İnsanın rahatsız olduğunda derdine çare aradığı kurumlara şifahane denir. Diğer adıyla ben pek benimsemesem de hastane denir.

İnsan cennette yaratılıp dünyaya gönderildiği andan itibaren hastalık vardır. Olması da lazım gelmektedir. Çünkü insan hastalanıp derdine çare aradığında mutlaka yaratıcı olan Allah’ı anıp hastalığına şifa aramaktadır. Şöyle bir düşünce fırtınası yaptığımızda eğer bir insan hiç hasta olmasa bu durumda insanın hali nasıl olur?! Ben söyleyeyim zannımca büyük bir ihtimalle ilahlaşacaktır. Bir örnekle izahıma devam etmek isterim.

Firavun hayatı boyunca bir defa olsun başı ağırmamıştır. Sonunda ne oldu dediğinizi duyar gibiyim. Firavun sonunda ilahlaştı. Yeryüzünde ilahlık taslamaya başladı.

Ondan dolayı hastalık iyidir. Yeter ki Allah’tan geldiğini bilip sabırla derdine çare arasın insan. Bu durumda hastalık bir ibadettir. İnsan sıkıntı çektikçe inşallah günahlarına kefaret olacaktır. Bu hususta onlarca hadis vardır.

Konumu Peygamber Efendimizden itibaren aldığımızda peygamberimiz zamanında hastalıklar tedavi edildiğini görmekteyiz. Sahabeden Haris b. Kelede (R.Anh.) Sahabeden hasta olanlara Allahın izniyle şifa olmaktaydı. Peygamberimiz bu doktor sahabesine mescidi Nebinin bir bölümün tahsis etmiş ve O’da insanlara şifa olmuştu.

Dedelerimiz ninelerimiz Selçuklular ve Osmanlılar zamanında son derece gelişmiş şifahaneler inşa edilmişti. Bu şifahanelerde son derce bilimsel metotlarla hastalara şifa dağıtmaktaydı. Osmanlılarda ayrıca delilerle ilgili şifahaneler olup buralarda su ve musiki ile tedavi yoluna gitmişlerdi.

Günümüzde son derece gelişmiş şifahanelerimiz vardır. Fakat burada bir tuhaflık var günümüzde şifahanelerin isimleri değiştirilip hastane oldu. Doğru mu yanlış mı burası yazımın amacı değil. Fakat şunu söyleyeyim hiçte doğru olmadı. Dedelerimiz ninelerimizde ki inceliği az biraz düşünsek ne demek istediğim ortaya çıkacaktır. İnsan zaten hasta bir de gittiği yer hastane olunca hasta insanın tamamıyla psikoloji alt üst oluyor. Ama bu kurumların ismi şifahane olunca bu kurumlara gidildiğinde insan biraz daha psikolojisi düzgün oluyor. Yani gittiği kurumda bir sıfır galip tedaviye başlıyor.

Bugün güzel şehrim Trabzon’da yaklaşık üç tane devlet ve üç tanede özel hastane hizmet vermekte. Bir de Tüm Karadeniz’e hizmet eden bir üniversite hastanesi var. Devlet hastanelerimizden Kaş üstü Hastanemize bağlı Numune Kampüsün de hizmet veren Kadın Doğum Polikliklerinde son derece bir yığılma var. Buralarda bir doktora yüzün üzerinde kadınımız düşmekte. Buralarda ki yoğunluk inanın bana insanın psikolojisini bozmakta. Bundan dolayı Sağlık Bakanlığımız vakit geçirmeden bu hastaneye mutlaka Kadın Doğum Uzmanı göndermesi lazım gelmektedir. Eğer imkanı varsa kadın Kadın Doğum Uzmanı yollaması daha gereklidir. Çünkü kadınlarımız kadın doktor istemektedir.

Diğer devlet ve özel hastanelerimiz içerisinde ki poliklinikler görevlerini sağlıklı bir şekilde yapmaktadır Allah razı olsun.

Üniversite hastanemiz Farabi Hastanesi ise bir takım maddi sıkıntılar sebebiyle istenilen hizmeti veremiyordu. Sağ olsun Reis Sayın Recep Tayyip Erdoğan olaya sahip çıkıp üniversite hastanelerine dört yüz elli milyon para çıkarttı. Ben de bu konuyu bir müddet önce köşemde işlemiştim. Allahın izniyle bizim üniversite hastanemiz de bu paradan yekun bir miktar alacaktır. Allah vesile olandan razı olsun. Şimdi Allahın izniyle Farabi Hastanesi’nde şifa dağıtma hizmetleri en üst seviyede yerine gelecektir. Çünkü bu hastanemizde A grubu yani diğer hastanelerde yapılamayan ameliyatlar yapılmakta.

Hastalık şükür ve sabır ister…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber