İş yapsanız yanlış yaptı derler, yapmasanız yapmadı derler. Bu cümlede anlattığım kavramların içine sayılamayacak eylem ve söylem koyabilirsiniz. Herhangi bir anlaşmazlıkta sizi destekleyen birinin haklılığına inandığınız için ona haklı dersiniz, karşı taraf bunun mensubiyet duygusu nedeniyle haklı çıkarıldığını söyler.

Bunun tersini yapsanız, bu defa da böyle siyaset mi olur, kendi taraftarlarını, kendi destekçisini destekleme yerine diğer tarafı haklı buluyor derler.

Bir insansınız ağlasanız, duygu sömürüsü yapıyor derler, ağlamasanız gaddar bir insandır derler. Siz bu konuda istediğiniz kadar örnek üretebilirsiniz.

Demem o ki, size karşı olanlar nezdinde yüzde yüz demeyim de yüzde doksan beş yanlış yapıyorsunuzdur.

Yönetirken memnun edemediğiniz, taleplerini karşılayamadığınız kesimlerin yoğun eleştirilerinin hedefi olursunuz. Üstelik yapılan eleştirilerin büyük bir çoğunluğu da haksız ve hukuksuzdur.

Şeyh Edebali, Osmanlı Devleti'nin kurucusu ve damadı Osman Gazi'ye aşağıdaki vasiyeti bırakır:

Ey oğul, artık Bey’sin!

Bundan sonra öfke bana, uysallık sana.

Gücenme bize, gönül alma sana.

Suçlamak bize, katlanmak sana.

Acizlik bize, hoş görmek sana.

Anlaşmazlıklar bize, adalet sana.

Haksızlık bize, bağışlamak sana.

Ey oğul, sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz.

Şunu da unutma; insanı yaşat ki devlet yaşasın.

Ey oğul, işin ağır, işin çetin, gücün kula bağlı

Allah yardımcın olsun…

Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelâmlısın!

Ama, bunları nerede nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgârında savrulur gidersin.

Öfken, nefsin bir olup aklını yener.

Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olmalısın!

Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi değildir. Bütün bilinmeyenler, fethedilmeyenler, görünmeyenler, ancak sen faziletli ve ahlâklı olursan gün ışığına çıkacaktır.

Ey oğul, ananı, atanı say!

Bereket büyüklerle beraberdir.

İnancını kaybedersen, yeşilken çöllere dönersin.

Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma!

Gördüğünü görme! Bildiğini bilme!

Sevildiğin yere sık gidip gelme!

Ey oğul, üç kişiye acı:

Cahil arasındaki âlime, zenginken fakir düşene ve hatırlı iken itibarını kaybedene.

Ey oğul! Unutma ki yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir. Haklıysan mücadeleden korkma.

Şimdi bu öğüde tabiri caizse Şapka çıkarmak gerekmez mi?

Ciltler dolusu kitap yazsanız bu duyguları karşı tarafa aktaramazsınız. Oysa bundan yaklaşık 700 yıl önce bir bilge olan atamız Şeyh Edebali birkaç cümlede anlamak isteyen yöneticilere her şeyi anlatmış.

Bu öğüdün altına bütün insanlık imzasını gururla atar. İtiraza açık tek bir kelimesi yoktur. Tabii ki de ben de imzamı atıyorum. 29.04.2021

M.Sadullah SAĞLAM

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber