Barış, insanların birbirlerine karşı sevgi ve saygı beslemelerinin kaynağıdır. Barış, adil davranmayı öğrenmenin kaynağıdır. Barış, ruhun beden ile birleşmesi için kurduğu yeryüzü cennetinin adıdır. İnsan barış ortamında yaratılmıştır.

                     İnsan olarak var oluşumuzun kaynağının barış olduğuna inanmak gerekir. İnsanoğlu kavganın ürettiği bir varlık değil, barış içerisinde yaratılan kutlu bir meyvedir. Yine barış sayesindedir ki insan âleminin yüceliğini ve insanlık için hedeflerini algılayabilmiştir. İnsan Yetiştiği ailesinde ve hizmet verdiği toplumda saygı ve sevgi içerisindeki iletişimi ancak barış ortamında geliştirebilir Yaratılmış birer insan olarak bizlerin ruhumuz ve bedenimiz arasındaki ilişkiyi ve ruhumuzun sürekli gelişim halinde olduğunu anlamamız, aklımızı kullanıp düşüncelerimizle yaratılışımızın güzelliklerine ulaşmamız, bu güzelliklerin renk, dil, ırk, cins, mezhep farkı gözetmeksizin tüm insanlarda da var olduğunun bilincine varmamız gerekir. 

                     Dünya Barışı Bugünün Acil İhtiyacıdır . Benim anlayışıma göre de bütün bunlar ancak düşünerek ve bilgi edinerek barış ortamında gerçekleşebilir. Dünyanın büyük barışı elimizde olup çok da yakındır. Bu, herkes tarafından yıllardır ümitle beklenen bir barıştır ve mutlaka gelecektir.  
                     Milletler arası işbirliği , bilimsel araçlar birleşik bir dünyayı idare edecek duruma gelmiştir. Fakat yanlış anlayış ve yaklaşımlar dünya üzerindeki doğal kaynakların milletler arası adaletsiz paylaşılması bunu engellemektedir. İnsanlar bugün bencil ve saldırgan davranışın, insanın tabii bir özelliği olduğu fikrinde birleşerek  barışa ulaşmayı engelleyen yanlış bir görüşü destekler durumuna düşmektedirler.Dünya Liderleri, ülkelerin yöneticileri barışa davet edilmektedir.
                   “İnsanlığı bölen ve insan ırkına acı veren olaylar her gün bir kat daha azgınlaşıyor… Çünkü şimdiki toplum düzeni acınacak derecede elverişsiz ve bozuk görünüyor.” 
                   Bugün ki ıstırapların insanlığı birliğe götüren anlayışın olgunlaşmasında bir çok basamaklar olduğu da aşikardır. Dünya barışının temelini atmak için ilk şart, insanlığın içinde bulunduğu bu durumun yine insanlığın olgunluğa varmadan önceki dönemi olarak kabul etmelidir.. Bu dönem, insanlığın yeryüzündeki kaderini ve içerisinde saklı olduğu mükemmelliğin açığa çıkmasını sağlamaktadır.
                  ‘Kendinize nasıl davranılmasını istiyorsanız siz de başkalarına öyle davranınız’ fikri bütün barışın ana temelinin olmazsa olmazıdır. Fakat insanlar yanlış anlayış ve bu yanlış anladıkları şeylere kendi dar görüşleri çerçevesinde bencilce, sıkı sıkıya sarımlıları neticesinde karmaşa ve ıstıraplara neden olmuşlardır. Taassuplar her zaman yıkıcı bir unsur olup ,insanlığın barışa yolculuğunu engellemektedir. Bu taassupların etkisi altındaki sistemler ya devleti her şeyin üzerinde tutan, ya da piyasayı diğerlerine üstün kılan yapılara sahip olup umutsuzluk ve sosyal problemleri çoğaltmışlardır. Burada çözüm bu sistemlerin kendi başarısızlıklarının analizini yapmalıdırlar. Maddi konforları önemli sayan ve yücelten fikirlerin insanlara aşılanarak ‘insanın yaradılışında bencillik ve kavgacılık vardır’ gibi yanlış bir fikir empoze edilmektedir. İyi çözümlere ulaşmak için artık işe yaramayan bu gibi fikirleri çıkarıp atarak değişmez bir istek ve kararlılıkla birlik içerisinde karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak için bir araya gelinmelidir.
                        Bazı silahların yasaklanması ve bazı çatışmaların kaldırılmasıyla barış tam olarak sağlanamaz. Savaş sebeplerinin temelden kaldırılması ve kalıcı bir çözüm bulunması yolunda atılacak adımlar genel ve dünya çapında olmalıdır. Irkçılık, insan birliğinin prensibine dayanan kanunlarla ortadan kaldırılmalıdır. Aşırı zenginlik ve fakirlik, büyük çalkalanmalara sebep olmaktadır. Bu her iki aşırı uç dünya çapında manevi temele dayanan bir davranış biçimine getirilmelidir. 

                      Milliyetçilik ; tüm insan ırkını sevme yolunu açmalıdır. Dini Liderler, aralarındaki farklılıkları barış hatırı için ahenk içerisinde halletmelidirler. Genel bir eğitimle tüm dünya insanları ile sevgi ve insan haklarına saygıyı paylaşmalıdır. Bu görüşleri kabul etmek dünya barışı için çok önemli ancak kalıcı çözüme ulaşmamızı sağlayacak olan sürekli öğrenme tutumuna dayandırılması hayatidir. 

                       Bu ıstıraplı dünya, barışçı bir dünya haline nasıl getirilebilir? Dünya düzeni ve birliği ; her şeyden önce ‘İnsanlığın Birliği’ fikrini kabul etmekle sağlanır. İnsanlığın Birliği, her türlü önyargının atılması, ırk, sınıf, renk, millet, cins ve maddi medeniyet farklılıklarını bir tarafa atmamızı gerektiren bir prensiptir. Bu prensip dünyanın her yerinde, okullarda öğretilmeli ve evrensel olarak beyan edilmelidir. Hem Türkiye’de hem de dünyada birçok toplumu, bugün barış ve birlik içerisinde yaşanabileceğine çalışmakta , yalnız kelimelerde kalan bir umudu ifade etmemektedir. Barış’ın gerçekleştirilmesi isteği ve Etkileşimlerinin etkinliğe dönüşmesi ; mahallelerimizdeki, toplumlarımızdaki hizmetlerimizle , daha iyi bir dünya yaratılması için bizlerle aynı özlemi çeken insanlarla beraber bu amaca yönelik çalışmak gerekmektedir. 

Dileğimiz Bölgemiz, Karadeniz Barış Gölü Olsun.     

  Saygı ve Sevgilerimle Okuyucularıma.  

 Ömer CİNALİOĞLU

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
H.Abdi SEZDİ 3 yıl önce

Ellerine yüreğine sağlık değerli kardeşim Ömer barış ve kardeşlik içinde bir bayram geçirmeniz dileklerimle Bayramını kutlar diliyorum.



Günebakış Trabzon Haber