İzmir gezimin
İkinci gününde sabah kalkıp,
Misafirhanede kahvaltımı yaptım…
Metroya giderek
Yine
Konak tarafına gittim…
Oradan
Metronun son durağı olan
Fahrettin Altay denilen
Yere giderek,
Şöyle bir tur atmış oldum…
Tekrar 
Konak tarafına dönüp,
Kemeraltı,
Saat Kulesi
Ve
O civarda biraz daha dolaştım…
Cuma Namazını
Tarihi 
Konak Camisinde kıldım…
Tam o esnada
Mahalleden komşum,
Arkadaşım,
30 yılı aşkın bir zamandır
İzmir’de yerleşik olan
Tepecik Hastanesinde görev yapmakta olan
Makine Mühendisi İlyas Koç
Beni arayarak,
Bozuk çalarak, sitem etti…
“İzmir’e geldin de
Niye bize haber vermiyorsun,
Ancak 
Yazılarından okuyoruz” dedi…
Bende
“Yazılarımla
Haber vermiş gibi sayıyorum” dedim…
Neyse
Beni alarak
Bütün İzmir’i gezdirmiş oldu…
Merkezde
Ve
Merkez ilçelerde 
Gezmediğimiz yer kalmadı, diyebilirim…
Konak,
Çankaya, Basmane,
Yenişehir,
Bornova, Bayraklı, Alsancak gibi
Merkez ilçeleri
Bana gezdiren İlyas’la
Oturup
Çay içtiğimiz,
Yemek yediğimiz her yerde,
Trabzon ve
Trabzonspor’u konuştuk…
Yaklaşık
35 yıldır Trabzon’dan ayrı kalan İlyas,
Trabzon’u bana sorarak
Özlem giderdi…
Akşam vakti
Beni misafirhaneye bırakan
İlyas’la,
Nasipse bir daha buluşmak üzere
Ayrılmış olduk…

Dün size
Bir esnafla aramızda geçen
Konuşmaları, 
Yazacağımı söylemiştim…
Kemeraltı esnafı olan bu kişi bana,
“Mahvolduk,
Bazen 
Siftahsız kapatıyoruz…
Yıllardır
Biriktirdiklerimizi yiyor,
Onunla geçinmeye çalışıyoruz…
Artık
O da bitmek üzere…
Yapabileceğimiz başka iş yok
Sonuna kadar,
Dayanmaya çalışıyoruz…
Ama
Bittik, tükendik” dedi…
Ayrıca
“Buradan daha ileriye gidersen
Malın,
Canın tehlikede,
Seni uyarayım dedim” deyince,
“Hayrola niye?” diye sordum…
“Az daha yukarıları
Mültecilerin kaldığı yerlerdir,
Hırsızlık,
Gasp,
Adam yaralama,
Fuhuş,
Tehdit, şantaj gibi yasadışı olayların
Orada sıradan olduğunu
Ve
Dürüst insanların
Buralarda,
Yapamayacağını” söyledi…
Teşekkür ederek,
Bu esnaf arkadaşın yanından ayrıldım…

Ben her zaman söylüyorum,
Dünyanın
Yaşanılacak en güzel ülkesi olan
Türkiye’yi,
Yaşanmayacak ülke yaptılar…
Kaybedecek
Hiçbir şeyi olmayanları
Ülkeye sokarsan,
Sizi de
O kaosun içine çeker…
Yazılarımda
Sürekli olarak belirttim
Ve
Belirtmeye devam edeceğim…
15-70 yaş aralığında
Bir tane bile 
Erkek mülteciyi ülkeye sokmayacaksın…
Geriye kalan
Çoluk çocuk, yaşlı
Ve
Bayanları ise
Kesinlikle dışarıya çıkarmadan 
Mülteci kamplarında
Ölüm korkusu olmadan yaşayacaklar…
Ölüm tehdidi bittiğinde
Gönüllü olarak 
Ülkesine dönmek için can atacak…
Kendi ülkesinden
Daha rahat
Burada kaldığı için 
Geriye dönmek te istemiyorlar…

Yoksa
Yaşanılacak en güzel ülke olan
Türkiye’den
Türk vatandaşları kaçmak için,
Sıraya girerler ki,
Bunu kimse istemez sanırım…
Yarın
Görüşmek üzere,
Hoşça kalın…

21.10.2022
Rahman AYHAN
Gazeteci-Araştırmacı Yazar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber