Prof. Dr. Düzgüneş; “Hamsi bizden şikayetçi.”
Recep Denizer; “Geçmişte 4-5 ay süren hamsi avı, bizde 2-3 aya kadar indi.”
Trabzon Ticaret Borsası’nın (TTB) 3T-Tarım-Ticaret-Turizm sloganı ile düzenlediği “12x12 Karadeniz Toplantıları”nın 7’incisi “Karadeniz’de Sürdürülebilir Balıkçılık” konusunda gemide yapıldı.
Trabzon’un balıkçılıkla da anılan semti Faroz’daki balıkçı barınağına demirleyen Mavi Saray Gemisi’nde gerçekleştirilen toplantıya katılanlara ekmek içi hamsi ikram edildi.
Toplantının açılışında konuşan Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu, Trabzon’da 24 balıkçı barınağı ile 12 balık işleme tesisi bulunduğunu hatırlatıp, kafeslerde yapılan yetiştiricilikle yurt dışına balık ihracatının da gerçekleştirildiğine dikkat çekerek, 3 tarafı denizlerle çevrili ülkemiz için balıkçılığın çok önemli bir kaynak olduğunu hatırlattı.
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkan vekili Atilla Ataman’da, balıkçılık sektörünün hem sağlık, hem de ekonomik kazanç açısından çok önemli bir kaynak olduğunu belirterek, “Hamsinin bu sektörde çok önemli bir yeri var. Bunun önemini herkes biliyor. Bu konuda gerekenleri hep birlikte yapmalıyız” dedi.
Atilla Ataman’a, Trabzon’un maskotu bulunmadığı, ancak 2007’deki Karadeniz Oyunları ile 2011’deki Avrupa Gençlik Olimpiyatları’nın maskotlarının hamsi olduğu hatırlatılıp, hamsinin maskot olarak seçilmesi konusu gündeme getirilince, “Bu konuda gereken çalışmayı yapacağız” cevabını verdi.
TTB Yönetim Kurulu Başkanı Eyyyüp Ergan ise, “Fındık bahçelerimizde üretimi dekarda 500 kiloya, gittikçe azalan Karadeniz’de balık miktarını ise eski düzeyine çıkarmak için çalışma yapıyoruz” dedi.
Toplantının “Karadeniz’de Sürdürülebilir Balıkçılık” konulu panel bölümünde ise ağırlıklı hamsi olmak üzere balıkçılık ve sorunları ele alındı.
TTB Meclis Başkanı Sebahattin Arslantürk’ün yönettiği panele konuşmacı olarak katılanlardan KTÜ Deniz Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ertuğ Düzgüneş, Karadeniz’de tüm canlıların genelde hamsi ile beslendiğini hatırlatarak şunları söyledi:
“Hamsi varsa palamut var, hamsi varsa torik var, hamsi varsa lüfer var. Hamsi yoksa bunlarda yok. Bunlar kendi içinde zaman zaman dalgalanmalar gösterebilir doğaldır. Palamut çok fazla olursa o sene hamsi az oluyor. Çünkü palamut hamsiyi yiyerek büyüyor."
Prof. Dr. Düzgüneş, Karadeniz’in süratli bir şekilde kirletildiğini vurgulayarak, “Bu konuda belediyelerimizin bir kusuru var. Derin deşarj sistemi uyguluyoruz. Evsel atıklar toplanarak denize bırakılıyor. Arıtılmadan denize karışan evsel atıklar denizde yaşayan, bizim gözle göremeyeceğimiz organizmaların içindeki yağ dokusunu parçalayarak ölmelerine neden oluyor. Hamsinin bir dili olsa anlatabilse neler söyleyecek. Hamside bizden şikayetçi."
Panelistlerden Recep Denizer, balıkçılıkla ilgili uygulamalarda adeta denizin kollanmadığını ileri sürerek, geçmişte Ekim’de başlayıp Nisan ortalarına kadar devam eden hamsi avının artık Ocak ayı gelmeden Türkiye karasularında tamamlandığına dikkat çekti.
İlker Yıldırım ise, kültür balıkçılığında Türk Somonu dile adlandırılan bir tür yetiştiriciliği oluşturup, ihracata geçtiklerini hatırlatarak, “Bugün 20 milyon dolar civarında olan bu ihracatımızı 100 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Ancak bunun için Karadeniz’i korumalı, zenginleştirmeliyiz” dedi.
Trabzon Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü uzmanı Murat Erbay’da, balıkçılıkta hamsiye özel bir önem verdiklerini ve her yıl hamsi Çalıştayı düzenlediklerini, bu yıl organizasyonun Mayıs ayında gerçekleştirileceğini bildirdi.