banner240
banner237
banner238

                          Türk Halkı sevincini, dertlerini, özlemlerini, şikayetlerini, üzüntülerini kısaca bütün hayatını türkülerde anlatmıştır. O nedenle Türkü demek Türk demek, Türk’ün hayatı demektir. “Türkülerde tüter, dağ dağ, yayla yayla köyümüz, köylümüz, memleketimiz.” Çünkü o türküler “ana sütü gibi candan ana sütü gibi temiz”.

                         Bayramların Sosyal Hayatımızdaki Yeri

      Konumuz halk edebiyatı dersi değil elbette. Bayramların sosyal hayatımızdaki yerine değinmek istiyoruz. Ancak türkülerimizde bayramların nasıl yer aldığına bakarak konuya girmek istiyorum.

      Aslında bayramlar sevinç günleridir. Sevincin, mutluluğun bölüşüldüğü günlerdir. İnsanların dost, akraba, komşu, arkadaş birbirine kavuştuğu, hasret giderdiği günlerdir. Buna rağmen çaresizlik içinde kıvranan, kimsesizlikten bayram gelince üzüntüsü tavan yapan mutsuz ve umutsuz insanlarımız da vardır.

      İşte bayramlar böyle kimsesiz, sevgiye muhtaç, ekonomik zorluk içinde ve yalnızlık çeken insanlara giderek sevgimizi, dostluğumuzu paylaşmak, onların maddi sıkıntılarını bir nebze de olsa gidermek, böylece bayramın sevincini toplum olarak yaşadığımız özel günlerdir.

                                                    Bayram Gelmiş Neyime?

      Böyle bayram günlerinde içinde bulunduğu kimsesizliği, çaresizliği ve acıyı halkımız türkülere yansıtmıştır. Bir anonim halk türkümüzde şöyle diyor: Bayram gelmiş neyime, kan damlar yüreğime! Yaralarım sızlıyor, doktor gelmiş neyime?

      Evet! İçinde bulunduğu zorluklar nedeniyle bayramların gelmesini istemeyen, bayram günlerinde üzüntüsü artan nice insanımız vardır. Borçlu, yoksul, hasta, kimsesiz, hastanelerde, huzur evlerinde, çocuk esirgeme kurumlarında kapıları gözetleyen nice insanlar bizi beklemektedir.

                          Mutlu ettiğiniz Kadar Mutlu Olursunuz!

      Onları ziyaret etmek, gönlünü almak, ihtiyaçlarına bir nebze olsun çare olmak, hepimizin insanlık görevidir. Unutmayın mutlu ettiğiniz kadar mutlu olabilirsiniz! Onların yüreğine kan damlar, hüzün damlar. Bunun çaresi doktor değildir. İlacı bir dostun içten sesiyle kendisiyle selamlaşması, el sıkışması, dertleşmesidir. Bunu esirgemeyelim. Sızlayan yaralarına bu sıcak ve içten davranışımız merhem olsun ki yarın bizim de yaramıza merhem süren dostlarımız olsun. Unutmayalım ki merhamet etmeyene merhamet edilmez.

                     Kurban, Sadece Bir Hayvanı Boğazlamaktan İbaret Değildir!

     Sözlükte yaklaşmak, Allah’a yakınlaşmaya vesile olan şey anlamlarına gelen kurban, dinî bir terim olarak, ibâdet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hayvanı, kurban bayramı günlerinde usulüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder.

      Bundan maksat nedir? Bunu doğru anlamak ve ona uygun davranmak gerekir. Müslüman’ın gerektiğinde bütün varlığını Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun da bir nişanesidir. Müslüman, İlâhî rızayı kazanmak gayesiyle kurbanını keser. Böylece hem maddi durumu yetersiz olup kurban kesemeyenlere yardımda bulunmuş, hem de  bu vesile ile Allah’a yaklaşmış olur.

       Demek ki Allah’a yaklaşmanın yolu varlıktan fedakarlık etmek ve fakiri, yoksulu kimsesizi gözetmektir.

       Bu duygularla Kurban Bayramını tebrik ediyorum.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1

banner220



Günebakış Trabzon Haber