Ortak akıl Gülcemal’e HAYIR dedi

Doğal ve Tarihî Değerleri Koruma Derneği, Trabzon’daki kıyı dolgularını ve kamuoyunda ciddi tartışmalara neden olan Gülcemal dolgu alanını masaya yatırdı. Dernek Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Coşkun Erüz, CHP Ortahisar Belediye Meclis Üyesi Turgay Şahin, Trabzon Kent Konseyi ve İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Yaylalı, Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Avni Aydın ile birlikte kent duyarlılığına sahip kişilerin katıldığı ve yaklaşık 3 saat süren etkinlikte Gülcemal dolgu alanının yanlışlığına vurgu yapıldı ve karşı çıkılması istendi.  Doğal ve Tarihî Değerleri Koruma Derneği, Trabzon’daki kıyı dolgularını ve kamuoyunda ciddi tartışmalara neden olan Gülcemal dolgu alanını masaya yatırdı. Önceki gün derneğin Hacıkasım’daki yerleşkesinde bir arayan gelen kent gönüllüleri “Trabzon’da Kıyı Dolguları ve Gülcemal’da Son Durum” başlıklı bilgi paylaşımı ve tartışma etkinliğini gerçekleştirdi.

Doğal ve Tarihî Değerleri Koruma Derneği Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Coşkun Erüz, CHP Ortahisar Belediye Meclis Üyesi Turgay Şahin, Trabzon Kent Konseyi ve İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Yaylalı, Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Avni Aydın ile birlikte kent duyarlılığına sahip kişilerin katıldığı ve yaklaşık 3 saat süren etkinlikte dikkat çekici ayrıntılara değinildi.

Toplantıda konuşan Doğal ve Tarihî Değerleri Koruma Derneği Başkanı Erüz, Trabzon’da her şeyin deniz üstünde çözülmeye çalışıldığını belirterek “Sosyal donatı alanı arıyoruz, denizde arıyoruz. Yol arıyoruz, denizde arıyoruz. Sanayi bölgesi kuracağız diyoruz, denizde yapıyoruz.” dedi. İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Yaylalı, Trabzon’da bir deniz imar planına ihtiyaç olduğunu belirterek “Herkes kafasına göre gidip dolgu yapmamalı.” dedi. Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Aydın ise Gülcemal’daki dolguyu “vahşi dolgu” diye tanımlayarak “Kent olarak bu yanlışlara dur dememiz gerekiyor. Bu maliyetler karşısında bu dolgunun sürdürülebilirliği de yok.” dedi.

7 BİN 500 METRELİK YÜZME KIYISI

Dr. Öğretim Üyesi Erüz, yaptığı sunumda Trabzon’da kıyıya müdahalenin 1950’lerde Ganita bölgesindeki sahil yolunun geçirilmesi ve tünele doğru çalışmanın başlamasıyla olduğunu kaydetti. Erüz, “Ondan sonra yolun tamamı kıyıya dönük çalıştı. Trabzon’un kıyılarına müdahale edilmeden önce kıyıların yüzde 74’ü doğal kumluktu. Doğal plajlardan oluşuyordu. Kalanı doğal kayalıklardandı. Yapılan müdahalelerin sonucunda doğal kıyı yüzde 15 kaldı. 119 kilometreden sadece 19 kilometre gibi bir doğal kıyı kaldı. En uzun kıyımız ise bir kilometre kaldı. O da Kaşüstü’nde var. Geri kalanı 50-100 metrelik alanlar. İnsanların dinlenebileceği ya da yüzebileceği kıyı ise 7 bin 500 metre.” diye konuştu.

