılar için ilgili Belediyelerce 3621 sayılı Kıyı Kanunu ile ilgili diğer mevzuat hükümleri kapsamında işlem yapılarak alanın imar planları ile mevzuata uygun hale getirilmesi…” gerektiğini ifade edilmesine karşılık 11.09.2022 tarihli şikayete konu yazımızda tahribatların resim ve CD’lerini koymuş olmamıza rağmen hatta diğer kurumlara yapmış olduğumuz şikayetlere verilen cevaplarına istinaden yapmış oldukları saha çalışmalarındaki tahribatları beyan etmelerine rağmen, İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün 14.02.2023 tarih ve 8908803 sayılı yazılarında “…1380 sayılı Su Ürünleri Kanununda yer alan üreme istihsal alanı olarak tanımlanmış su alanına bir müdahalenin olmadığı görülmüştür…” şeklindeki beyanları gerçeği yansıtmamakla birlikte kabul edilebilir değil! Telafisi imkansız hasarlar oluşmadan 1380 sayılı Su ürünleri Kanunun ilgili maddelerine göre gerçekçi tespitleri yaparak Kanunun emrettiği uygulamalar doğrultusunda hareket edilerek kamuoyu vicdanında rahatsızlık yaratan bu tür uygulamalardan vaz geçilerek, kamuoyunun vicdanı rahatlatılmalıdır. Kurum görüşünü kamuoyunun takdirine bırakıyorum!

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının şikâyete istinaden 29.12.2022 tarih ve 4131591 sayılı bildirimlerinde “…Yıldızlı Mahallesi, 163 ada, 1 parsele ilişkin mahallinde yapılan incelemede; 18.08.2016 tarih ve 2016-233 nolu geçici inşaat ruhsatına konu 2 katlı yapının restoran olarak kullanıldığı ayrıca bahse konu alanda, kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında ruhsat harici imalatların yapıldığı tespit edilmiş olup Kıyı Kanununa aykırı olarak onaylanan yapı ruhsatının iptal edilmesi, yapılan imalatlara ilişkin 3194 sayılı İmar Kanununun 32. ve 42. maddeleri ile 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve ilgili Yönetmeliği uyarınca işlem yapılması gerektiği değerlendirilmektedir.” İfade edilmesine rağmen,

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünün ilgili Belediye Başkanlıklarına yazılan 28.12.2022 Tarih ve 5386699 sayılı yazılarında “… 162 ada 12 parseli çevreleyecek şekilde istinat duvarı ve 162 ada 12-15 parseller ile 163 ada 1 parselin kuzey yönünde dalgakıran yapıldığı tespit edilmiş olup ilgi (d) yazımız ile Kıyı Kanununa aykırı olarak onaylanan yapı ruhsatının iptal edilmesi, yapılan imalatlara ilişkin 3194 sayılı Kanunun 32 ve 42. Maddeleri ile 3621 sayılı Kıyı kanunu ile ilgili Yönetmeliği uyarınca işlem yapılması…“ “…3621 sayılı Kıyı Kanununun Uygulamasına Dair Yönetmeliğin 5. Maddesinde; “Kıyılar ve doldurma ve kurutma yoluyla kazanılan araziler Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır. Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyı, herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz…” İfade edilmesine rağmen,

Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının hazırlamış olduğu 1/100.000’lik çevre düzeni planında da görüleceği üzere tahrip edilen alanlar 1/100.000’lik Çevre düzeni plan Lejantında da görüleceği üzere tahribatların “doğal ve ekolojik niteliği korunacak alanlar” olarak belirlenmiş olanlarda gerçekleştiği açık bir şekilde görülüp, ifade edilmesine rağmen,

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 22. Bölge Müdürlüğünün 20.12.2022 tarih ve 2996119 sayılı yazılarında “…müdahalenin ivedilikle kaldırılması ve olası taşkın anında oluşabilecek can ve mal kaybında Kurumumuzun herhangi bir sorumluluğu olmadığının, tüm sorumluluğun müdahalede bulunana ait olduğunun bilinmesi…” ve Devlet Su İşeri Genel Müdürlüğü 22. Bölge Müdürlüğünün 26.05.2023 tarih ve 3465475 sayılı yazılarında ise “… Çeşitli kullanım alanları oluşturmak maksadıyla derelerin üzeri, zaruri hallere münhasır olmak üzere DSİ Genel Müdürlüğünün izni alındıktan sonra gerçekleştirilecek işlemler hariç, kesinlikle kapatılmayacaktır…” ayrıca  “… Müdahaleyi gerçekleştiren Çinikler Gıda Restaurant Tic. Ltd. Şti. tarafından kaldırılması, dere yatağının eski haline getirilmesi, akışa engel olacak dere yatağını daraltacak her hangi bir işlem yapılmaması, ilgili firma tarafından yapılan düzenleme çalışması ile ilgili de Bölge Müdürlüğümüze bilgi verilmesi…”  ifade edilmesine rağmen,

