
Trabzon Meydan’daki mitinge kalabalık bir partili topluluğu katıldı. Burada halka hitap eden Çaykaralı Genel Başkan Yavuz Ağıralioğlu:
“Karnı tok ülke, aşına kavuşabildiğimiz siftahına bereket. Enflasyonsuz hayal kurabildiği bir memleket için destek isteyen herkese bunca yıldır destek olmuş bir şehirdeyim. Bu Trabzon Meydanı nice siyasetçi ağırladı. Trabzon, daha güçlü bir Türkiye diyen herkesi alkışladı. Trabzon, her şehirden bir şehir değil. Anahtar Parti de her partiden bir parti değil. Ben Trabzon’dan tertemiz uğurlandım. Vatanına kurban olsun diye bütün kıymetlerle mücadele ettim. Ocak teşkilatlarımızın saflarında, 30 yıl önce bu meydanlarda konuşabildim. Alnı, sözü lekelenmemiş bir evladınız olarak buradayım. Şerefinize ve şerefimize leke sürmeden geldim.
Partiler ağırladınız, uğurladınız. Bu meydanlar kudretli isimler çıkardı. Havaalanlarında karşıladınız. Daha güçlü bir Türkiye için fedakârlıklar yaptınız. 23 yıldır AK Parti’yi görüyorsunuz. Trabzon, “Daha iyisi mümkündür” diyen her evladına destek olmayı vatan borcu bilenlerin şehridir. Benim bu konuştuğum kürsülerde sizin hayallerinize seslendiler. Şimdi ben memleketin evladı olarak çelikten bir yay gibi huzurunuzdayım. Memleket dara düşünce, omuzlarına memleket yükü düşenlerin şehrindeyim. ‘Yeniden mücadele ediyoruz’ deyince, o mücadeleye can suyu verenlerin şehrindeyim.”
Esnafınız zorda; siftah yapamadan çalıştırdığı personelin maaşını ödeyemediği için esnafınız zorda. Çocuklarınız hayal kuramaz durumda. Yurdu terk etme imkânı bulanlar, yurdu terk etme hazırlığında. Kalanlar uyuşturucu bataklığında, bahis ve kumar tezgâhlarında… Aileleriniz zorda. Cumhur’un başı duysun diye Trabzon’dan söylüyorum. 3 milyon ev genci var; memleketin geleceği zorda.
Emekli olmuş, 2003’te emekli parası asgari ücretin yüzde 147’si kadarmış, şimdi 2025 yılında asgari ücretin yüzde 45’i kadar. Emekliniz zorda. Dar gelirliniz zorda. Emekliye ikramiye diye verdiğiniz 4 bin lirayla 3 kişi dışarıda yemek yiyemez. Emeklilerin alım gücü zorda.
Memleket için hayaller kurdunuz. Rüşvetin yenmediği, hakka tecavüz edilmediği, adaletsizliğin rastlanmadığı bir memleket hayali kurdunuz. Dindarlarımız dünyayı çok sevdiler; dindarlarınız zorda.
Milliyetçiliğimiz, memleketi ayağa kaldırmak; hazineleri doldurmak zorundaydı. Pasaportu güçlü bir ülke kurmak zorundaydı. Faizsiz, enflasyonsuz ülke hayal etmek zorundaydık. Bunların hiçbiri olmadı; milliyetçiliğimiz zorda.
Memlekette bu kadar sorun var, bu kadar derdiniz varken; muhalefet bu kadar soruna rağmen iktidar olamıyor; muhalefet de zorda.
Eskiden, “Niçin yapamadınız?” diye soru sorduklarınızdınız. Artık size, “Niçin yapmadınız? Neyiniz eksikti? Millet size ne istedi de vermedi? Siz neyiniz eksik olduğu için milleti bu zorda bıraktınız?” diye soruyoruz.
Geldiğinizde 2,5 milyon fakire bakıyordunuz. Şimdi 17,5 milyona bakıyoruz diyorsunuz. Fakirliği bitirmek için yola çıktınız, şimdi fakirliği yönetiyorsunuz. Eskiden sorun çözmek iddiasıyla Trabzon Meydanı’ndan söz verip ayrılıyordunuz; şimdi sorunları yönetiyorsunuz.
Sevdiğiniz de sövdüğünüz de, dost olup düşman olamadığınız da kalmadı. Bir milletinizle dost olamadınız. Bugün konuşuyorsunuz, adet hâline getirdiniz. Dün bir konuşmasında Sayın Cumhurbaşkanı, uluslararası ilişkileri böyle yönetmeyi sevdiği için söyleyebildi: Trump’a ‘dostum’ dedi.
Daha önce kime ‘dostum’ dediğini saymayacağım ama şunu hatırlatmak zorundayım: Senin bu dostum dediğin adam, Gazze’deki soykırıma rağmen, oradaki zulmü himaye eden; “Gazzeliler oradan çıksın, ben oraya otel yapacağım” diyen adamdır. Dostlarını düzgün seçer misin Sayın Cumhurbaşkanı?
Trump dostun, daha önce Esed’e de dostum diyordun, Putin de dostun… Dostlarından bu milletin çektiğini unutmayasın diye söylüyorum. Putin’e dostum diyorsun, 36 evladımızı vurdu. Biden’a dostum diyordun; memlekette başımıza ne kadar bela geldiyse onu planlıyordu. Darbenin arkasında onlar vardı diyordun. Memlekette terör devletini bunlar bela edecek diyordun. Suriye’de terör koridorunu bunlar planlıyor diyordun. Bunlara ‘dostum’ demekten vazgeçip milletinle dost olmayı dener misin lütfen?