BİLGİSAYAR BAŞINDA PROJE

Gülcemal dolgu sahasıyla ilgili eleştirilerde bulunan Erüz, şunları ifade etti: “Bilgisayar başında projeyi güzel görünüyor diye çizip sonra ‘Bu böyle olmadı.’ deyip değişmeye çalışırsa bu iş karışır. Sayın Başkan ‘Trabzon’un en büyük mendireğini yaptık.’ dedi. Burası liman mı? Değil. Ulaştırma Bakanlığınca tescillenmiş, planlanmış böyle bir liman projesi yok. Bunu dediğinizde işin rengi değişir. Burası bir dolgu sahası oluyor. Gülcemal’de dolgu yapılmadan önce dalgayı engelleyen kayalar şimdi ne işe yarayacak? Dolgunun altında kalacak. Bu kayaları buradan alıp neden dolgunun ön kısmına koymuyoruz da dağdan yeni kayalar kırdırıp Gülcemal ya da başka dolguların kıyısını dolduruyoruz? Bu bizim kaynağımızla yapılmıyor mu? Başka ülkenin parası mı heba ediliyor? İsraf çok ciddi boyutta. Şu anda Gülcemal’deki toprak bir fırtınada gider. Akyazı’da da benzer durum oldu. Dolgu yaparken tahkimat yapmadılar. Dalga alıp götürdü. Gülcemal’de de bu tehlike söz konusu.”

BU PROJE YAPILMALIYDI

Erüz, Gülcemal’le ilgili bir başka projeyi göstererek “Olması gereken bu projeydi.” dedi. Erüz, “2015 ya da 2016’da benim de öğrencim olan mühendis tarafından proje çizildi. Sportif denizcilik, balıkçılığa uygun liman oluşturmak amacındaydı. Daha ucuz, sürdürülebilir ve kalıcı. En önemlisi de Beşirli’yle Faroz arasını açık deniz tahkimatlarıyla doldurarak o bölgeyi kumsallaştıracak bir projeydi. Böylece vatandaş denizle de buluşacaktı hem de planlanan deniz müzesi gibi birçok alan da yapılabilecekti. Üstelik maliyet yok denecek kadar azdı.” şeklinde konuştu.

DENİZ İMAR PLANINA İHTİYACIMIZ VAR

Daha sonra konuşan İMO Başkanı Mustafa Yaylalı, deniz imar planına ihtiyaç olduğunu söyleyerek şunları kaydetti: “Herkes kafasına göre gidip dolgu yapmamalı. Nereye, ne amaçla, ne tip dolgu yapacağımızı mutlaka bir plan çerçevesinde kâğıda dökmemiz gerekir. Gülcemal 1/100.000’lik imar planında onaylanmış. Yomra’da golf sahası… Hadi onu da onaylattınız. Kafasına esen planda onaylatıyor. Niye planda onaylatılıyor biliyor musunuz? Denizde olduğu için planın iç tarafında etkilenen kimse olmadığını var sayıyorlar. Karada olduğunda etkilenenler tepki gösteriyor, belediyeyi sıkıştırıyor. Trabzon’un sahilinin tamamının deniz imar planını yapmalıyız. Mümkünse dolguları tekniğine uygun ve kıyıdan açığa yapalım. Hassasiyetimiz plajı kaybetmek olmasın. Bugün Karadeniz sahilinde 3-5 yılda kumsal kazanabiliriz. Açık deniz mendireğiyle Akyazı’da bile oluşur.”

YANLIŞLARA DUR DEMEMİZ GEREKİYOR

ZMO Yönetim Kurulu Üyesi Avni Aydın, Gülcemal’deki dolgu mantığına karşı olduklarını vurgulayarak “Böyle bir dolgu mantığına karşıyız. Dolguya değil; plansız, programsız, tekniğine uygun olmayan dolguya karşıyız. Belediye Başkanı ‘Bu projede toprak koruma projesi var, buraya dökülen tarım toprağı bu projeye uygun dökülüyor.’ dedi. ‘Nereye dökülüyor?’ diye sorduğumuzda ayrıştırdıklarını, Forum’un orada bir yerlerinin olduğunu ve parklarda kullandıklarını söylediler. Biz o toprakları ayrıştırıp peyzaj alanlarında ya da vatandaşın ihtiyacına göre kullanmak gerekir. Burada vahşi bir dolgu yapılıyor. Kent olarak bu yanlışlara dur dememiz gerekiyor. Bu maliyetler karşısında bu dolgunun sürdürülebilirliği de yok.” ifadelerini kullandı.