Danıştay Altıncı Dairenin 2011/300 nolu kararı “…3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5 nci maddesinde, sahil şeritlerinde yapılacak yapıların kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabileceği, yaklaşma mesafesi ile kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanların, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebileceği, sahil şeritlerinin derinliğinin, 4 üncü maddede belirtilen mesafeden az olmamak üzere, sahil şeridindeki ve sahil şeridi gerisindeki kullanımlar ve doğal eşikler de dikkate alınarak belirleneceği, sahil şeridinde yapılacak yapıların kullanım amacına bağlı olarak yapım koşullarının yönetmelikte belirleneceği kuralı yer almaktadır. 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde; sahil şeridi; deniz, tabii ve suni göllerin kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 100 metre genişliğindeki alan olduğu, iki bölümden oluşan bu alan kullanım amacı ve doğal eşiklere göre belirleneceği, "Sahil Şeridinin Birinci Bölümü” nün; sahil şeridinin tümü ile sadece açık alanlar olarak düzenlenen; yeşil alan, çocuk bahçesi, gezinti alanları, dinlenme ve Yönetmelikte tamamlanan rekreaktif alanlardan ve yaya yollarından oluşan, kıyı kenar çizgisinden itibaren, kara yönünde yatay olarak 50 metre genişliğinde belirlenen bölüm olduğu, Yönetmeliğin aynı maddesinde de, Rekreaktif Alanlar: Halkın eğlence ve dinlenme gereksinimlerini karşılamaya dönük, açık olarak düzenlenen oturma ve yemek yerleri, yemek pişirme yerleri, çeşmeler, oyun ve açık spor alanları, açık gösteri alanları ve yeşil bitki örtüsü bulunan alanlar olarak tanımlanmıştır.” Şeklinde ifade edilmesine rağmen,

“Planlı Alanlar Tip imar Yönetmeliği'nin 14 üncü maddesinde ise, piknik ve eğlence (rekreasyon) alanları:Kentin açık ve yeşil alan ihtiyacı başta olmak üzere, kent içinde ve çevresinde günübirlik kullanıma yönelik ve imar planı kararı ile belirlenmiş; eğlence, dinlenme, piknik ihtiyaçlarının karşılanabileceği lokanta, gazino, kahvehane, çay bahçesi, büfe, otopark gibi kullanımlar ile, tenis, yüzme, mini golf, oto kros gibi her türlü sportif faaliyetlerin yer alabileceği alanlar olduğu ve bu alanda yapılacak yapıların emsali (0.05) i, yüksekliği (6.50) m. yi geçemeceği yolunda düzenlemeye yer verilmiştir.”

“Yukarıda anılan düzenlemelerden de açıkça anlaşılacağı gibi "Rekreaktif Alan” kavramı ile "Rekreasyon Alan” kavramının birbirinden farklı olduğu ve Rekreasyon Alanlarında belli koşullarda yapılaşmaya olanak sağlanırken Rekreaktif Alanlarda, yapılaşmaya olanak verilmediği görülmektedir.” Şeklinde ifade edilmesine rağmen,

Danıştay Altıncı Dairenin kararı "Rekreaktif Alan” kavramı ile "Rekreasyon Alan” kavramının birbirinden farklı olduğu ve Rekreasyon Alanlarında belli koşullarda yapılaşmaya olanak sağlanırken Rekreaktif Alanlarda, yapılaşmaya olanak verilmediği görülmektedir.” Bu karar sahil şeridinin birinci 50 metresi imar planlarında rekreasyon alanı olarak değil Rekreaktif alan olarak planlanması gerektiğini söylüyor. Bu karar Belediyenin sahil şeridinin birinci 50 metresini rekreasyon alanı olarak belirlenmiş alanların rekreaktif olarak yeniden düzenleyerek bütün halkın mağduriyetinin giderilmesi ve bir an önce gelecek nesillerin deniz ile buluşmasının önünün açmak için gerekli düzeltmelerin vakit geçirmeden yapılması gerekiyor.

