Bu sabah okula giderken mahallemin çay ocağında gazetelere bakarken mahallemin marketinden bir çalışan kardeşimiz yanımıza geldi. Sohbet bir yerde bakkallar ile marketlerin karşılaştırılmasına geldi. Market çalışanı kardeşimiz bizlere bakkal kültürünün devam ettirilmesi gerekli olduğunu ifade etti.

Yaşı belli bir sayının üzerinde olan yani kırk ellili yaşlarında hangi birimiz bakkalla tanışmamıştır. Oralarda ekmek alır şeker alır sakız alırdık. Durum o seviyelerdedir ki ne ihtiyacımız olsa koşar sabah akşam yada gece yarılarına kadar demeden gidip bakkaldan alış veriş yapardık. Bakkal amcamız hiç kızmaz aksine bizlerle şakalaşır ve öylece alış verişimizi yapardık.

Bakkal amcamız bizlerin amcası ve dedesiydi. Çoğu zaman bizlere akıl verir çoğu zaman da halimizi sorar ve sıhhatimizle ilgilenirdi. İnanın bana bu yaşta bile mahallemin bakkalı hala aklımdan çıkmış değil. Mahallemin bakkalı Kemal amcamız daha yeni ahirete intikal eylemesi beni derinden etkilemişti. Sanki bir yakınımı kaybetmiş gibi vefatını duyduğumda etkilenmiştim.

Şimdi bakkal ve market isteklilerinin argümanlarını ortaya koyduğumuzda zannımca her iki tarafından argümanlarının etkili olduğunu düşünmekteyim. Şöyle ki marketlerde toplu alış veriş yapabiliyorsunuz ve daha uygun fiyatlarla mal alabiliyorsunuz. Böylece fazla dolaşmadan rahatlıkla alış veriş yapabiliyorsunuz. Burada ki sıkıntı bu AVM’ LERDE ruh yok. Buralarda alıcı ile satıcı tam manasıyla bir robot olarak değerlendirilmekte. Tezgahtar müşterinin parası var mı yok mu diye herhangi bir düşünce taşımamakta. Paran varsa mal alabilirsin paran yoksa mal alamazsınız durum bu.

Fakat durum bakkallara geldiğinde biraz farklılık arz etmektedir. Bakkalla muhatap olunduğun da en azından sana bir çay söyler ve bir müddet muhabbet eyledikten sonra alış verişe geçer. Paran var mı yok mu diye bir sıkıntı çekmezsin. Paran varsa verirsin yoksa ay başı öderim diyerek alacağın malı alıp evine gidebilirsin. Burada bakkal amca da bir veresiye defteri her zaman vardır. Bakkal amcamız tuttuğu bu veresiye defterinde ihtiyaçlı ve aylıklı müşterilerini ayrı ayrı tutarak ödeyemeyenlerden para almamakta aylıklı olandan da ay başına kadar bekler ve ay başı ödeme yapılır. Böyle pek çok mahalle bakkalında bir sistem söz konusudur. Yıllardır marketlerden peşin parayla alış veriş etmekteyiz. İnanın bana bu bakkal kültüründe veresiye alış verişi özlemedim desem yalan olur. Yıllardır marketlerle alış veriş yaparım market çalışanlarından bir ikisi dışında tanıdığım yok. Bu tanıdıklarımda öğrencilerim de ondan. Onların dışında içlerinde tanıdığım hiç yok. Alış verişini yap ödemeni yap ve çık git. Sistem bu. Bu AVM’LERDE Kİ bu ruhsuzluğun dışında bir de buralar bir sizleri para fabrikası olarak görüldüğünden buralarda oturup dinlenecek herhangi bir oturak bulamazsınız. Çünkü bu yapılar sizleri bir banka olarak görmekte ve nasıl para bırakırsınız bunun derdindeler.

Bu Bakkal kültüründe ayrıca bir hayır yapma imkanı da doğmaktaydı. Şöyle ki mahallenin zenginleri gelir ve bakkal amcamızın tuttuğu veresiye defterini ister ve imkanları ölçüsünde yani mesela üç kişinin beş kişinin borcunu kapatacağım diyerek bu üç beş kişinin borcunu kapatırdı. Burada ki ibadette borçlu bilinmez borcu kapatan bilinmez. Burada ki inceliği görüyorsunuz değil mi?!

Evet AVM’LER hayatı kolaylaştırıyorlar ama insani duygular sorulursa bakkal amca kültürü devam etmeli

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber