Ali Babacan bir Tv de yaptığı söyleşide, Erdoğan’ın arkasında muhalefetle gizli görüşmeler yaparak Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı aday göstermek için faaliyetler yürüttüklerini ama bu konuda başarısız olduklarını ve bu başarısızlıklarının ülkemize beş yıl kaybettirdiğini hiç utanmadan ifade etmiştir.

İzlerken çok şaşırdım ve hayretler içinde kaldım. Oysa ben kendisini beğeniyordum. Başarılı buluyor ve çok övüyordum. Gördük ki, yanılmışım.

Bilgisi ve başarısı olsa da ahlak yok. Hiç olmazsa çıkıp bu yaptığın ahlaksızlığı bütün millete ilan etme. Türk milleti görev vereceği insanda önce ahlak arar. Ama demek ki, bu adamın bu işlerden haberi yok.

Mensubu bulunduğu siyasi partinin içinde o partinin genel başkanına böyle ihanet eden bir insana kim güven duyabilir. Kaldı ki, o genel başkan kendisini Başbakan yardımcılığı, maliye bakanlığı gibi son derece önemli makam ve mevkilere getirmiş.

Gerek Ali Babacan ve gerekse Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu partilerin birer tabela partisi olmak dışında herhangi bir işe yaramayacağı şimdiden çok belli olmuştur.

Normal bir insan geçmişte kader birliği yaptığı arkadaşına veya arkadaşlarına dönüp çeşitli suçlamalar yaparsa o insanda kişilik sorunu var demektir.

Ben bir hekim değilim ama tecrübelerim bana bunu düşündürüyor. Zaten zaman, halkımızın kendisine nasıl bir elbise biçeceğini hep birlikte göreceğiz.

Cumhuriyet dönemi hükumetleri Ak Parti dönemi hükumetleri kadar halka güven veremedi. Ak Partinin 2002 tarihinde 58.hükumeti kurduğuna göre daha önce 79 yılda 57 hükumet kurulmuş demektir. Yani ortalama her 1.5 yıla bir hükumet düşmektedir.

Şimdi elimizi vicdanımıza koyarak düşünelim 1.5 yılda bir hükumet hangi icraatı yapabilir. Bu kadarcık bir sürede ilgili Başbakan ve bakanlar ancak oturdukları sandalyeleri tanıyabilir.

Şu anda muhalefet partileri yeniden o günleri özlemini çekiyorlar. O dönemlerde yapılan milletvekili pazarlıkları, batan bankalar ve yurt dışına kaçırılan 60 milyar dolarlar vs. daha pek çok kaos görüntüleri şimdilerde adeta unutulmuşa benziyor.

Bütün bu olumsuzların yanında tek bir yatırım yok. Enflasyon fırlamış gitmiş üç haneli rakamlara çıkmış. Sürekli açık veren bir bütçe, yani zar zor ayakta durmaya çalışan bir Türkiye vardı.

O eski sorumsuz yönetimlerin ballı geçinenlerinin mirasçıları yeniden aynı fırsatları yakalama gayretinde olduklarını büyük bir üzüntü ile izlemekteyiz.

Parlementer sistem veya güçlendirilmiş parlementer sistem dedikleri bu eskiyi özlemlerinin bir sloganıdır. Zira güçlendirilmiş parlementer sistem dedikleri yönetim biçiminin nasıl bir şey olduğunu bilen kimse yok. Sadece kuru bir slogan.

En büyük tesellim, artık bu geçmiş özlemcilerine ve onların özlemlerinin gerçekleşmesine asla izin vermeyecek bir bilince erişmiş olan halkımızın bu sağduyusudur.11.05.2021

M.Sadullah SAĞLAM

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber