Kıymetli Kardeşlerim
Bu haftaki yazımı bir alıntı ile yapmak istiyorum. 
Umarım herkes üzerine düşeni alır. 
   
Sultan, yolun ortasına büyük bir taş koyuyor. İnsanlar ne yapacak diye de pencereden seyrediyor.

Vezir geliyor taşı görüyor, aklına taşı yoldan kaldırmanın sadaka olduğu gelmiyor bile. Taşın etrafında dolaşıyor. Bakıyor diyor ki; “Sultanımla konuşayım, yolun ortasından taş kaldırması için adam bulalım” Bir kadro ihdas edelim.

Vezir gidiyor asker geliyor, asker de taşın etrafında dolaşıyor. Taşı kaldırmak aklına gelmiyor. O da diyor ki “Vezir ile konuşayım, yolun ortasında taş bırakanlara hangi cezayı vereceğiz onu kararlaştıralım” O da cezadan anlıyor. Onun hüneri de bu. Belinde kılıcı var, çekti mi tamam.

O geliyor, bu geliyor menfaatperest geliyor, saray dalkavuğu, saray maskarası.
“Sarayda dalkavuğun ne işi var?” Diyen olabilir.
 Padişahlar öyle akıllı adamlar ki sarayda dalkavuk tutuyorlar ki başkası dalkavukluk yapmasın diye.. 

Hatta şiir yazanlar da var. Bazıları da şair! Saray şairi diye geçiniyorlar. Yani oradan buradan alıntılarla şiir yazmaya çalışıyor. 

O geliyor taşın etrafında taklalar atıyor. Böyledir biliyor musunuz? Dalkavuklar, menfaatperestler, ikiyüzlüler sürekli sorunların etrafında taklalar atarlar. Asla düzetmezler. 
Düzelmesi için de hiçbir şey yapmazlar. O sorunları çoğaltanı da överler. Onları da efendimiz gözüyle bakarlar zaten.

O da oturuyor, yolun ortasında bırakılmış taşa şiir yazıyor. “Sultanıma okuyayım diyor” kalkıp gidiyor.

En son köylü vatandaşımız geliyor, öğrenmiş yolun ortasındaki taşı kaldırmanın “Sadaka” olduğunu. Önce taşa bir tebessüm ediyor.. Sonra diyor ki; kaldırayım yolun ortasındaki taşı da kimsenin ayağına, hayvanına, arabasına, takılmasın. Eşya sepetini küfeyi koyuyor, ya Allah, Bismillah deyip, taşa sarılıyor. Sağa-sola, sağa-sola derken taşı kaldırıyor kenara, sonra bir bakıyor ki taşın altında bir kese.

Keseyi açıyor, altınlar! Şaşırıyor. Altınların üzerinde bir not, Sultan şöyle yazmış; “Bu kesedeki altınlar taşın altına elini sokmayı becerebilenler içindir”. Taşın altına elini sokmazsa bir insan mümkün değil başarılı olamaz. Ve maalesef bu ülke taşlarla dolu, her taraf taşlarla doludur.

Bir hayale gitmek için, başarılı olmak isteyen kişi İhlâs ile ÇALIŞACAK. 
Taşın altına elini sokaçak. Sokmazsa … 
Olmaz, olmuyor.. 

Hoşçakalın

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber