Hepimiz hobilerimizle baş başa, zamanımızı en iyi şekilde değerlendirerek yaşamaya çalışıyoruz.

Kimimiz okuyor, kimimiz yazıyor, kimimiz ise olmadığı kadar TV karşısında ya da sosyal medyada tüketiyoruz günlerimizi.

Peki ben ne yapıyorum?

Vallahi neredeyse tüm günü mutfakta geçiriyorum, inanılmaz bir yemek yapma hevesi var içimde.

Kendime bir TV kanal Hoca buldum; orada açıyorum Ahmet Şef’i, o ne derse onu yapıyorum.

“Kim yapar? Tabi ki Ahmet Şef yapar!" diyen o güler yüzlü, Anadolu şivesiyle hafif etine dolgun; önlüğüyle, malzemeleriyle, mutfak gereçleriyle bize benzeyen o adam sayesinde bir yılda iyi bir aşçı oldum diyebilirim.

Koyuyor önüne malzemeleri; tık tık tık doğruyor.

Sırasıyla tencereye yerleştiriyor, yarım saat sonra mükemmel bir görüntü ve lezzetle karşı karşıya bırakıyor sizi ve ben buna bayılıyorum...

Kuşkusuz, yemek yapmak da bir sanat ama yazmak çok farklı!

Yeteneğiniz var; alırsınız elinize kalemi-kâğıdı bir satır bile yazamazsınız, çünkü ilham ve odaklanma gereklidir.

İlham geldi, bitti mi?

Hayır…!

Yazmanın belli kuralları vardır, öyle alt alta ya da yan yana bir şeyler karalamakla olmuyor bu iş.

Eee… peki ne lazım o zaman?

Yazım tekniklerine uymanız şart!

O da tamam, başka?

Çok okumanız, çok araştırmanız ve olaylara objektif bakabilmeniz gerekir...

Eee… sonra?

Sonra, hedef kitleniz olmalı, hedef kitlenizi belirlemeniz, "Bu yazdıklarımı kimler okuyabilir?" diye sormalısınız kendi kendinize, bu da çok önemlidir.

Peki sonra?

Sonra özgün olmaya çalışmalısınız, kendi tarzınızı ortaya koymalısınız. Kimseyi taklit etmemelisiniz!

Gelelim şimdi en önemli noktaya!

Kalem en tehlikeli silahtır!

Onu elinize aldığınız anda, kendinizi çok büyük bir ordunun komutanı olarak düşünüp, ona göre emir vermelisiniz kaleminize!

Herhangi bir silahla karşınızdakine ateş ederseniz, onu bir çırpıda hayattan koparabilirsiniz ama kaleminizle yapacağınız en küçük  hata binlerce insanı, hatta bir toplumu yanlışa sürükler ve o insanları hayatları boyunca her gün öldürür!

Bunun vebali de günahı da sevabı da her iki dünyada sizin boynunuzadır, bunu asla unutmamalısınız.

Bu sorumluluk ve bilinç içinde çeşitli sitelerde yazılarım ve şiirlerim yayımlanmaktadır.

Naçizane basılı "İMERA FERAM" adlı bir şiir, çok özel makaleliklerimin yer aldığı "KÖŞEYE SIKIŞANLAR" isimli bir deneme kitabım, bir de 2015 - 2017 yılları arasında ülkemizde yaşanan terör olaylarından ve yaşanmışlıklardan esinlenerek kaleme aldığım “03.15” adlı romanımla Edebiyat Dünyasında yer bulmaya çalışıyorum.

Bundan böyle sizlerle birlikte; ülkenin ve dünyanın gündemindeki olayları bu sütunlarda dile getirmeye, öğrendiklerimi ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

Umarım, sizlerden aldığım ışıkla; bir aydınlık oluşturmayı ve farklı kapılar aralamayı başarabilirim. Saygılarımla.

Sebahat Karagöz

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
Mümin 3 yıl önce

tebrikler hocam. hoş geldiniz aramıza... hele "03.15” adlı romanınız harikaydı, tebrikler. bence romana devam...

Avatar
Sebahat Karagöz 3 yıl önce

Mümin Sağlam Hocam sayenizde oldu herşey çok teşekkür ederim



Günebakış Trabzon Haber