Millet senden CHP’yi yenmeni beklemiyordu. Memleketin sorunlarını yenmeni bekliyordu. Her seçimde iktidarın hissesine CHP’yi yenmek düştü. Ama memleketin fakirliğini, enflasyonu, işsizliğini, emeklinin geçim sorunlarını yenemediniz.
Enflasyonu düşüremediniz, adaleti sağlayamadınız, tasarrufu yönetim merkezine koyamadınız, üretmediniz, alın terini faize yedirdiniz, çocuklarımızın hayallerini bu topraklarda mayalayamadınız, sınırları kevgire çevirdiniz; o yüzden kurduk. İsminiz Adalet ve Kalkınma Partisi. Adaleti ve kalkınmayı başaramadığınız için kurduk.
İsmail Türüt parça yapmış, güzel olmuş. Kalbine, gönlüne sağlık. Ülkemde çok parti var; bizim parti Anahtar diye nakarat yapmış. Elhak, ülkemizde çok parti var. Bizim parti Anahtar’ın Türkçesi şudur:
Biz, memleketi adaletle kalkındıracak olanlarız. Cumhuriyeti halkla buluşturacak olanlarız. Milliyetçi hassasiyetle koşuşturacak olanlarız. Saadet ve yeniden refahı olmazsa olmaz sayan, alın teri döken mücadele erleriyiz. Biz Anahtar Partilileriz.
Bir parti telaşının, oy hevesinin değil; Türk milletinin geleceğinin partisiyiz. Partiler kavgasına kaybedilecek her günü evlatlarımıza kötülük saydığımız için yeniden bu şehirdeyiz.
Siz, adaletle ülkeyi kalkındırsaydınız; hazineyi doldursaydınız; zengin bir ülke kursaydınız; eğitim sistemini toparlasaydınız; paramızı değerli, pasaportumuzu itibarlı kılsaydınız; iş adamlarımız kaynak bulabilseydi; esnafınız siftah yapabilseydi… Biz Anahtar Partiyi kurmazdık. Başaramadığınız için kurduk.
Trabzon, “Memleket nöbeti” diyenlerin; “Daha iyisi mümkün müdür?” sorusuna “Evet” diyebilenlerin şehridir.
Trabzon’dayım. Bir mücadeleye başladık. Cumhurbaşkanımıza kinaye ile söylüyorum, Rizeliler alınganlık etmesin. 30-35 yıldır devleti taşıyorsunuz, Trabzon size yardım ediyor. Şimdi Bayburtluların dediği gibi: “Randıman alamadık, değiştiriyoruz.”
Rize’yi Trabzon’a, Kasımpaşa’yı Yozgat’a, Siirt’i de Malatya’ya çekiyoruz. Çıktığımız yol, daha kudretli bir parti değil; daha kudretli bir memleket inşa etme yoludur.
Ülkedeki hiçbir sorun dış kaynaklı değildir. İlke sahibi, ölçülü siyaset lazımdır. Adalet siyasetin merkezine konulmalı; adalet, devleti, siyaseti, milleti, çocukların hayallerini, ticareti, esnafı, Trabzon’u korumalıdır.
Tayyip Bey, şiir okuduğu için zindana girdi. Partileri kapatıldı. Emine Hanım 2007’de GATA’ya sokulmadı. Katsayı zulmü yaşandı. İnsanlar rencide edildi. Bunlar için iktidara geldiniz. Unuttunuz. Sen zindan gördün, kimse zindan görmesin diye geldin. Sen itilip kakıldın, kimse itilip kakılmasın diye geldin. Sen fakirlik çektin, kimse fakirlik çekmesin diye geldin.
Faizden alın terini kurtarmak için geldin. 600 milyar doları faize ödemeyecektin. 23 yıllık iktidarın yatırımı 538 milyar dolar; faize giden para 600 milyar dolar. Alın teri, yatırımlardan daha fazla faize gidiyor.
Trabzon, 1203 şehidi olan bir şehirdir. 14 yaşındaki Eren de, 50 yaşındaki kahramanlar da bu toprağın şehitleridir. Trabzon’da vatan deyince cinsiyet eşitlenir. Vatan diyince Trabzon’un hissesine şeref, şan, bedel düşer.
Şimdi buradan seslenmeliyim: Devletin, milletin düşmanlarına tebessüm eden biri olarak gelseydim, bu Trabzon beni böyle karşılamazdı. Gülmedim, medet ummadım.
23 Nisan’da şehidimiz Berat Mecit Day’ı uğurlamaya geldim. Trabzon, evlatlarını şehadete uğurluyor. Siyaset ise bize diyor ki: “Siz terörsüz Türkiye istemiyor musunuz?” Elbette istiyoruz. Ama teröristlerle müzakere edilmesini istemiyoruz.
Teröristlere gülmeyin istiyoruz. Madem yaptığınızı beğeniyorsunuz, 2023 seçimlerinde Trabzon’a gelecektiniz ve diyecektiniz ki: “Aziz Trabzonlular, bizi seçerseniz Öcalan’a heyet göndereceğiz.” O zaman görürdünüz Trabzon’u!
CHP seçilirse Öcalan serbest kalacak dediniz. Şimdi siz umut hakkı diyorsunuz. Evlatlarımızın katilleriyle masaya oturuyorsunuz. Haddinizi bilin!” Dedi.