 Yapılan imalatlara ilişkin 3194 sayılı İmar Kanununun 32. Ve 42. Maddeleri ile 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve ilgili yönetmeliği uyarınca işlem yapması gereken Trabzon Büyükşehir Belediyesi 19.12.2022 tarih ve 10870 sayılı Akçaabat Belediyesine yazısında ”…162 ada 12 nolu parsele verilen muvakkat inşaat ruhsatının tarafımızca mevzuata uygun düzenlenmediği değerlendirilmekte olup, muvakkat yapıya düzenlenen ruhsatın iptal edilerek devam eden inşaatın ivedilikle durdurulması ve ilgi yazıda bahsi geçen ve izinsiz olduğu belirlenen dalgakıran ile ilgili gerekli işlemlerin yapılarak 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanununu 11. Maddesine istinaden başkanlığımıza bilgi verilmesi…”ni isteyen Büyükşehir Belediyesi Danıştay kararı, Kanun ve kurum görüşleri ortada iken Trabzon sahilindeki yüzlerce hatalı uygulamaları engellemesi gerekirken Akçaabat Belediye Başkanlığına 36 gün sonra,25.01.2023 tarihli ve 107940 sayılı yazısında “…1/1.000 ölçekli uygulama imar planı plan notları 37.1 maddesi gereğince talep edilmesi halinde esaslı inşaat ruhsatı düzenlenebileceği…” Aynı konuya ait İki ayrı kurum görüşünün yorumunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum!   

Bahse konu alanların 3621 sayılı Kıyı Kenar Kanununa,1380 sayılı Su Ürünleri Kanununa,2872 Çevre Kanununa, Danıştay Altıncı Dairenin kararı ve kurum görüşlerine aykırı olarak yapılan imalatların yıkılarak kıyıların eski haline getirilerek bütün halkın kullanımına açılması için Çevre, Şehircilik ve İklim değişikliği Bakanlığının ve Devlet Su İşleri 22. Bölge Müdürlüğü’nün görüşleri, özetle;

163 ada 1 parsele 18.08.2016 tarih ve 2016-233 nolu geçici inşaat ruhsatının iptal edilmesi,
162 ada 12 parseldeki yapı ruhsatının iptal edilmesi,
v Mahmuzların (Dalgakıran) ve dolguların kaldırılması,

v Dere yatağının eski haline getirilmesi,

v 162 ada 1 parselde yapılan fosseptik çukurunun kaldırılması gerekmektedir.

Bu durumda itiraza konu olan Çinikler Gıda Turizm San.ve Tic.Ltd. Şti. unvanlı işletme, Arsin ilçesi,Yeşilyalı Mahallesindeki Akşen Tekstil Rurizm San. Ve Tiç. Ltd.Şti. unvanlı işletme, Akçaabat İlçesi, Salacık Mahallesindeki 61 Roka Balık Gıda Tic.Ltd. Şti. Unvanlı işletmeler sahil şeridinin birinci 50 metresinde kalmasına rağmen bahse konu işletmeler dolgu yapmaya devam ederek işletmelerini büyüterek faaliyetlerine devam etmekte ve aynı zamanda kıyılarda yüzlerce benzer işgaller her an gerçekleşirken ilgili kurumlar nedense Kanunların emirlerini yerine getirmemektedirler.  

Sonuç olarak; Her şey açık ve tüm gerçekleriyle ortadayken mevzuatlar bu kadar açık ve net bir şekilde ne yapılması gerektiğini söylerken neden gereğini yaparak bireylerin değil gelecek nesillerin menfaati korunmaz! Sabah erken kalkan deniz doldururken kıyıları koruyan 3621 sayılı Kıyı Kenar Kanunu,1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu,2782 sayılı Çevre Kanunu uygulayıcısı kamu kurumları ve ilgili belediyeler kıyıların birilerinin menfaatine ilelebet yok edilmesine neden suskun, SUSKUNUZ! Trabzon’un yönetimini teslim ettiğimiz yöneticiler günümüz teknolojik imkânlarında çalışma alanına giren konularla ilgili yanlış uygulamalara neden müdahale etmezler!

Şehirlerin giderek daha fazla denize yaklaştığı düşünülse de aslında durum hiçte sanıldığı gibi değil. Çünkü artık bütün kıyı alanları haksız bir şekilde özel mülkiyete konu. Ayağınızı denize sokmanınızın bir bedeli var! Kamu, İşletme sahipleri, sahile ev yapan, dolgu yapan şahıs ya da müteşebbisin denizi dededen kalma malı gibi sahipleniyor. Bütün bunlar yaşanırken ilgili kamu kurumlarının uygulamakla mükellef oldukları kanunları neden uygulamaya koymazlar!    

        

 

                                                                                                                                                                                                                                                                                                           Cemil PEHLEVAN                                                                                                                                                                                                      ZMO Yönetim Kurulu Adına

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber