Necip Fazıl Kısakürek;

Türk edebiyatının unutulmaz ismi. Bir düşünce adamı. Eserleriyle fikirleriyle nesillere yön veren çok değerli bir üstat.

Ölümünün 42nci yılında Rahmet ve Minnetle anıyoruz.

Necip Fazıl Kısakürek birçok şairin birçok yazarın veya birçok düşünce insanının kendisine idol edindiği örnek aldığı bir kişilik.

Türk toplumuna mal olmuş daha değişik bir deyimle o (Necip Fazıl) kendisini bu topluma adamış dünyevi bir beklentisi olmadan devamlı çalışmış. Çalışmış. Çalışmış.

Şiirleriyle, öyküleriyle, romanlarıyla, yaşantısıyla hala daha bizlere ışık olmakta doğru yolu bulmamızda bizlere yardımcı olmaktadır.

Necip Fazıl’ın muhafazakâr bir kimliğe sahip olması onu karşı görüşlerde olan insanlarla arasına mesafe koymasına engel olmamıştır.

Aksine onlarla sık, sık bir araya gelerek münazaralar yapmış karşı tarafı ikna yolunu tercih etmiştir.

Yazar Mustafa Miyasoğlu’nun “Necip Fazıl Armağanı” adlı kitabında birçok şair, yazar ve edebiyatçı kişilerin Necip Fazıl için düşündükleri yer almaktadır.

Bunlardan bazıları, Çetin Altan, Cahit Zarifoğlu, Emin Bilgiç, Ayhan Songar, Nuri Pakdil, Ahmet Kabaklı, Osman Yüksel Serdengeçti, Sezai Karakoç ve dahaları da var.

Ancak, bunların arasında birisi, var ki onunla yapmış olduğu yazışmaya inanmayacaksınız.

Bu kişi Aziz Nesin. Evet Aziz Nesin.

Aziz Nesin’in bir mektubu yayınlanıyor adı geçen kitapta. Şöyle başlıyor Aziz Nesin.

“Üstat.

Çoktan beri ziyaretinize gelmek istiyorum. Ancak ben sizden çok uzakta oturuyorum. Çatalca da kimsesiz çocuklar için kurduğum Vakıf da yaşamaktayım.

Yine de bir gün ziyaretinize geleceğim.

Kültür Bakanlığı büyük ödülünü kazandığınız için, sizi candan kutlarım. Bu ödülü almakla Kültür Bakanlığını onurlandırdınız.

Size gelecektim ama üç gün sonra Almanya’ya gidiyorum. Bir ay sonra döneceğim. Altı yıldan beri Nesin Vakfı edebiyat yıllığı adı ile bir yıllık çıkartmaktayım. Size son sayısını gönderiyorum tetkik etmeniz için.

İnşallah yüzüncü yaşınızda da sizi tebrik etmek bana kısmet olur. Ben sizden dokuz yaş küçüğüm.

Nesin vakfı edebiyat yıllığı için, Yetmişbeşinci yaşınıza dair bir yazı vermenizi rica ediyorum.

Bu yazıyı eski Türkçe yazabilirsiniz. Size daha kolay gelebilir. Yazmaya zamanınız yoksa, bu mektubu getiren hanıma söyleyerek yazdırabilirsiniz. Ama ben sizin yazınızı tercih ederim.

Yazı istediğiniz uzunlukta olabilir. Her ne isterseniz yazınız. Mesela yetmişbeşinci yaşınız dolayısıyla bir muhasebe geçmişle muhasebe. Yahut hatıralarınızdan bir bölümünü anlatabilirsiniz. Yazınızla birlikte bir de fotoğrafınızı rica ediyorum.

Bu yıllığın neşriyatı gecikmişti. Bu münasebetle mümkün olduğu kadar çabuk gönderirseniz beni sevindireceksiniz.

Yolunuz düşerse bir gün sizi vakıfta misafir etmekten şeref duyarı.

Neslihan Hanımefendiye lütfen saygılarımı bildiriniz.

Her zaman dostluklar” (5 Aralık 1980)

İki zıt kutbun arasındaki nezaket ve nezafete bakamısınız. Lütfen.

Bizler yurdum insanları birbirimize böyle sahip çıkmadıktan sonra çok fazla mesafe alacağımıza inanmıyorum.

Ayrı, ayrı gazetelerde yazanlar, ayrı ayrı TV’lerde programlar yapanlar her gün birbirlerinin aleyhine yazmaktan veya konuşmaktan kendi işlerini yapamamaktadırlar.

Ölüm güzel şey; budur perde ardından haber...

Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber? …

Beni de Allah ve Resul aşkının yanık bir örneği ve ardından birtakım sesler bırakmış divanesi olarak arada bir hatırlayınız! - Necip Fazıl Kısakürek.

Rahmet ve Minnetle anıyoruz. Ruhun Şad olsun büyük Üstat.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber