Geçen akşam 
Telefonum çalmış,
Açarak,
“Alo” deyince,
“Alo 
Rahman Beyle mi görüşüyorum” diye,
Telefondaki kişi, demişti…
“Evet buyurun” deyince,
“Rahman Bey,
Sayın Cumhurbaşkanımızın emriyle
Türkiye Cumhuriyeti
Merkez Başkanı Hafize Gaye Erkan
Görevinden alınarak,
Yerine
Sizi atamış oldu,
Hayırlı, uğurlu olsun” dedi…
Bunu duyunca
Beni ter basmış,
Nabzım oldukça yükselmiş,
Tansiyonum fırlamış,
Heyecandan tir tir titremeye başlamıştım…
Ameliyatlı kalbim
Heyecandan 
Yerinden çıkacak sanmıştım…
Aldığım maaşla
Evimi geçindiremiyor,
Her ay 
Kredi kartlarına borç yapıyor,
Ay sonunu getiremiyordum…
Evi yönetemiyor,
Türkiye Cumhuriyetini
Merkez Bankasını nasıl yönetecektim?
Sonra
30 yıllık memuriyetimde
2 yıllık emeklilik hayatımda,
Eve gereksiz şeyler alıyorum diye,
Her zaman
Hanımla kavga ediyorduk…
“Bu nasıl olacak” diye düşünürken,
Bir anda aklıma gelince
Kafamda şimşekler çakmış,
Karşımdakine,
“Tamam, kabul ediyorum” demişim…
Sayın Cumhurbaşkanı,
“Ben ekonomistim” diyerek,
Ülkeyi yönetmiş,
Fakir,
Daha fakir,
Garip gureba, emekliler
Ve
Asgari ücretlilerde 
Yaşamak için
Adeta dilenir duruma gelmişti…
Sayın Cumhurbaşkanımız
Ekonomist olursa
Bende
Merkez Bankası başkanı olurdum…
Halkın teveccühüne,
Şey yani
Sayın Cumhurbaşkanımızın teveccühüne
Mazhar olup,
Başkan seçiliyordum…
Hemen
Ertesi gün,
Artık
Resmen görevi devralmış,
Sayın Cumhurbaşkanımın güvenini, 
İstismar etmemeye çalışıyordum…
Yardımcılarımı
Ve 
Daire başkanlarını atayıp,
Hemen icraata başlamıştım…
İlk icraatım ise,
Hocaların başkanı olarak
Cevat Hocayı atamıştım…
Her yaptığım işte
Cevat Hocadan fetva alıyordum…
Yoksa haşa
Allah(cc)’la harp etmek gibi sayılan
Ve 
Çok günah olan
Faizi artırmaya korkarım, ben…
Ama
Cevat Hoca’dan
Faizi artırmanın 
Günah olmayacağının fetvasını almıştım…
Yarın 
Huzuru mahşerde,
Cevat Hocanın fetvaları beni kurtaracaktı…
Hak, Hukuk,
Adaleti çok sallamıyor,
Liyakate ise hiç bakmıyordum…
Bizim uşakları atayacağım zaman
Cevat Hocaya,
“ Ver bana bir fetva” diyor,
Sağ olsun,
Cevat Hoca da beni kırmıyor,
Fetvayı hemen veriyordu…
İhalelerden
% 20 komisyon alıyor,
Cevat Hocaya da ufak bir şey atınca,
Hemen fetvayı kapıyordum…
Cevat Hocaya danışmadan 
Kesinlikle,
Herhangi bir iş yapmıyordum…
İşsiz,
Avare gezen gençler
Umurumda bile olmuyor,
Çünkü
Cevat Hocadan,
“Bizden olmayan, 
Var olmamış, yok hükmündedir” diye,
Fetvayı kapmıştım…
Pazarların bitiminde,
Kalan çürük 
Meyve ve sebzeleri toplayan emeklilere
Ölmüş gözüyle bakıyor,
Gereksiz olduklarını hissettirerek
Açlık sınırının
Çok altında yaşamaları için
Dikkate bile almıyor,
Asgari ücretle geçinmeye çalışanları ise
Hiç sallamıyordum…
Çünkü
Cevat Hocanın fetvasında
Fakir olanın yaşama hakkı bile yoktu…
Birileri
Rüşvet aldığımı söylüyormuş,
Böyle büyük bir iftira olur mu?
Cevat Hoca bir fetvasında,
“Hediyeleşmenin sevap olduğunu” yazmıştı…
Bizimkilerine 
Bir kişiye, on maaş vermem,
Yandaşlarımla 
Kazandıklarımı paylaşmam hususunda,
Yine fetvayı almıştım…
Hayat pahalılığını umursamıyordum,
Çünkü
Yaşamayı bilmeyenlerle
Bu yaşamın yaşanmaması hakkında,
Cevat Hocamın
Başka bir fetvası olması gerekiyor…

İşte
Hayat böyle 
Güzel devam ederken,
100 koruma ile
Halkın içinde dolaşıyordum…
Tabi
Siyasetin gereği olarak,
Halk beni,
Ben ise 
Halkımı yürekten seviyordum…
Halk,
Kendilerini düşünen,
Merkez Bankası Başkanlarına
Çok saygı duyuyor,
Her gördükleri yerde
Çay, kahve ısmarlıyorlardı…
Tabi
Onların için çalıştığımı görüyor
Ve
Takdir ediyorlardı…
Biz,
Dini bütün insanlarız
Fetva olmadan
Önemli işlerin altına imzamı atmam…
Öyle
“Helal, haram ver Allah(cc),
Yiyemezsem,
Al Allah(cc)” diyenlerden değiliz…

Hayat böyle
Çok güzel devam ederken,
Sol tarafıma bir sancı vurmuş,
Hemen beni
Özel bir hastaneye kaldırmışlardı…
Tam o arada
İki kişi yanıma gelmiş 
Olmayacak şeyler sormaya başlamışlardı…
 “Ulan kimsiniz?
Ben koskoca başkanım,
Siz kim oluyorsunuz?” diye, bağırıyordum…
Bana,
“Hak, Hukuk, Adalet
Ve
Liyakati soruyorlar,
Hediye
Niçin aldığımı, diyorlardı…
Fakirin,
Garip, gureba ve
Yetimin hakkını gözetip,
Gözetmediğimi” söylüyorlardı…
Öyle korkmuştum ki,
Sürekli sorulan bu sorulara
Cevap vermekten,
Aşırı derecede yorulmuştum…
“Ben 
Yaptığım her şey için,
Cevat Hocadan fetva aldım,
Bırakın beni,
Bırakıııııııııııııııınnnn” diye, 
Bir anda
Kendimi atmıştım…
Meğer
Yine rüya görüyormuşum…
Beni o kadar sıkıştırıp,
Sorularla bunaltmışlar ki,
Korkudan altıma işemişim,
Neyse
İyi ki kâbusmuş…
Ha bu
Cevat Hocaya gidip, güzel bir okunayım
Ama
Yurt dışına gittikten sonra
Onun da nefesi pek iyi gelmiyor…
Bu arada,
Altıma ettiğim
Çamaşırlarımı değişiyim de, yine geleyim…
Bu duygularla,
Hoş kalın, hoşça kalın…

27.01.2024
Rahman AYHAN
Araştırmacı Yazar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber