Trabzonspor’un 2025-26 futbol sezonunda, Ligin ilk devresi 8 deplasman maçı var.
Bu 8 deplasman maçının 5’ini İstanbul, 1’ini Kocaeli deplasmanında oynayacak!
Yani 8 deplasmanın 6’tanesi Marmara (İstanbul) da!
Buna göre,
7 İstanbul takımı var!
1 Kocaeli takımı var ve
Anadolu takımlarının her biri,
Kocaeli’ni de İstanbul sayarsak,
8x2=16 kez İstanbul takımlarıyla maç yapacak.
1 Anadolu takımı, sezon boyu 17 deplasmana çıkacakken,
1 İstanbul takımı 10 deplasmana çıkacak!
Sadece bu tabloya bile bakıldığında zaten lig rekabeti orantısız güç ve İstanbul takımları için avantajlı başlamış olacak!
İstanbul’da ki üç büyüğe sorsan, Kadıköy, Beşiktaş, Sarıyer, Başakşehir, Kasımpaşa, Karagümrük, Eyüp ve Kocaeli maçlarını deplasman sayıyorlar!
Bana göre bunların hiç biri deplasman değil!
Neden mi?
Deplasman dediğin,
Maçtan en az birgün önce ve
Uçuştan yaklaşık iki saat evvel Havaalanına gidip orada işlem yapıp beklemek ve Uçakla en az 1,5 yada 2 saat uçmak, sonra otobüslerle kalınacak otele transfer olmak, ayrıca maç günü ve bitimine kadar otel odalarında konaklamaktır.
Yada, maçtan en az bir gün önce tüm çalışanların ve takımın otobüsle en az beş-altı saat yolculuk yapıp, konaklayacağı otele yerleşmesi, maç bitiminden sonrada aynı yolu aynı şartlarda geri gelmesi demektir.
Yukarıda adını verdiğim semtlerdeki takımların bir birleriyle oynadıkları maçlar bana göre asla deplasman sayılmaz, sayılmamalıdır.
Çünkü;
Maç günü ve maçtan yaklaşık iki saat evvel kendi tesislerinden otobüse binip maça gitmek, maçını yapıp tekrar tesislerine gelip duşunu alıp, aracına atlayıp evine gitmek, iç saha maçında yaptığın eylemim tıpkısının aynısıdır!
Bunun neresi deplasmandır?
Bu durum içinde olan takımların, diğer takımlara göre avantajı oldukça fazladır!
Nedir diyecek olursanız yazayım!
Bir defa deplasman maçları, takımlar için oldukça maliyetli ve zahmetli bir iştir.
Deplasmanı olmayan takımlar,
bu zahmet ve maliyetten kurtarıyorlar ki, bu bir takım ve yönetim için çok önemli bir unsurdur.
İkincisi, deplasman maçları her zaman psikolojisi zor olan maçlardır. Misafir olduğun takımın seyirci baskısı, deplasman yorgunluğunun üzerine bindiğinde ev sahibi takım bir sıfır avantajla maça başladığı gibi, deplasman takımı dezavantajla başlamış oluyor.
Üçüncüsü, deplasmana giden takım, eve dönüşten sonra dinlenmek adına izin yapıyor ve yolda geçen zamanıda sayarsak, bir sonraki iç saha maçına hazırlanmak için, zaman sıkıntısı yaşıyor ve istediği hazırlık süresini bulamadığı için, bunu daraltılmış süre olarak yaşıyor.
Oysaki ev sahibi takımların böyle bir sıkıntısı yoktur.
Dördüncüsü, hakem triosu deplasman takımını, ev sahibi takıma göre daha hor görebiliyor. Bu durum hakemin düdüklerini ve taktir haklarını ev sahibi takımdan yana kullanmasına neden oluyor. Bu durum deplasman takımlarının oldukça puan kaybetmesine neden olmaktadır.
Dahada fazla uzatmak istemiyorum, ev sahibi takımların avantajları ve deplasman takımlarının dezavantajları için, yukarda saydığım dört unsur yeterlidir diye düşünüyorum.
Bütün bunlara bakıldığında, İstabul takımlarının her zaman avantajlı olduğu aşikardır.
Diyebiliriz ki, bu durum
o takımların isteğiyle değil, doğal olarak ortaya çıkan bir unsurdur, İstanbul’dan çok takım olması oradaki takımların kabahati değilki!
Tamam burada sıkıntı yok.
Yok ta, bu durum ligin, güç dengesini bozduğu için, bu konuyu işlemek istedim.
Ve Ligin yönetimi yani TFF bazı hesaplamalarda, planlamalarda bulunurken, bu güç dengesini ortadan kaldırmak yada minimize etmek için bazı hassasiyetleri göz önüne alarak, planlama yapmalıdır diyorum.
En azında bunun gayretini gösterip yüreklere su serpebilirler.
Yoksa bu Ligin,
SüperLig’in bana göre bir süperliği yok yani!
Neden olsun,
Senin dışında bizim ilgimizi yayınlayan kaç ülke var?
Söyleyeyim, kocaman bir 0
Peki en büyük derbi olarak kabul edilen Fenerbahçe ve Galatasaray maçlarını kaç ülke yayınlıyor?
Söyleyeyim, belki bir, belki iki! oda Azebaycan ve belki Kıbrıs!
Ama İngiltere, İtalya, Almanya ve Fransa liglerinde oynanan en koftiden maçı bile kendi ülkeleri dışında 15’e yakın ülke ve televizyon canlı olarak vermektedir.
Yoksa,
Haksız rekabet ve orantısız güç kullanılan bir ligin , yani Süper Lig’in nesi süper olabilir ki?
Bu orantısız gücün kullanıldığı ligde başarabilmek için çok çalışmak lazım!
Trabzonspor, bu çok çalışmak ve akıllı yönetimlerin olduğu dönemlerde başarılı olmuştur!
Yine ve yeniden bunu başarabilecek gücümüz var!
(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)